Malatya'da Zirve Yayınevi'ne baskın düzenleyerek Almanya uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel'i öldürdükleri gerekçesiyle beşi tutuklu yedi sanığın yargılanmasına dün (13 Nisan) 16. duruşmayla devam edildi.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, cinayetten önceki altı aylık süre içerisinde cep telefonundan çok sayıda jandarma istihbarat görevlisiyle bin 415 kez konuştuğu tespit edilen İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat'ı tanık olarak dinledi.
Abat, üniversitede Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı'nda altı kişilik bir ekiple misyoner faaliyetlerine ilişkin çalışmalar yürüttüğünü ve istihbaratçıların kendisinden misyoner faaliyetleri konusundaki çalışmalarıyla ilgili bilgi istediklerini beyan etti:
Abat: Mehmet Çolak ile konferansta tanıştım
"..Malatya ve Adıyaman'da misyonerliğin ne olduğunu anlamaya çalıştık, kullanılan yöntemleri aktardık. Talepleri üzerine Jandarma İl Alay Komutanlığı binasında rütbeli personele 2006'da "19. ve 20. Yüzyılda misyonerlik faaliyetleri" konferansını verdim. Bu tarihten sonra da gerek emniyet gerek jandarma, telefonla ya da odama gelmek suretiyle çalışmalarımla ilgili bilgime başvuruldu. Emniyet ve jandarmaya verdiğim bilgiler misyonerlerin İslam inancına yönelik getirdiği eleştirilere cevap niteliğindeydi. Hiç bir sanığı daha önce görmedim" dedi. Abat, Jandarma Alay Komutanı emekli albay Mehmet Çolak ile konferansta tanıştığını söyledi.
Davanın 16. duruşmasına Malatya E Tipi Cezaevi'nden sıkı güvenlik önlemleri altında Adliyeye getirilen tutulan sanıklardan Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Hamit Çeker yer katıldılar.
Kuzen Dulkadir ve baba Günaydın dinlendi
Cinayetin önemli zanlısı Emre Günaydın'ın kendisiyle birlikte aynı dershaneye giden akrabası ve arkadaşı Onur Dulkadir, tanık olarak dinlendiğinde, "Emre bana 'Yakında çok zengin olacağım' demişti. Ama nasıl zengin olacağını söylemedi. Başka da bir şey bilmiyorum" dedi.
Günaydın'ın babası Mustafa Günaydın da, "Ben halen oğlumun böyle bir şey yaptığına inanmıyorum. evladım kandan korkan bir çocuktur. Emre iki yıl üniversite sınavlarına girdi, kazanamadı. 2007'de İhlas Vakfı'na ait yurda gitti. Yurt yönetimi beni arayarak, uyum sağlayamadığını söyleyince yurttan aldım. Bir gazetede iş bulduğunu, günde sadece iki saat gazete dağıtacağını söyledi. Daha sonra, bana gazetede gizemli bir kişi olduğunu, PKK ve Hizbullah'la ilgili çok şeyler anlattığını söyledi. O kişiden uzak durmasını söyledim" şeklinde konuştu.
Bir süre İnönü Üniversitesi'nde makine teknikeri olarak çalıştığını ifade eden Günaydın, üniversitede öğretim üyeleri ve çalışanların yüzde 70'ini tanıdığını söyledi.
Gazeteciler Dağ ve Özpolat Aral'ı dışlamış
Malatya Birlik Gazetesi sahibi Zeki Dağ da, Aral için, "Adıyaman'da Hamit Özpolat adlı dayımın oğlu ziyarete gelmişti. Varol'u görünce kendisinin Adıyaman'da olaylara karışan ve gazetelerde adı geçen güvenilmez bir şahıs olduğunu söyledi ve işten çıkarmamı söyledi. Hemen işten çıkardım. Gazetede Varol ile Emre'nin konuşmasına tanık olmadım. Bizde bir ay çalışmadı" dedi.
Adıyaman Tempo Radyo ve Frekans gazetesi sahibi Hamit Özpolat ise, Aral'ın Adıyaman'da 2003 yılında kendi işyerinde gazete çıkarmak isteğini, Malatyalı bir arkadaşına hakaret vari konuştuğu için teklifini reddettiğini, bu nedenle de kavga ettiğini söyledi:
"O da 'zamanı gelince adamı alırız, gerekeni de yaparız' dedi. Kavga sırasında Aral 'Malatya cinayetinin sorumlusu, katil, insanların ağzına havlu koyarak boğazlarını kestin' diye bağırıyordu. Etrafta beni tanırlar, ayırmadılar. Polis gelince 'bana kimse birşey yapamaz , ben derin devlet adamıyım, ayrıca deli raporum var " gibi sözler söyledi" dedi.
Dava 22 Mayıs'ta sürecek
Mahkeme, dün Ergenekon Soruşturması kapsamında gözaltına alınan, cinayetlerin işlendiği dönemde İnönü Üniversitesi Rektörü olan Prof. Fatih Hilmioğlu'yla samimiyetinin olup olmadığını sorması üzerine Günaydın, "Hayır, orada çalışan bir personel olarak, samimiyetim yoktu" şeklinde yanıt verdi.
Oğlunun bir siyasi partiyle ilişkisi bulunmadığını iddia eden Günaydın, kendisininse "eski bir ülkücü" olduğunu açıkladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına cinayetlerle Ergenekon soruşturması arasındaki bağlantı olup olmadığı konusunun yeniden sorulmasına karar veren mahkeme, yargılamaya 22 Mayıs'ta devam edileceğini açıkladı. (EÖ)