"Bir tas çorbayı kristal bir kasede içmekle normal bir tabakta içmenin ne farkı var? Çorba, aynı çorba Senin alacağın ilaçta da aynı durum"
Bağ-Kur'un bir ay önce başlattığı eşdeğer ilaç uygulaması, reçetedeki ilaç yerine, eczacının Sağlık Bakanlığı'nın eşdeğer olarak onayladığı en ucuz ilacı vermesine dayanıyor.
Eşdeğer ilaca güven sorunu
Ancak, ucuz ilaca güvenmeyen hastalar, doktorun yazdığı ve alıştıklarını söyledikleri ilacı değiştirmek istemiyor. "Pahalı ilaç mutlaka daha iyidir" diyen hastalara doktorlar ve eczacılar genellikle şöyle cevap veriyor:
"Sağlık Bakanlığı'nın eşdeğer olarak kabul ettiği ilaca güvenin, bütçeniz zorlanmadan da iyileşebilirsiniz."
Tabip ve Eczacılar Odaları yaptıkları açıklamalarda, eşdeğer ilacın hem etken maddesi hem de dozajı aynı olan ilaç olduğunu söylüyorlar.
Bağ-Kur'a bağlı hastalar, doktorun yazdığı ilacın yerine neden başka bir ilaç aldığını bilmiyor. Özellikle yaşlı hastalar "doktor ne yazmışsa onu alırım, başka ilaç beni iyileştirmez" diyor.
Doktor ve eczacılara göre, Sağlık Bakanlığı'nın uygulamayı ayrıntılarıyla hastalara anlatması gerekiyor. Hastalara ise, Sağlık Bakanlığı'na güvenme görevi düşüyor.
Ortada bir "güven sorunu" olduğunu fark eden ilaç firmaları, eşdeğer ilaçların belirlenmesinde, özel firmaların bio-eşdeğerlik testleri yapılması gerektiğini söylüyor.
Eczacılar Odası ise, "bu testler ilaç fiyatlarını ikiye katlar, bunun için Sağlık Bakanlığı'na güvenmeliyiz" diyor.
Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SSK) 1994 yılından bu yana uyguladığı eşdeğer ilaç sisteminde, doktor hangi ilacı yazarsa yazsın eczacı en ucuz ilacı vermek zorunda. Eğer eczacının elinde en ucuz eşdeğer yoksa, yüzde otuz fiyat farkı olan başka bir ilaç verebiliyor.
Sistemin işleyişi
Bağ-Kur uygulamasına gelince... Eczacılar önce, Bağ-Kur'un eşdeğer ilaç listesine ulaşıyor. Sonra sıra geliyor karar vermeye... Örneğin eşdeğer ilaçlardan en pahalısı 15 milyon, en ucuzu da 1 milyon ise, eczacı, 7 milyonluk ilacı verebiliyor. Kâr etmek için en ucuz ilaç yerine, yüzde otuz pahalı ilacı verdiğini açıklayan eczacılar da var.
Bağ-Kur, eşdeğer ilaç uygulamasının ucuz ilaç kullanımı nedeniyle hem kuruma hem de hastalara büyük tasarruf sağlayacağını öngörüyor.
Hastalar etken maddesi aynı olan ucuz ilacı almazlarsa, reçetedeki ilacın farkını ceplerinden ödeyecek. Etken maddesi ve dozajı aynı ilaçların satış fiyatları arasındaki fark, 20 milyon liraya kadar çıkabiliyor.
Örneğin piyasada, depresyon ilacı Prozac, 20 milyon liraya, Bağ- Kur'un Prozac yerine verdiği ve etken maddesi aynı olan Depset 1 milyon 290 bin liraya satılıyor.
Eczacılar ve doktorlar, Bağ-Kur'un pahalı ilaçlar yerine, ucuz olanları tercih etmesinin, trilyonlara varan bir tasarruf sağlayacağını düşünüyor. Doktorun yazdığı ilaç yerine, verilen eşdeğer ilaçlara güvenmeyen Bağ-Kur'lu hastalar ise, eczacılarla karşı karşıya geliyor. Bu durumda iki alternatif var. Hasta ya reçetedeki ilacı alıp iki ilaç arasındaki fiyat farkını ödeyecek ya da eczacıya güvenecek.
