Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Öcalan ile görüşülmesini sert dille eleştirdi ve "Başbakan Erdoğan çizmeyi aşmış, eşiği geçmiş ve bölücü terörün kanlı limanına hükümetini demirlemiştir'' dedi.
Müzakerelerle uygulanmaya çalışılan planın "Türkiye'nin yıkılması ve milletin bölünmesi" olarak değerlendiren Bahçeli bu planın yol haritasını da açıkladı. "Birinci aşamada PKK dayatmalarının hayata geçirilmesinin psikolojik alt yapısı hazırlanacak, ikinci aşamada yasal düzenlemeler yapılacak ve üçüncü aşamada anayasa değişikliklerinin gündeme taşınarak, mümkün olursa üniter yapının bozulacak".
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İmralı görüşmelerini şöyle değerlendirdi: ''Müzakere ve müzakereden sızan başlıklar ihanetin daniskası değildir de nedir? Türkiye'nin çökmesi, Türk milletinin parçalanması için daha ne yapılacak, daha neler uygulamaya koyulacaktır?''
Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
* Artık Türkiye terörle masaya oturmayı saklama ve gizleme gereği bile duymayan, bu yöndeki tepkilere aldırış dahi etmeyen vicdan ve hamiyet fukaralığıyla bire bir muhataptır.
* Maruz kaldığımız menfur suikastın hedefi, Türkiye'nin milli birliği, milli güvenliği, milli varlığı ve bin yıllık kardeşlik hukukudur.
* Ülkemizi etnik tuzakların içine çekmek isteyen ve nereden bakarsak bakalım iki asrı aşan bir mazisi bulunan küresel oyun, plan, proje ve heveslerin AKP ile başını kaldırıp inisiyatif elde ettiği anlaşılmaktadır.
* Damat Ferit lobileri, Sait Molla takipçileri, Şerif Hüseyin müttefikleri, Anzavur taraftarları, Seyit Rıza misyonerleri, Şeyh Said izcileri, Doğu Sorunu mucitleri, Mondros sevdalıları, işgal artıkları, isyan kalıntıları AKP'nin ampulünde toplanmış ve AKP'nin uyarıcı etkisiyle yattıkları kış uykusundan uyanmışlardır. Karlofça'dan Küçükkaynarca'ya, Sevr'den yıkım projesine kadar Türk ve İslam değerlerine karşı ne kadar hazım ve tahammül sancısı çeken varsa AKP ile hayat bulmuş, AKP ile gözlerini açmıştır. İşbirlikçiler sıra sıra dizilmiş, sömürge tahsildarları peş peşe takılmış, emperyalizmin uşakları saf saf hizalanarak AKP'de buluşmuştur.
"Şeref meselesi"
Demokratik açılım sürecinin başarısızlıkla sonuçlandığını, daha sonra Oslo görüşmelerine geçildiğini anlatan Bahçeli, Başbakan Erdoğan ile aralarında mahkemeye taşınan bir tartışmaya yol açan "şerefsizlik" meselesine bir kez daha değindi. Bahçeli 28 Aralık 2010 tarihinde bir konuşmasında Başbakan Erdoğan'a "şerefsiz" dediği için tazminata mahkum edilmişti.
''Parti olarak İmralı canisiyle görüşmeleri ilk defa gündeme getirdiğimizde Başbakan sinir küpüne dönmüş, ağzına ne geliyorsa bize hakaret olarak sıralamıştır. Kendisi, 22 Ağustos 2010 günü Kayseri Cumhuriyet meydanındaki konuşmasında 'Bizim PKK ile bir araya geldiğimizi söyleme şerefsizliği yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir' demiştir. Bir sonraki gün katıldığı bir programda ise Kayseri'deki konuşmalarını inkar edercesine İmralı ile görüşmeleri kabul etmek durumunda kalmıştır. Bir suçlunun telaşıyla sorumluluğu kendisinden uzaklaştırmak adına, Türk siyasetine yeni bir yorum getirmiş ve 'biz hükümet olarak görüşmüyoruz, devletin istihbarat örgütleri görüşüyor' diyerek korkudan ve çekindiğinden dolayı devleti sorumlu ilan etmiştir. 2 Eylül 2010 tarihinde ise 'devletin sürekliliği var, bizden önce de İmralı ile görüşüldü' mazeretlerine sığınmayı tek çare olarak görmüştür. Ne ilginçtir ki, iki gün sonra bu kez de partisinin İstanbul'daki açık hava toplantısında şahsımı ve partimizi hedef alarak, 'iddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımın masaya oturduğunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz' kabalığını ve kalitesizliğini göstermiştir.
Allah büyük ve adaletlidir. Doğrunun, hakkın ve haklının yanındadır. Yalancının mumu her zaman yatsıya kadar yanmış, gizli kapaklı işler kimseyi mutlu etmemiş, pinokyoluk kimseye fayda sağlamamıştır.
İmralı canisiyle görüşme ve müzakereler hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıktığına göre şerefsiz kimdir? Şerefsizlik kimin payına ve hanesine düşmüştür? Şeref dersinden sınıfta çakmışların, her defasında ikmale kalmışların Türk milletinin ve devletinin şerefini sahiplenmesi nasıl mümkün olacaktır?
"Ben de Başbuğ ile kucaklaşacağım"
Bahçeli konuşmasının devamında sözü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a getirdi: "Madem İmralı'ya ziyaret sıklaşmıştır, değil mi ki terörist başına gitmek kutsanmıştır; bu durum karşısında İmralı'daki terörist sizin olsun. Bilininiz ki ben de Silivri'ye gidip, terörist olmakla ve terör örgütü kurmakla suçlanan, bize göre de terörle mücadelede tarihi vazife üstlenen ve bu konuda eşsiz hizmetleri bulunan 26. Genelkurmay Başkanımız'ı ziyaret edeceğim ve onunla Allah'ın izniyle kısa süre içinde kucaklaşacağım.''
Grup toplantısının ardından gazetecilerin, Ergenekon Davası'ndan tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u ne zaman ziyaret edeceğine ilişkin sorusunu ise Bahçeli şöyle yanıtladı: ''En kısa sürede ziyaret edeceğimi bilmenizi istiyorum. Gün vermeye gerek yoktur. Şartlar müsait olduğunda, en kısa zamanda Allah'ın izniyle orada olacağım''. (HK)