Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Parti Meclisi (PM) üyeleriyle yaptığı toplantıda konuştu.
Türkiye'nin, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) sınırları içindeki saldırılarına dair "Emekliler geçim derdindeyken, iktidar savaş peşinde koşuyor" dedi. KDP'ye "Bu işgal politikalarına alet olmayın" çağrısı yaptı.
Dünyada çatışmaların ve savaşların derinleşerek devam ettiğini söyleyen Bakırhan şunları aktardı:
Bu çatışmalar bir türlü çözüme kavuşturulmuyor. Savaş bölgelerinde dünyanın hegemonik güçleri var. Dünyada ve bölgemizde iki temel konu göze çarpıyor. Bir savaş başlığı, bir de siyasi karmaşa. Siyasi boşlukları, kapitalist neoliberal politikalarla doldurmaya çalışan otoriter iktidarlar var. Bizim örgütlü olmadığımız, halkların örgütsüz olduğu ve güçlü bir mücadele yürütmediği yerlerdeki boşluğu ekonomik güçler doldurmaya çalışıyorlar.
Bu savaşları isteyenler Suriye’deki, Irak’taki halklar değil. Bu savaşı isteyenler Ukrayna’daki halklar değil. Lübnan’daki halklar değil. Savaşı iktidarlar istiyor. Savaşı, iktidarlarda bulunun otoriter mantığa sahip bireyler istiyor. İktidarlarını korumak için Efrîn'in demografik yapısını değiştirmeye göze alıyorlar. İnsanların perişan olmasını, katledilmesini, oranın kültürünün ve doğasının talan edilmesini çok rahatlıkla isteyebiliyorlar. Dolayısıyla bu savaş isteyen halklar değil, emekçiler ve kadınlar değil. Biz hiç değiliz.
"Bu savaşa muhalefet destek olmamalı"
Bakırhan ardından Türkiye'nin savaş politikalarında ısrar ettiği söyledi. AKP’nin iktidarını devam ettirmek için savaş ve çatışma aradığını kaydetti. Mevcut durumun 2015 sonrası süreçle aynı olduğunu anlattı:
Üçüncü dünya savaşı diyorlar, güvenlik meselesi diyorlar, Rojava’da halkların demokratik bir şekilde yaşamasını tehdit olarak görüyorlar. Ne alakaları ve işleri varsa Federe Kurdistan Bölgesi'nde?
Halk açlık ve sefalet içinde. Emekliler geçim derdindeyken, ülkede büyük bir yoksulluk yaşanırken iktidar dün Rojava'da bugün Federe Kurdistan Bölgesi'nde bir çatışma ve bir savaş peşinde koşuyor. Buna kabul etmiyoruz. Bu savaş ve çatışmalı anlayışa muhalefet de destek olmamalı. Çünkü savaş AKP-MHP iktidarının savaşıdır. Türkiye halklarının savaşı değil.
"Çözüm niye Kürtler için yok?"
Bakırhan ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs’la ilgili ‘Müzakereye, görüşmeye Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli bugüne kadar boş çevirmedik’ sözlerini hatırlattı.
“Şam’a çözüm eli, Irak ve İran’a çözüm eli, Yunanistan'a çözüm eli... Ama Kürt'e gelince Federe Kürdistan Bölgesi'nde, Rojava'da olduğu gibi tank top… Niye? Diye sordu ve şöyle devam etti:
Çözüm niye Kürtler için yok. Uzatılan çözüm eli neden Kürtlerin elini tutmuyor. Kürtler o kadar mı düşman? Daha bir kaç gün önce İsrail’in Gazze'ye attığı bombaların on misli büyüklüğündeki bombalar Amêdiye köylerinin ve çevresine düştü. İnsanlar katlediliyor. 90'larda olduğu gibi Kürdistan’da boşaltılan köylerin aynısı bugün Federe Kurdistan Bölgesi'nde yapılıyor. Sen kimsin ne arıyorsun hangi hakla? Senin sınırların içinde olmayan bir coğrafyada Kürt köylerini boşaltmaya, orada kalekol yapma hakkını sana kim verdi?
Tam da bu noktada Federe Kurdistan Bölgesi yöneticilerine de çağrı yapmak istiyoruz. Bir yönetim mi var orada? Böyle bir yönetim mi olur? Başka bir ülke, kendisinin olmayan sınırlarının ötesindeki bir bölgede 80 tane üst kuruyor. Amerika’nın Suriye’de kurduğu üstlerden daha fazla. Onlarca kalekol kuruyor. Oradaki yönetim 'Bu üstler, bu tanklar, bu toplar ne için? Kimin için?' sorusunu ne zaman soracak? Onlara çağrımızdır. Lütfen bu işgal politikalarına alet olmayın. Lütfen bu işgalin orada derinleşmesi, burada olduğu gibi Kürt'ün evini, köyünü, yaylasını yakmasını, köyleri boşaltmasını, orada yaşayan insanları perişan etmesine alet olmayın.
(HA)