* Fotoğraflar: Ayvalık Tabiat Platformu ve Kazdağları İstanbul Dayanışması
Balıkesir, Ayvalık’a bağlı Karaayıt Köyü yakınlarında Bilfer Madencilik tarafından işletilen ve sürekli kapasite artıran demir cevheri zenginleştirme tesisine ait depolama alanında atık dağı çöktü.
Ayvalık'ta Bilfer Demir Cevheri zenginleştirme madeni zehirli atık dağı çöktü. Bu doğa felaketi de sessizlik içerisinde geçiştirilmeye çalışılmasın.
— Ekoloji Radarı (@EkolojiR) December 13, 2021
TT eylemine bu etiketle katılalım;
AyvalıktaFELAKET pic.twitter.com/HVqQaREe6q
Madenin çökmesiyle beraber atık yığını içindeki ağır metaller dere suyuna karıştı. Söz konusu dere bölgenin sulama ihtiyacını karşılıyor ve aynı zamanda Ayvalık için ilerde içme suyu sağlaması da hedeflenen Madra Barajı’nı besliyordu.
#Ayvalık Karaayıt Köyü yakınlarındaki Bilfer Madenciliğe ait demir madeninin bir yılda ikinci kez patlayan zehirle dolu atık deposunun yarattığı çevre katliamının drone görüntüleri.
— Kazdağları İstanbul Dayanışması (@kazdaglariist) December 13, 2021
Sümen altı etmek istiyorlar, paylaşalım herkes görsün bu felaketi! (Bölüm 1)#AyvalıktaFelaket pic.twitter.com/xKjCFa6dgw
Bir yılda ikinci vaka
Yaklaşık 11 yıldır Ayvalık'a bağlı Karaayıt köyüne 300 metre uzaklıkta faaliyetlerini sürdüren Bilfer demir zenginleştirme tesislerinin atık depolama alanındaki pasa tepesi, Ocak 2021’de yoğun yağışın ardından yine çökmüştü.
Pasaların içindeki ağır metalli kimyasal kirlilik, köyün altından geçen dereye karışarak madene yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki Madra Barajına akmıştı.
Şirket o dönem, atık depolama alanının çevresine beton bloklar koyarak önlem aldığını açıklamıştı.
“ÇED Olumlu” kararı çıkmıştı
Karaaayıt Köyü’nün meralarına el konarak işletilen Ayazmant Demir Madeni Projesinin açık ocak kısmı yıllardır Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporundan muaf işletiliyor.
Şirketin 2020 yılında başvurduğu, “Ayvalık Bilfer Maden Atıkları Düzenli Depolama Tesisi Projesi” içinse tüm itirazlara rağmen “ÇED olumlu” kararı verildi. Karar, Ayvalık Tabiat Platformu ve Ayvalık Belediyesi tarafından dava edildi ancak mahkeme ÇED Olumlu kararını onadı.
Hem platform hem de belediye karara karşı Danıştay’a itiraz etmeye hazırlanıyordu.
“Yetkilileri göreve çağırıyoruz”
Olaydan sonra açıklama yapan Ekoloji Birliği şunları söyledi:
“Bir yılda iki kez çevre felaketine neden olan Ayazmant Demir Madeni Projesi’nin kapanma zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Proje Madra Barajı’na sıfır konumdadır ve baraj için büyük tehlike yaratmaktadır.
“Projenin zenginleştirme tesisi ise Karaayıt Köyü’ne çok yakındır. Köyün içme sularında önceki yıllarda arsenik seviyesi yükselmesi nedeniyle, köylülerin itirazı üzerine BASKİ tarafından arsenik arıtma sistemi kurulmak zorunda kalınmıştır.
“Madra Barajı’na ve yaşam alanlarına bu kadar yakın olan projenin ne kadar ciddi bir risk teşkil ettiği son kazadan sonra biz kez daha iyice açığa çıkmıştır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı, Sağlık Bakanlığı’nı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Balıkesir Valiliği’ni, cumhuriyet savcılığını acilen bir kez daha göreve çağırıyoruz.”
Açıklamada şu talepler sıralandı:
- Felaketin boyutları incelensin, Madra Barajı, dere ve civar sularda ağır metal ve kirlilik tahlilleri yapılarak sonuçlar kamuoyu ile paylaşılsın ve gerekli önlemler alınsın.
