Hâkim, toplumdaki çeşitliliğin ve sınırlı sayıda olamamakla birlikte ırk, renk, cinsiyet, din, tabiiyet, sosyal sınıf, sakatlık, yaş, evlilik durumu, cinsel yönelim, sosyal ve ekonomik durum ve benzeri diğer sebeplerden doğan farklılıkların; davaya mesnet teşkil etmeyecek nedenler olduğu bilincinde olmak ve bunları anlamak zorundadır. Hâkim, yargıçlık görevini yerine getirirken , davaya mesnet olmayan sebeplere dayanarak herhangi bir kişi ya da gruba karşı sözle veya davranışlarıyla meyilli ya da önyargılı olarak hareket edemez.
Hâkim, yargısal görevlerini; davaya mesnet olmayan ve yargı görevinin düzgün bir şekilde işlemesinde ehemmiyetsiz olan sebeplerde bir ayrımcılığa gitmeksizin davanın tarafları, tanıklar, avukatlar, mahkeme personeli ve yargı görevini icra eden meslektaşları dahil herkes için uygun yasal mülahazalarla yerine getirmelidir.
Hâkim, mahkeme personeline veya hâkimin nüfuzu, yönetimi veya denetimi tahtında olan diğer kişilere; hâkimin önüne gelmiş bir konuda, davaya mesnet olmayan sebeplere dayanarak, bireyler arasında ayırımcılık yapmalarına izin vermemelidir. Mahkeme önündeki yargılama aşamasında, avukatlardan; sözleriyle ya da davranışlarıyla, yargılama konusunun ve savunma konusunun bu sebep olması hali dışında, davaya mesnet olmayan sebeplere dayanarak herhangi bir kişi ya da gruba karşı meyilli ya da önyargılı olduklarını izhar etmemelerini talep etmelidir.
Altıncı değer ise "Ehliyet ve liyakat"tır. İlke şöyledir: "Ehliyet ve liyâkat, yargıçlık makamının gerektirdiği performansın ön koşuludur."
Uygulamada; bir hâkimin yargısal görevleri, diğer tüm etkinliklerin önünde yer alır. Hâkim, meslekî aktivitesini, sadece mahkemedeki yargısal işlevler ile sorumlulukların yerine getirilmesine ve karar vermeye değil aynı zamanda mahkemenin işleri ve yargıçlık makamıyla ilgili diğer vazifeleri de içeren yargısal görevlere adamalıdır.
Hâkim, yargıçlar için yargının kontrolünde yapılan eğitim ve diğer fırsatları kollayarak, yargısal görevlerin düzgün bir şekilde icrası için meslekî bilgisini, becerisini ve bireysel yeteneklerini sürdürmek ve artırmak için gerekli adımları atmalıdır.
Hâkim, uluslararası sözleşmeleri ve insan hakları normlarını oluşturan diğer belgeleri kapsayan uluslararası hukuk gelişmeleri hakkında kendisini sürekli güncellemelidir. Hâkim, mahkeme kararlarının verilmesi de dahil tüm yargısal görevlerini etkin bir şekilde, âdilâne ve makul bir süre içerisinde yerine getirmelidir. Hâkim, mahkemedeki tüm yargılama aşamalarında düzeni ve uygun hareket edilmesini sağlamalı, davanın tarafları, jüri üyeleri, tanıklar, avukatlar ve diyalog kurduğu resmi bir sıfatı haiz diğer kişilerle ilişkilerinde sabırlı, nazik ve vakur olmalıdır. Hâkim, aynı davranış tarzını tarafların yasal temsilcilerinden, mahkeme personelinden ve hâkimin nüfuzu, yönetimi ve denetimine bağlı diğer kişilerden de talep etmelidir. Hâkim, yargısal görevlerini layıkıyla yerine getirmesine uygun düşmeyen davranışlar içerisinde bulunamaz.
2003/43 Sayılı "Birleşmiş Milletler Bangolar Yargı Etiği İlkeleri"nin nasıl yaşama geçirileceği ise "yürürlük" maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; "Yargıçlık makamının niteliği sebebiyle, bu prensipleri yürürlüğe koyacak mekanizmalar şayet hâlihazırda hukuklarında mevcut değilse, ulusal adalet teşkilatı, bu prensipleri yürürlüğe koymayı temin edecek etkili tedbirleri almalıdır."
Bütün bu ilkeler göstermektedir ki; hakimler açısından ahlaki standartların oluşmasında Bangolar Yargı Etiğini yaşama geçirmek için ulusal mevzuatımızda veya düzenlemelerimizde eksiklik varsa giderilecektir. Giderilmelidir. Çünkü bu ilkeler adil yargılanmanın elde edilebilmesi için asgari kurallar olarak karşımıza çıkmaktadır.
13 Ekim 1994 tarihli 518 inci toplantısında kabul edilen Hakimlerin Rolü, Etkinliği, ve Bağımsızlığı Konusunda Avrupa Konseyi Üye Devlet Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararı (R-94/12); ise AİHS'nin "herkes, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, âdil ve açık bir yargılamayla görülmesini isteme hakkına sahiptir" ilkesini içeren 6. maddesine dayanmaktadır. Amaç demokratik ülkelerde "Hukuk Devleti" ilkesini güçlü kılmak için hâkimlerin bağımsızlığını geliştirmektir. Devletlere; bireysel olarak hakimlerin, genel olarak yargının rolünü geliştirici, bağımsızlık ve etkinliklerini güçlü kılıcı tedbirlerin alınması hedeflenmiştir.
Avrupa Birliği ile müzakereler sırasında karşımıza çıkacak olan başlıklardan birisi de "Yargı ve Temel Haklar"... Bilgi notuna göre siyasi kriterlerle yakından ilgili olan bu başlık adalet, özgürlük ve güvenlik alanının yaratılmasında önemli bir yere sahip olan bağımsız, güvenilir ve etkili bir yargı örgütlenmesini de gerektiriyor. İnsan haklarının korunmasında yargının hızlı ve sağlıklı işleyişini temin edebilmek gerekiyor. İşte bu müzakereler sırasında Bangolar Yargı Etiğinin ve Bakanlar Komitesi tavsiye kararının önemli bir yeri olacağı açık. (EÖ)