Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, milletvekilleri Çiçek Otlu, Celal Fırat ve Sabahat Erdoğan Sarıtaş ile birlikte partilerinin Siirt İl Örgütü binası önünde halkla bir araya geldi.
MA’nın haberine göre, burada konuşma yapan Bakırhan, Cumhuriyetin birinci yüzyılında Kürtlerin hak talepleri kabul edilmediğini dile getirdi:
“Katledildik, içeri atıldık. Bunu en çok Siirt halkı yaşadı. Maalesef Kürt düşmanı iktidar ve onun küçük ortağı MHP, ‘Hepimiz Türk’üz’ demeye devam ediyor. Bir dilimiz, kültürümüz var. Biz dilimizi, kültürümüzü yaşatmak için çağrı yapmak istiyoruz. Kürt meselesi artık yok sayılacak bir mesele değil. Kürt meselesini Bahçeli aklıyla çözemezsiniz. Bu ırkçı zihniyeti terk etme zamanı geldiğini söylüyoruz.”
“Öcalan’a tecrit uygulamayı bırakın”
Tuncer Bakırhan konuşmasına şöyle devam etti:
“Kürt meselesinin çözümünde büyük irade ortaya koyan Sayın Öcalan bu sorunu çözebilir. Sayın Öcalan çözüm sürecinde de büyük ve güçlü bir irade ortaya koydu. Bu halkların kardeşçe bir arada yaşayabilmesi için elini taşın altına koydu.
Bu meseleyi çözecek olan Kürt halkının büyük önem verdiği Öcalan’a tecrit uygulamayı bırakın. Tecrit, bu ülkede gençler yaşamını yitirsin demektir. Dolayısıyla çatışma, kavga olmasın istiyorsak, bu sorunu çözmek zorundayız.
Bunun için de tecridin kaldırılması için bu ülkeyi yönetenlere haykırıyoruz. Kürt meselesi çözülmediği için bu ülkenin 800 milyar doları hiç edildi. Siirt’teki kardeşlerim iktidara, ‘Kürtler farklı bir halktır niye dilini konuşmuyor, kültürünü niye yaşatmıyor, iradesine niye kayyım atıyorsun’ sorusunu herkes sormalıdır. Bir tek Kürtler değil. Kürtler bu ülkede ‘Türkler, Araplar dilini konuşmasın’ demiyor. Biz de konuşalım, biz de yaşatalım, diyor. Ama maalesef iktidar buna kulağını tıkamış durumda.”
“Kayyım atayanlara karşı bir arada durmamız lazım”
İktidarın Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları üzerinde de durun Bakırhan, şunları söyledi:
“Başta bu sorunları çözmeyen, Rojava’da Kürdün kazanımını tanımayan, bombalayan ama Filistinliyle dayanışan bu ikiyüzlülüğe ‘dur’ dememiz lazım. Evet, bizde yok edilen, işgal edilen Filistin halkının yanındayız, dayanışma içindeyiz. Hatta Filistin halkının kurtuluş mücadelesinin ilk şehitleri Kürtlerdir.
Ama Sayın Erdoğan, Filistin’de ‘çocuklar ölmesin, arabulucu olurum’ diyorsunuz, ama Rojava’da kardeşçe yaşayan, kültürünü yaşayan Kürtlere bomba yağdırıyorsun. Bunu hangi inanç kabul edebilir. Kayyım atayanlara karşı Arabıyla, Kürdüyle, emekçisiyle bir arada durmamız lazım.
Bunlar ülkeyi uçuruma sürüklüyor. Bunlar ülkeyi bitirdiler. Koruduğumuz belediyelerdeki halka ayrılan bütçeyi peşkeş çektiler. Bizim, ‘bir kuruş daha fazla arttıralım’ dediğimiz belediyelerin bütçesini peşkeş çektiler. Siz gerçekten kayyımdan memnun musunuz? Bizden daha mı çok kapsayıcılar?
Kürtlerin eşit yurttaş olması için, yaşadığımız yoksulluğun bitmesi için, Rojava’daki halkın yönetiminin devamı için, adaletin sağlanması için, Gülten Kışanak’ların, Figen Yüksekdağ’ların, Selahattin Demirtaş’ların serbest olması için, talan düzenini ‘dur’ demek için, Kurdistan coğrafyasında uyuşturucu bataklığına durmak için hep beraber mücadele etmek gibi bir sorumluluğumuz olduğunu sizlere hatırlatmak istiyorum.”
Halk buluşması çekilen halaylar ile son buldu. (AS)