Fotoğraf: Dilek Şen/bianet
13 sivil toplum kuruluşu ve girişim, Adalet Bakanlığı’nın, Boğaziçi Üniversitesi tutuklamalarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği cevap yazısına ilişkin ortak açıklama yaptı.
TIKLAYIN - Sergi soruşturmasında 7 öğrenciye 3 yıla kadar hapis istemi
NOT: 30 Ocak'ta tutuklanan ve 17 Mart’ta ilk duruşmada tahliye edilen Selahattin Can Uğuzeş, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle avukatları Levent Pişkin ve Deniz Yıldız aracılığıyla Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulunmuştu. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanı Dr. Hacı Ali Açıkgül, başvuruya ilişkin AYM’ye yanıt vermişti. Bakanlık, iddianameden kopyala-yapıştır yöntemiyle verdiği yanıtta bir kez daha homofobiye başvurmuştu. Savcılığın iddianamede kullandığı “İslam dini literatüründe yasak ve haram olarak kabul edilen eşcinsellik ve benzeri cinsel yönelimlere dair imgeler”, “LGBTİ+ olarak anılan bir sosyal kesim ve Türk toplumunun büyük bir çoğunluğunu oluşturan Müslüman vatandaşlar açısından halkın sosyal sınıf bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik edici nitelikte olduğu” ifadelerini yinelemişti. |
Sivil toplum örgütleri, Bakanlığın bu yanıtına tepki gösterdi ve "reddediyoruz" diye seslendi.
"Vahim ve tehlikeli"
Açıklama şöyle:
“Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin açtığı resim sergisi nedeniyle iki öğrenci tutuklanmış, ardından halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla haklarında dava açılmıştı.
“Tutuklanan iki öğrenci, tutuklanmalarının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal ettiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.
“Adalet Bakanlığı, geçtiğimiz hafta bu konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği cevap yazısında tutuklamaların hukuka ve anayasaya uygun olduğunu belirtirken, Anayasa’da güvence altına alınan laik hukuk devleti ilkesine açıkça meydan okuyan dini gerekçelere başvurmuştur.
“Bakanlık yazısında, “İslam dini literatüründe eşcinselliğin ve benzeri cinsel yönelimlere dair imgelerin yasak ve haram olduğu” belirtilerek bu nedenle tutuklamanın hukuksal / olgusal temelleri bulunduğu ileri sürülmektedir. Adalet Bakanlığı’nın ‘İslam dini literatürüne’ gönderme yaparak cinsel yönelimleri farklı kişileri hedef göstermesi ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ niteliğinde olup ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturmaktadır.
'Laik devlet anlayışı herkes için hayati önemde'
"Devlet kurumları her türlü eylem ve işlemlerinde Anayasa’ya ve laik hukuk kurallarına uygun davranmak zorundadır. Laik bir hukuk devletinde, devletin siyasi ve hukuki temel düzeninin kısmen de olsa din kurallarına dayandırılamayacağı açık ve kesin bir ilkedir.
“Bu ilke Anayasa’nın 24. maddesinde açık ve net olarak yazılmıştır. Anayasa hükümleri herkesi bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
"Adalet Bakanlığı’nın cevap yazısında, dince haram ve yasak olduğunu iddia ettiği bir konuyu, ceza kanunundaki “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçu” kapsamına katma çabası kabul edilemez. Bu durum, meşruiyetini anayasadan alan bir devlet kurumunun anayasanın emrettiği, hukuk düzeninin din kurallarına dayandırılamayacağı ilkesini çiğnemesi, görmezden gelmesi anlamına gelmektedir. Laik temelli hukuk anlayışı ve devlet düzeni toplumun bütün kesimleri bakımından hayati önemde bir güvencedir.
"Adalet Bakanlığı'nın cevabi yazısını bu nedenle ülkemiz hukuk sistemine temelden karşı, vahim ve tehlikeli görüyor, reddediyoruz."
13 Sivil Toplum Örgütü
3H Hareketi Derneği / Ankara 78’liler Meclisi / Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi / Boğaziçili Müdahil Mezunlar / Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi /Demokrasi İçin Birlik (DİB) / Diyalog Grubu / Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi / Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu / Düşünce Suçu (!?)na Karşı Girişim / Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği / Yurttaş Girişimi / Yurttaşlık Derneği.
Ne olmuştu?Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Ocak'ta, 2015'te AKP'den milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesi'ne kararname ile rektör olarak atadı. 2002'de Sarıyer AKP İlçe Örgütü'nün kuruluşunda yer alan Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne atanmasına öğrenciler ve akademisyenler tepki gösterdi. İlk defa üniversite dışından bir rektör atanmasına da karşı çıkan ve Bulu'nun "kayyım" olduğunu söyleyen öğrenciler, 4 Ocak'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde eylem düzenledi. Polis, öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle müdahale etti. Üniversite kapısına kelepçe vuruldu. Bulu'yu protesto eden Boğaziçi Üniversitesi'nden akademisyenler de rektör devir-teslim törenine tepki göstererek Rektörlük binasına sırt dönme eylemi başlattı. Polis, gösterilere katılan öğrencilerin evlerini bastı. Çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. 4 Ocak'tan beri farklı yerlerde ve şekillerde devam eden eylemlere polis her seferinde müdahale etti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun resim sergisi nedeniyle LGBTİ+'ları ve öğrencileri hedef göstermesinden sonraki eylemlerde polis üniversiteye de girdi. Boğaziçi öğrencilerine İzmir, Ankara, Samsun gibi birçok şehirden ve üniversiteden de destek geldi. Boğaziçi protestolarına katılan öğrencilerden en az 600'ü gözaltına alındı, 25'i aşkın kişiye ev hapsi cezası verildi. Sekiz üniversite öğrencisi ise halen tutuklu. "Kayyım rektör istemiyoruz", "Melih Bulu istifa" diyen öğrenciler, mezunlar, çalışanlar ve akademisyenler; protestolarını 4 Ocak'tan bu yana sürdürüyor. |
(EMK)