Birleşik Arap Emirlikleri, (BAE) daha düne kadar (11 Eylül öncesi) 96 saatlik transit vize ile ülkeye kabul ettikleri Pakistanlılar ve Afganistanlılar için bu uygulamayı kaldırdı.
Böylece başta ABD olma üzere Batılı ülkelerin "olası terörist" haline dönüştürdükleri Müslümanlar, din kardeşleri tarafından da aynı "tehlikeli madde" muamelesi görmeye başladılar.
Lütfen defolunuz
Pakistan'da büyük bir bilgisayar firmasının üst düzey yöneticisi olan Khurram Zaheer (28) geçtiğimiz hafta yakında evleneceği Türkiyeli kız arkadaşını görmek için İstanbul'a gelmişti.
İstanbul onu, 10 Eylül günü Taksim'de patlayan canlı bomba ile karşılamıştı. İslamabat'ta yaşıyordu, "aşinalığı" vardı böyle şeylere... Burnunun dibindeki bu olay Khurram'ı pek etkilemedi.
Ama ertesi gün New York'ta yaşananlar ise Zaheer,'i bir anda sarıp sarmalayıverdi.
Müslüman bir ulustandı. ABD'yi kasıp kavuran uçaklı teröristler de Müslümandı!? Amerika'da kabaran anti-müslüman tepki, gözünü korkutuyordu:
- Benim çalıştığım şirketin merkezi Boston'da... Çok sık seyahat ediyorum. Bu tepkilerin körüklenmesi açıkçası beni ürkütüyor.
Ama Krurram Zaheer'i yıkan darbe batıdan değil, doğudan geldi. Kendisiyle konuştuğumuz gün Dubai aktarmalı Lahor biletini almaya Amirates bürosuna gitmişti. Dubai'de yaşayan ağabeyi Muhammet Zaheer'i görmek için bir gece orada kalacaktı. Amirates görevlisi hanım "müjdeyi" verdi:
- Transit vize uygulaması kalktığı için, 24 saat havaalanından çıkamazsınız!
Bu "ayrıcalıklı tarife" için iki ülke vatandaşları seçilmişti: Afganistan ve Pakistan.
Benim terörüm iyidir
Khurram Zaheer, hemen telefonla Pakistan Başkonsolosluğunu arıyor. Diplomatların bu karardan haberlerinin olmadığını öğreniyor. Sonra da yapacak pek bir şey olmadığına inanarak, "kadersiz uluslar" muhabbetine dalıyoruz. Zaheer "şu işe bakar mısınız?"diyor:
- Şimdiye kadar dünyanın bir çok yerinde terör olayları yaşandı. İrlanda, İspanya, Türkiye... Savaşlar yaşandı. Hatta bazılarını bizzat Amerika yaptı. Irak'ta Vietnam'da doğrudan, Latin Amerika'da ise dolaylı olarak savaştı. Hiç biri Amerika'ya televizyon görüntüsün öte bir yakınlık sağlayamadı. Şimdi ilk kez ABD'nin içinde terör yaşanıyor. Bütün dünya ayağa kalkıyor. Neden?
Khurram Zaher, kendi sorusunun yanıtını da veriyor:
- Benim ülkem Amerika'dan çok uzakta... Buna karşın ABD ile her türlü işbirliğine "evet" diyor. Hava sahasını açıyor, üs veriyor... Ama ben sırf Pakistanlı ve Müslüman olduğum için "tehlikeli" hale geliyorum. Bakın bugün BAE'ye giremiyorum, yarın belki Türkiye'ye alınmayacağım. Amerika'ya nasıl gideceğimi ise düşünmek bile istemiyorum.
Seyahat özgürlüğüm gitti
Khurram Zaheer, "ben barışa ve aşka inanırım" diyor. Sonra da Amerikalı arkadaşlarını anlatıyor. İçlerinde yıkılan kulelerde çalışanlar bile varmış. Khurram olaydan sonra hemen onlara ulaşıp sağlık durumlarını öğreniyor. E-posta yoluyla hayatta olduklarını görünce de seviniyor. Aklına eski anekdot geliyor:
- Amerikalı arkadaşlarımla Pakistan'da tanışmıştım. Çalışma süreleri bitip de ABD'ye dönerlerken,'oh, bu ülkeden ve terör tehlikesinden kurtuluyoruz' demişlerdi. Düşünebiliyor musunuz, terör gelip onları en güvendikleri yerde buldu.
Khurram Zaheer'le vedalaşıyoruz. 11 Eylül'den sonra sıkça söylenen "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sözüne takılıyoruz. Pazar günü Radikal İki'de yayınlanan Yıldırım Türker'in "Artık hepimiz Arabız" yazınını okumamış. Ama benzerliği yaşamından çıkarttığı "yeni dersle" kuruyor:
- Şimdiden seyahat özgürlüğüm gitti. Bakalım ilerde daha nelerimi kaybedeceğim!
Öyle görünüyor ki, ABD ve müttefikleri New York'ta yıkılan ikiz kulelerin molozlarını üçüncü dünyanın uluslarının üzerlerine dökecekler.(NA)