- Çevre felaketine yol açan sorumlular tespit edilerek yargılansın.
- Ayazmant Demir Madeni Projesi ruhsatı iptal edilsin ve acilen kapatılsın.
Çevre örgütlerinden ortak açıklama
Madenin atık depolama alanındaki çökme ile ilgili bir basın açıklaması yapan yöredeki ekoloji örgütlerinden Ayvalık Tabiat Platformu, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Burhaniye Çevre Platformu, Artur Çevre Platformu, Gömeç Çevre Platformu, Dikili Çevre Platformu, Bergama Çevre Platformu, Balıkesir Çevre Platformu ve Havran Çevre Platformu ise bölgedeki yerleşim alanlarının içme sularının tehlikede olduğuna dikkat çekti.
Maden atıklarının karıştığı derenin bölgenin sulama suyunu sağlayan Madra Barajı’nı beslediğini dile getiren ekoloji örgütleri “Ayazmant Demir Madeni Projesi, bölgemiz için uzun süredir kanayan bir yaradır" dedi.
Madra Barajına, barajı besleyen derelere ve köye bu kadar yakın olan projenin ne kadar ciddi bir risk teşkil ettiğinin son kazadan sonra iyice açığa çıktığını belirten ekoloji örgütleri şunları söyledi:
“Ayazmant Demir Madeni Projesinin ruhsatı iptal edilmeli ve acilen kapatılmalı, atıkların çöktüğü dere temizlenmeli, Madra Barajı, dere ve civar sularda ağır metal ve kirlilik tahlilleri yapılarak sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalı, gerekli önlemler alınarak halkın sağlığı güvence altına alınmalıdır.
“Ayvalık'ın Karaayıt köyünde halk ve ekoloji örgütleri, atık depolama alanının çökmesi nedeniyle kimyasal kirliliğin Madra Barajına aktığı Bilfer demir madeninin derhal kapatılmasını istiyor.”
1 ay içinde ikinci patlama
19 Kasım’da da Giresun'a bağlı Şebinkarahisar ilçesinde Yıldızlar Holding'e bağlı Nesko Madencilik AŞ’ye ait maden ocaklarında kullanılan siyanür atıklarının depolandığı flotasyon tesislerindeki havuzlar patlamıştı.
Patlamayla birlikte tesisin çevresinde bulunan dereye karışan atıklar, derenin devamında bulunan Kılıçkaya Barajına ve Kelkit Irmağına ulaşmıştı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, olaydan 16 gün sonra, 7 Aralık’ta, "İşletmeye, çevreye verdiği kirlilik nedeniyle en üst sınır olan 12 milyon lira idari para cezası uygulanarak işletme faaliyetten men edilmiştir” açıklaması yaptı.
Kazdağları İstanbul Dayanışması ise söz konusu olayın Yıldızlar Holding'in ilk ekokırım suçu olmadığını belirterek, daha önce yine Giresun'da ve Gümüşhane'de holdingin işlettiği madenlerde de atık barajının patladığını, ancak şirketin çalışmaya devam ettiğini açıkladı.
4 bin 500 ton kimyasal atık
Olayın ardından maden atık sahasında inceleme yapan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Trabzon Şubesi'nce rapor hazırlandı. Tesise ait 2 No'lu atık barajının gövdesinin bir kısmının yıkılarak, binlerce ton zehirli ağır minerallerin önce 1 No'lu baraja sonra da Darabul Deresi'ne döküldüğünün belirtildiği raporda; atıkların dere sularıyla sürüklenerek 5 kilometre uzaklıktaki Kılıçkaya Barajı'na ulaştığı ve 4 bin 500 tondan fazla kimyasal atığın çevreye yayıldıktan sonra temizlendiği kaydedildi.
Raporda, tesisin yapıldığı yerin doğru seçilmediği, kara yolu ve su kaynaklarına yakın olduğu, Türkiye’nin deprem kuşağında olması nedeniyle ortak ölçekli depremlerde dahi bu tür tesislerin büyük felaketlere zemin oluşturabileceği görüşüne de yer verildi.
(TP)