Adalet Bakanlığı, 19 Aralık 2000'deki cezaevi operasyonlarını yedi yıl sonra protesto ederken Eskişehir'de lince uğrayan ve gözaltına alınan 10 üniversite öğrencisinin Ceza Yasası'nın (TCK) 301. maddesinden yargılanmalarına izin verdi.
Eskişehir'de 19 Aralık 2000'deki cezaevi operasyonlarını "katliam" olarak yedi yıl sonra protesto ederken linç eşliğinde gözaltına alınan 10 üniversite öğrencisi, Adalet Bakanlığı'nın yargılama iznine rağmen beraat ettiler.
Bakan Şahin yalnız bıraktı; mahkeme kurtardı
Eskişehir 2. Sulh Ceza Mahkemesi, bugünkü karar duruşmasında, "katil devlet" ve "19 Aralık gazileri" gibi nitelendirmelerden dolayı hapisle yargılanan Ali Haydar Güneş, Esma Yavuz, Sabit Çiçek, Şahin Kösedağı, Nadide Toker, Ali Bozkına, Can Aydemir Sezer, Atilla Aka, Esra Sönmez ve Nihal Samsum adlı üniveriste öğrencilerinin beraatine karar verdi.
İki yıl hapis tehdidiyle karşı karşıya bulunan 10 kişi, "Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılamak" ve "suç ve suçluyu övmek" iddialarıyla yargılanıyorlardı.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bir süre önce "Devletime katil dedirtmemem" sözleriyle yazar Temel Demirer için kovuşturma izni vermesini gerekçelendirmişti. Şahin'in yargılanmalarına izin verdiği diğer bir dosya da, Eskişehir'de 19 Aralık "Hayata Dönüş" Operasyonları protesto eden 10 üniversiteli olmuştu.
Bugünkü karar duruşmasında, tutuksuz sanık olarak yargılanan Güneş, Yavuz, Çiçek, Kösedağ, Bozkına, Sönmez katıldılar.
"Açlık grevi suç olamaz, desteği de..."
Üniversitelileri savunan üç avukat, açlık grevine girmenin ve cezaevi operasyonlarını katliam olarak nitelendirmenin suç oluşturamayacağını, açlık grevine destek olmanın da "suçu övmek" olarak nitelenemeyeceğini savunarak, suçun unsurlarının bu nedenle oluşmadığını ifade ettiler.
29 Nisan'da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 5759 sayılı "Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile Ceza Yasası'nda yaptığı değişiklikle 301. madde uyarınca yürütülen soruşturma ve kovuşturmaların Adalet Bakanı'nın iznine bağlanması şartını getirmişti. (EÖ)