Bir dizi görüşme ve "Sustainable Investment in ASEAN" konferansında konuşma yapmak için geçen hafta Bangkok'a giden OECD'de uzman Mehmet Öğütçü'nün izlenimleri şöyle:
* Başbakan Thaksin Shinawatra, işadamı kökenli dinamik bir siyasi lider. Geçtiğimiz aylarda servetinin hesabini tam veremediği için yargılandı. Tayland halkından özür dileyerek son anda hüküm giymekten kurtuldu. Şu sıralar, basın ile başı ciddi şekilde dertte. Muhalif basını susturmaya çalışmakla suçlanıyor.
Tozu dumana katan haber
* Hong Kong'da yayımlanan Far Eastern Economic Review'de çıkan ve başbakan ile kral arasında gerilim olduğuna dair bir haber, ortalığı toz dumana kattı. Bunu kraliyet ailesine saygısızlık olarak değerlendiren hükümet, dergiyi toplattırdı; ardından haberi yazan gazetecileri gözaltına aldı. Vizelerini iptal etti. Yerel basının bir kısmı bunu polis devletine doğru gidiş, basın özgürlüğünün baltalanması olarak değerlendirdi.
* Thaksin, uluslararası baskılara da boyun eğmeyeceğini açıkladı. Kraliyet ailesi tahmin edemeyeceğiniz ölçüde büyük saygı görüyor. Adeta Tanrı'nın "yeryüzündeki gölgesi". Anayasa'nın sekizinci maddesi kral ve ailesine gerekçesi ne olursa olsun hiçbir suçlama ve eleştiri getirilemeyeceğini açıkça belirtiyor.
Gazeteci ve yazarlara gizli soruşturma
* Ardından, muhalefetin sesi konumundaki The Nation gazetesinin genel yayın yönetmeni, başyazarı ve bazı önde gelen muhalif yazarlarla bunların aileleri hakkında Başbakanlığa bağlı Kara Paranın Önlenmesi Kurulu gizli bir soruşturma başlattı. Bu soruşturma talimatının, bankalardan birisi tarafından basına sızdırılması üzerine yeni bir bomba duştu Tayland siyasi gündemine. Başbakan bu soruşturma emrini kendisinin vermediğini bazı işgüzarların işi olabileceğini belirterek sıyırmaya çalıştı kendisini.
Zenginler listesine itiraz
* Fortune dergisi, son sayısında, aralarında Türkiye'den Karamehmetler, Sabancı, Koç ve Ciner ailelerinin de bulunduğu dünyanın en büyük dolar milyarderlerini açıkladı. Başbakan Thaksin Shinawatra kendisine, milyarderler sıralamasında Tayland'daki eski rakiplerinin gerisinde yer verilince çok bozulmuş. Hemen yakın çevresi aracılığıyla Fortune ile temasa geçip nedenini sormuş. Aldığı yanıt çok basit: "Biz araştırmamızda akraba, hizmetçi, şoför ve korumalar üzerine geçirilmiş ve resmi kayıtlarda gözükmeyen serveti ne yazık ki hesaba katamıyoruz".
* Sahi Türkiye'de de böyle bir sıralama yapılsa ve gizli servetler de hesaba katılsa nasıl bir tablo çıkardı ortaya acaba?
17 Göçmen işçinin ölüm nedeni
* Paris'e dönerken (Pazar sabahı)uçakta okuduğum Myanmarli (Burmali) 17 göçmen isçinin katliamı haberi tüm keyfimi kaçırdı. Dünyada uyuşturucu trafiğinin - özellikle Afganistan'ın şimdilik devre dışı çıkartılmasından sonra - yeniden merkezi haline gelen "Altın Üçgeni", çok büyük ölçülerde insan ticaretine sahne oluyor. Sadece seks isçileri değil, aynı zamanda pirinç tarlalarında, büyük plantasyonlarda aylığı 500 bahta (1 ABD Doları=43 baht) çalıştırılan Laoslu, Myanmarli ve Kamboçyalı emek gücü iç karartıcı bir insanlık dramı yaşıyor.
* Gazete haberi, uyuşturucu mafyasının 10'u yetişkin, yedisi çocuk işçi 17 Myanmarlinin boyunlarının kırılarak öldürüldüğünü, sonra da pirinç çuvallarına konularak bir çöplüğe atıldığını anlatıyordu. Katiller bulunmuş. İşverenleri, iki aylık ücret borcunu ödememek için bu insanlık dışı katliamı yapmışlar.
Korkutan Çin
* Çin'in alıp başını gitmesi, ASEAN ülkelerini çok kaygılandırıyor. Hem kendi aralarında hem de Çin'le rekabet için muazzam reformlar gerekiyor. * Endonezya, bölgenin kayıp ülkesi. Disinvestment (yatırımsızlık) sürekli artıyor. Buna karşın, Tayland, Singapur ve Malezya "ucuz emek" imalat sanayiinden bir üst kümeye sıçrama telaşı içindeler. Geçen yıl, yabancı yatırım çoğunda azaldı. Bu yıl daha kötü geçecek. Yeni yatırım neredeyse hiç yok;olanlar da konsolidasyonu tercih ediyor. Dahası, bir bölümü, Çin ve Hindistan'a "relocation" (yeniden yerleştirme) için düğmeye basmış durumda.
Tuktuk şöförü: Hakan Şükür ve Galatasaray'ı tanıyor
* Tek kelime İngilizce bilmeyen Tuktuk şoförü Türk olduğumu öğrendiğinde "Galatasaray - Hakan Şükür" diye gülümsedi. Türkiye denilince aklına gelen ilk çağrışımın futbol olması şaşırtıcı. Öyle görünüyor ki, spor başarıları siyasi-kültürel başarılardan daha fazla ses getiriyor uluslararası alanda. Ne dersiniz?
Norveç, Kamboçya, Türkiye Üçgeni
* Uçakta yanımda oturan Fransız asıllı ancak Norveç'te yaşayan bir NGO temsilcisi sohbetimiz sırasında Norveç'i dünyadaki "en ırkçı uluslardan birisi" olarak niteledi. Kamboçyalı birisiyle evlendiği için olmadık hakarete uğradığını, göçmen bürosunun tam bir gestapo gibi çalıştığını anlattı. Norveç'de Türklerin Pakistanlı ve diğer renkli etnik gruplara kıyasla - beyaz oldukları için - bir nebze daha fazla kabul gördüklerini aktardı.
* Arada kendi küçük dünyalarımızın dışına çıkmak soğuk duş etkisi yapıyor. İyi de oluyor.(NU)