MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Suriye’de yaşanan çatışmalara değinen Bahçeli, Suriye Devlet Başkan'ı Esad'a seslendi ve "Esad'ın Türkiye ile ön şartsız görüşmesi gerektiğini" ifade etti.
Konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek'ten,“Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın, Gündüz geceye muhtaç, sen bana lazımsın” satırlarını okuyan Bahçeli, "Sorunlar bize lazımdır, sorunsuz hayat, solmuş ve sonlanmıştır" dedi.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Suriye Arap Cumhuriyeti’nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı ve riayet kuşkusuz esastır, başka türlüsünü bırakınız düşünmeyi, kafamızdan geçirmek dahi abestir.
Ne var ki Suriye Arap Cumhuriyeti, Şam ile Lazkiye arasına sıkışan, topraklarının üçte ikisi kontrol dışına çıkan, egemenliği ölümcül yaralar alan, solunum cihazına bağlı halde bulunan tartışmalı devlet konumundadır.
"Baas zihniyetinin bugünkü özeti tam bir rezalet"
Esad, Türkiye’nin uzanan elini tutmamış, uzlaşma ve görüşme çağrılarına kulağını kapatmıştır. Toprakları gasp edilen, askerleri çatışma alanlarından kaçan, ülkesi deprem geçiren bir devlet başkanı kuyruğu dik tutma çabasındadır.
Ülkesi baştan ayağa infaz ve istila edilmişken, Türk askerinin terör örgütleriyle mücadelesini hazmedemeyip devamlı geri çekilmemizi şart koşan Baas zihniyetinin bugünkü özeti, kabul edelim ki, tam bir rezalettir.
Bize göre hâlâ vakit geçmiş değildir. Esad’ın, Türkiye’yle önşartsız temas ve diyalog kurması, normalleşme iradesi göstermesi önce kendi hayrına, sonra da ülkesinin çıkarınadır.
"Tel Rıfat temizlendi, sıra Menbiç'te"
Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Esad yönetimi kabuğuna çekilip uzun süre ayakta kalacağını düşünüyorsa biliniz ki, yanıldığını er veya geç anlayacaktır.
Suriye’nin kuzeydoğusunda bölücü terör örgütünü palazlandırıp pışpışlayanların, ne aradıklarını, hangi hak ve hukuka dayanarak bölgemizde konuşlandıklarını sormak ve bununla kalmayıp pılınızı pırtınızı toplayıp gidin demek en tabii hakkımızdır.
ABD ve Rusya’nın verdiği hiçbir sözü tutmadığı ortadadır. Şimdi Tel Rıfat haşeratlardan, çıyanlardan, insan suretinde dolaşan alçaklardan köşe bucak temizlenmiş, ümit ederim ki, sırayı Menbiç almıştır.
Ayrıca sınırlarımızın hemen yanı başında yuvalanan terör örgütünün sökülüp atılmasından rahatsız olan DEM Parti’nin nerede duracağını henüz kestirememesi, terörle arasına mesafe koymaktan sürekli imtina etmesi yanlıştır, demokrasi ve hukuk dışı bir çarpıklıktır. DEM, ya Türkiye partisi olacak ya da tükenmekten ve derdest edilmekten başka seçeneği kalmayacaktır."
(RT)