Eşdeğer ilaç sistemi konusunda sorularımızı bianet için İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Rıfat Yücel, İstanbul Eczacılar Odası Genel Sekreteri Ecz. Semih Güngör, eczacılar ve hastalar yanıtladı.
Bağ-Kur da SSK'nın sistemini uygulayabilir
"Uygulamayı Tabipler Birliği olarak destekliyoruz. SSK'da bu yolla 2,5 trilyonluk bir kar sağlandı. Hastalar uygulamaya alışacak" diyen.Dr.Yücel durumu şöyle değerlendiriyor:
* Ancak SSK'da doktorlar, kurumun istediği ilaçları reçeteye yazdıkları için hastaların aldıkları ilaçlar değişmiyordu. Bağ-Kur'da da böyle bir sistem zamanla uygulanabilir.
Başağrısı için romatizma ilacı alan
* Hastaların ilaç markalarına bağımlılıktan kurtulmaları için iyi bir adım bu. Hasta sadece ne yazık ki bildiği, alıştığı markanın kendini iyileştirebileceğinin düşünüyor. Bunun en büyük nedeni, reçetesiz ilaç kullanımının yaygınlığı. Öyle ki baş ağrısı için eczaneden 20 milyonluk romatizma ilacı alanlar var.
* Hekimlerin reçeteye yazdıkları ilaçla, o ilacın eşdeğeri arasındaki fiyat farkını bilmeleri çok zor. Bu nedenle hastanın eşdeğer ilacın da pahalısıyla aynı olduğunu anlaması için Sağlık Bakanlığı'na ve basına büyük görev düşüyor. Kısa zaman sonra hastaların bu uygulamaya alışacaklar.
Reçeteye değil, fiyata müdahale bu...
Hastaların ilaç alışkanlıklarını değiştirmeleri gerektiğini düşünen İstanbul Eczacılar Odası Genel Sekreteri Eczacı Semih Güngör'ün değerlendirmesi ise şöyle:
* Sağlık Bakanlığı'nın onayıyla o ilacın etken maddesi ve eş değeri belirlenmiş oluyor. İlaç eşdeğer değilse zaten bakanlık ruhsat vermiyor. Eşdeğer ilaç uygulamasını Eczacılar Odası da destekliyor.
* Ucuz ilacın verilmesi, halkın ilaca ulaşması için çok iyi. Hastaya pahalı ilaçlar verildiğinde kurumlar o miktarı ödemekte zorlanıyor. Bu uygulamayla tasarruf sağlanıyor.
* İlaç firmaları Sağlık Bakanlığı'nın eşdeğerlik testlerine güvenmiyor. Bio eşdeğerlik testleri yapmak istiyorlar. İlaç firmaları bu iddialarla ilaç fiyatlarını yükseltecek.
* Firmalar, araştırma faaliyetleri ve reklam gelirlerini ilacın fiyatına katıyorlar. Hekimler açısından bu, reçeteye müdahale sayılmaz, çünkü reçetenin özüne bir müdahale yok. İlaca güven, promosyon gibi etkenler ilaç kararlarını etkiliyor. Burada tedavi tercihine müdahale değil, firma tercihine müdahale var.
Ucuz ilaçların önünü açacak
* Uygulama ilaçtaki pahalılığa dikkat çekiyor ve ucuz ilaçların piyasaya sürülmesine ön ayak oluyor.
* Fiyatları eczacılar, ilaç sanayicileri ve tüketici dernekleri günün şartlarına göre birlikte belirlemeli. Önce ilaçtaki KDV fiyatlarının düşürülmesi gerekiyor.
