Fransa, gazeteciler ve hukukçuların, siyasilerin yolsuzluk ve kara para aklama işleriyle verdikleri etkili mücadele konuşuluyor.
Mart sonunda, Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkında, kozmetik firması L’Oreal’in patronu Liliane Bettencourt’dan yasadışı para aldığı gerekçesiyle inceleme başlatılmasıyla UMP Partisi sarsılmıştı.
Hatta, Bordeaux Soruşturma hakimi Jean Michel Gentil, Bettencourt’un bir elemanıyla yüzleştirdikten sonra Sarkozy’nin ifadesine başvurduktan sonra tehditler almıştı.
Gentil’nin öne çıkardığı şüphe, Sarkozy’nin “Betencourt’un yaşlılığından istifade ederek seçim kampanyası için zarflar içinde yüksek miktarda paralar alması” olarak gösteriliyor. Sarkozy, iddialara karşılık kendisini, “Bettencourt ailesi bana tek kuruş vermedi” sözleriyle savunmuştu.
Sarkozy, geçen hafta Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders’e Legion d'Honneur Ödülü’nün verildiği Brüksel’deki törene Fransız gazeteci alınmamasını istemesini Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) kınamıştı. EFJ’nin asıl kınadığıysa, bir bakanın onurlandırıldığı bir törende gazetecilerin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi ve Belçikalı makamların Sarkozy’nin bu talebini yerine getirmesi oldu.
Cahuzac: Üç ay inkar, sonunda itiraf etti
Ancak Fransa siyaset sahnesini hareketlendiren ve lekeleyen iddialar bununla sınırlı değil: Sarkozy gibi baştan beri hakkındaki suçlamaları reddeden Sosyalist Partisi’nden (PS) Jérôme Cahuzac dün suçlamayı kabul ederek Fransa kamuoyundan özür dilemeyi seçti.
Paris savcılığının, bir İsviçre Bankası’nda gizli hesabı bulunduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma açmasıyla birlikte iki hafta önce Bütçe Bakanı görevinden istifa eden Jérôme Cahuzac, televizyon ve radyo kuruluşları bir bir gezerek mediapart sitesinin dile getirdiği iddiaları “Ne bugün, ne de dün böyle bir hesabım olmadı, olmamıştır” diyerek reddetmişti.
Strauss-Kahn’dan sonra şimdi de Cahuzac!
Ancak eski Bakan, “derin bir pişmanlık” ile bugüne kadar “20 yıl öncesine ait 600 bin avroluk hesabı” konusunda yalan söylediğini itiraf ederek, zaten Dominique Strauss-Kahn’ın ABD’deki cinsel saldırı davasıyla yıpranan partisini bir kez daha zor durumda bıraktı.
Dün akşam France 2 Ana haber bültenine katılan Başbakan Jean-Marc Ayrault, çıkar gözeten ve yalan söyleyen Cahuzac’ın ekonomik sıkıntılar nedeniyle zor günler geçiren Fransa toplumu önünde partisini zor durumda bıraktığını, örnek davranması beklenen siyasileri toplum önünde itibarsızlaştırdığını söyledi. Başbakan, hükümetin başındaki bir yetkili olarak Cahuzac’ın özrünü kabul etmek gibi bir yetkisi bulunmadığını ifade etti.
“Mediapart, bir basın özgürlüğü başarısıdır”
Ayrault, Aralık 2012’den beri 10 kadar haberle Cahuzac’ın yolsuzluk yaptığını gündemden düşürmeyen mediapart sitesinin ciddi bir gazetecilik başarısı gösterdiğini, bu olayda basın özgürlüğünün rolünün azımsanmaması gerektiğini kaydetti.
Başbakan, “Betencourt”’ soruşturması kapsamında Sarkozy ile işlem yapan yargıçların da rahat bırakılmasını istedi. Ayrault, Hakimler ve Savcılar Yüksel Kurulu’nda (Conseil Supérieur de la Magistrature) reform ihtiyacını kimsenin yadsıyamayacağını belirtti ve tüm partileri bu çalışmaya destek vermeye çağırdı. (EÖ)
