Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış The New York Times'ın uluslararası yayını olan International Herald Tribune'e "Türkiye'nin Demokratik Yolu" başlıklı bir mektup gönderdi. Bağış gezi direnişine değinerek "Barışçıl gösterilerin ardında yatan önemli bir neden varsa, o da halkımıza sağladığımız fırsatlar sayesinde Türkiye'de enerjik bir sivil toplumun gelişmesidir" dedi.
Bağış'ın mektubu şöyle:
"Türkiye AB üyelik sürecini baltalıyor" başlıklı makalenizden sadece birkaç gün sonra AB 'Bölgesel Politikalar' başlığını açarak Türkiye ile müzakerelere devam etme kararı aldı. Bu kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak bazı Avrupalı yetkililer tarafından insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda yapılan eleştiriler, üye ülkeler arasında görüş birliği olmaması nedeniyle müzakereler çerçevesinde tartışılamayacağı için çok da inandırıcı değil. AB'nin Türkiye'nin siyasi reform sürecindeki kozu ve Türkiye'deki güvenilirliği, bazı üye ülkelerin müzakere sürecini giderek siyasileştirmesi sonucunda zayıfladı.
"Tartışmasız bir şekilde Türkiye vatandaşlarının hak ve özgürlüklerinin genişleterek demokratikleşme tolunda gerekli adımları almıştır. AKP'nin son on yıllık iktidarı süresinde, milyonlarla kişi orta sınıfa dahil olmuştur. Sosyoekonomik dönüşüm, demokratikleşmeyle birlikte el ele yürümektedir. Değişik sorunları olan kişiler, bu muazzam sosyoekonomik değişimin sonucu olarak haklarını talep etmeye başlamışlardır. Son zamanlarda yaşanan barışçıl gösterilerin ardında yatan önemli bir neden varsa, o da halkımıza sağladığımız fırsatlar sayesinde Türkiye'de enerjik bir sivil toplumun gelişmesidir. Bunun yanı sıra ister çevre konuları ister bireysel özgürlükler için olsun, inanıyorum ki şiddete başvurmadan demokratik seçimlerle işbaşına gelmiş hükümete karşı protesto gösterisi düzenlemek Türk toplumunun Avrupalı kimliğini ortaya koymaktadır.
"Farklı geçmişlere sahip insanlar kendilerini açıkça ifade edebilme imkanı buldukları için hayatın her yerinden Türk halkı son üç seçimde AKP'yi seçmiştir. Biz hükümet olarak, farklı seslerin barış içinde duyulabildiği diğer Avrupa demokrasilerinde olduğu gibi demokratik atmosferin devamını sağlamayı sürdüreceğiz."
Gezi direnişinde ne olmuştu?
Bağış'ın mektubunda yer alan Gezi direnişi boyunca Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) verilerine göre 8 bin 163 kişi yaralanarak veya kimyasal gazdan etkilenerek hastanelere/gönüllü revirlere başvurdu.
TTB'nin web sayfası üzerinden düzenlediği ankete katılan 11 bin 155 kişi de kimyasal silah/gösteri kontrol ajanlarına maruz kaldığını belirtti.
Beş direnişçi ile bir polis hayatını kaybetti. Mehmet Ayvalıtaş yürüyüş protestosu sırasında üzerine sivil bir aracın sürülmesi, Ethem Sarısülük polis silahından çıkan kurşun, Abdullah Cömert akrepten atılan gaz fişeğinin başına isabet etmesi, Ali İsmail Korkmaz bir grup sivil giyimli tarafından dövülmesi ve Medeni Yıldırım ise askerin ateş açması sonucunda öldü. Polis memuru Mustafa Sarı ise protestocuların peşindeyken köprüden düşerek hayatını kaybetti.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi'nin Gezi direnişiyle ilgili yayınladığı bilgi notuna göre, toplam 3 bin 699 kişi gözaltına alındı, 134 kişi de tutuklandı. Soruşturmalarla ilgili beş iddianame hazırlandı. Buna göre 81 kişi 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet ettikleri" ve "görevini yaptırmamak için görevli polis memuruna direndikleri" gerekçesiyle yargılanacak.
Cuma günü The New York Times'da aralarında Oscarlı yönetmen ve oyuncular ile akademisyenlerin de olduğu otuz kişinin imzasıyla AKP hükümeti gezi direnişindeki tutumu ve polis şiddeti sebebiyle eleştirilmiş, bu tutumun "İleride Strasburg'da bir davaya konu olabileceği" uyarısı yapılmıştı. Gazetede yayımlanan ilana hükümetten tepki gelmiş, Başbakan Erdoğan hukuki süreci işleteceklerini söylemişti.
Egemen Bağış'ın mektubuna bu linkten ulaşabilirsiniz. (EA)