Eczacılar: Hastaları ikna etmek bize düşüyor
Eczacı Nurettin Demirel, "Hem etken maddesi hem de dozu aynı olan ilaçların pahalısını kullanmak, devlete de hastaya da yük oluyordu. Yeni uygulama bu yükü kaldırıyor. Eczacı olarak hastalara uygulamayı anlatmak bizim görevimiz, doktorların böyle bir şey için zamanı olmaz. Zamanla hastalar bu konuda bilinçlenecek." diyor
Eczacı Ümit Balcı ise,"Bağ-Kur'un eczanelere verdiği eşdeğer ilaç listesindeki ilaçların çoğunun eczanelerde bulunmadığına" dikkat çekiyor:
"Hasta cebinden daha pahalı ilacın farkını vermek yerine, eczaneleri dolaşıyor. Doktorlar hastalara eşdeğer ilaç kullanın diyorlar ama kendileri bile pahalı ilaçları seçiyorlar. Bu yüzden doktorların açıklamalarına inanmıyorum. Bir ilacın içindeki etken madde Hindistan'da yapılıyorsa farklı, İngiltere'de üretiliyorsa farklıdır bana göre."
Eczacı Füsun Koçoğlu, Nişantaşı da aynı şeyi doğruyor: "Eşdeğer olarak vereceğimiz çoğu ilaç elimizde bulunmuyor. Sağlık Bakanlığı yeni sistem hakkında ne eczacıları ne de hastaları yeterli olarak bilgilendiriyor."
İlaçların eşdeğerlerini vermek yerine ilaç fiyatlarının toptan düşürülmesi gerektiğini düşünen Eczacı, Arif Erdoğan'a göre:
"Hastaların çoğu alıştıkları ilaçları almak istiyorlar. Zaten ilacın iyileştirme gücü, yüzde elli psikolojik etkisine dayanıyor. Hastalar bu nedenle pahalı ilacı alarak Bağ-Kur'un önerdiği ilacın fiyatının farkını ödüyorlar. Gelir düzeyi yüksek semtlerde pahalı ilaçlar alınmayacak ancak maddi durumu yetersiz olanlar en ucuz eşdeğer ilacı eczanelerde bulamakta zorlanacak."
Doktorun yazdığı ilaca güveniyorum
Hastaların görüşleri ise daha çok "kuşku" cephesinde odaklanıyor:
Nurdan Söğütlü (63), (emekli): "Eşdeğer dedikleri ilaçların aynı olduğuna inanmıyorum. Bağ-Kur'un verdiği ilacın maddesi aynı olsa da her ilacın yan etkileri farklı olduğu için alıştığım ilacı almak istiyorum. Ayrıca dozu yüksek ama pahalı ilacı bir ay kullanırken, ucuz ama düşük dozlu ilacı altı ay kullanıyorsunuz."
Haydar Deniz (29), serbest: "Reçetedeki ilaç yerine eczacının verdiği ilacın aynı etkiye sahip olup olmadığından şüpheliyim. Doktorun yazdığı reçetedeki ilaç daha güvenilir geliyor. Sağlık Bakanlığı eş değer ilaçların etkisi konusunda daha çok açıklama yapmalı. Sonuçta ucuz ilaç almak geliri az olanlar için iyi bir uygulama."
Hülya Ballı (40): "Eşim kalp hastası ve yıllardır aynı ilacı kullanıyor. Bağ-Kur'un verdiği ilaçla benim aldığım arasında 2 milyon fark var. Bu nedenle alıştığımız ilacı kullanıyoruz. Aradaki fark daha fazla olsaydı mecburen ucuzunu alacaktık. Özellikle yaşlılara başka marka ilacı kabul ettiremiyorsunuz."
Yıldız Öztürk (35): "Tedavimin bitmesine iki ay kalmışken başka bir ilacı almak istemiyorum. Bunun için 20 milyon lira fark ödüyorum. Her ilacın yan etkisi farklı."
İlaç aynıysa ucuzunu alırım
Nurşen Duran (39): "Uygulamayı bugün ilaç alırken öğrendim. Yıllardır aynı diyabet ilacını kullanıyorum. Eczacıya göre Bağ-Kur'un verdiği ilaç benim kullandığımla aynı. O zaman tabii ki en ucuz ilacı almak isterim."
Sabahat Acar (52): "Eşdeğer ilaç demek, o ilacın taklidi mi oluyor bilmiyorum. Eczacılar ne derse o ilacı alırım, etkisi aynıysa ucuzunu almak daha iyi." (ÖG/NU)