* Fotoğraf: TCCB/Murat Çetinmühürdar - Osmaniye
Maraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin yanı sıra depremlerin siyaseten ne anlama geldiği Avrupa ve ABD basınında tartışılmaya devam ediyor.
Son olarak, ABD'nin Foreign Policy dergisinden gazeteci Tessa Fox, dün (13 Şubat) kaleme aldığı "Erdoğan'ın fay hatlarını gözler önüne seren sarsıntı" başlıklı yazısında bu konuyu ele aldı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yazısının başlığına taşıyan Fox, "Geçen hafta meydana gelen deprem, on binlerce kişiyi öldürdü, çok daha fazla kişiyi evsiz bıraktı ve AKP'nin ekonomik mucizesinin dayanıksız temellerini gözler önüne serdi" dedi.
"Türkiye'de son 100 yıl içinde yaşanan en büyük depremin yarattığı şokun, yerini öfkeye bıraktığına" dikkat çeken Tessa Fox, "Türkiye'nin güneyindeki kırılgan binalar un ufak olurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümeti de aynı şeyi yaşayabilir" yorumunu yaptı.
"Türkiye'de seçimler Mayıs ayında yapılacak. Seçimlerden önce yaşanan ise bir yıkım fırtınasıydı. Afette en az 35 bin kişi öldü; söz konusu afet ise doğal olduğu kadar aynı zamanda bir bina afetiydi de" diyen Tessa Fox'un değerlendirmelerinden öne çıkanlar şöyle:
"Eleştirel merceğin altında şimdi başka konular var"
"Altyapı ve kalkınma, Erdoğan'ın iktidar partisi AKP'nin bileşenlerine yönelik başlıca satış noktaları olsa da dayanıksız yapılar, esasında onun da un ufak olduğunu görmemize neden olabilir.
"Ankara, inşaatçıların peşine düştü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bazılarının bir sis perdesi olarak değerlendirdiği bir adım ile Cumartesi günü 131 şüphelinin 10 ilde binaların yıkılması ile bağlantılı olduğunun tespit edildiğini açıkladı.
"Şu ana kadar 113 kişi hakkında gözaltı kararları verildi ve aralarında Antakya'da yıkılan 12 katlı bir rezidansın müteahhidi olan ve Cuma günü Karadağ'a gitmek üzereyken İstanbul Havalimanı'nda gözaltına alınan bir kişinin de olduğu 12 kişi gözaltında.
"Kuzey Suriye'de de binlerce kişinin ölümüne sebep olan 7,8 büyüklüğündeki depremden önce Türkiye'deki seçimin odağında her zamanki şüpheliler vardı: Korkunç bir ekonomi ve müreffehleşen göçmenler.
"Şimdi ise eleştirel merceğin altında geç gelen yardım çalışmaları, olmayan ya da kötüye kullanılan deprem vergisi ve temelinde nepotizmin yattığı ve artık ölü olan bir inşaat patlaması var.
"Deprem rejimin sonunu getirmeyecek fakat..."
"Türkiye daha önce buraya gelmişti. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit hükümetinin 1999 yılında İzmit'te yaşanan ve 17 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği 7,6 büyüklüğündeki depreme başarısız müdahalesi Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasına giden yolu açmıştı. 14 Mayıs'ta seçim ile karşı karşıya olan AKP liderini şu an bekleyen şey de bu.
"Türkiye'de her zaman keskin bir siyasi kutuplaşma var olmuştur; özellikle seçim zamanında ve çoğunlukla da AKP ve ana muhalefet partisi, sosyal demokrat CHP destekçileri arasında bu böyle olagelmiştir. Ama bu kez Türkiye'nin güneyini yıkıp geçen aynı çatlaklar Erdoğan'ı da tehdit ediyor.
"Depremin vurduğu 10 ilden altısı geleneksel olarak AKP'nin kaleleri. 2018 seçimlerinde, depremden kötü etkilenen şehirlerden Adıyaman'da AKP, oyların yüzde 70'ini almıştı. Türkiye-Suriye sınırına yakın Hatay'ın, buradaki seçmenlerin normalde muhalefete oy veriyor olmaları nedeniyle daha az yardım ya da destek aldıklarına ilişkin eleştiriler var.
"Depremin yarattığı yıkımı düşününce, seçimlerin organize edilememesi sebebiyle Mayıs ayında yapılmama ihtimali de var.
"Seçimleri ertelemek aslında hükümetin lehine olurdu; böylelikle destekçilerine olanları telafi etmek için daha fazla zamanları olmuş olurdu.
"Fakat anayasaya göre, seçimleri bir aydan fazla ertelemek mümkün değil. Yalnızca savaşın beraberinde getirdiği olağanüstü hal durumunda seçimler daha uzun süreyle ertelenebilir; dolayısıyla deprem nedeniyle ilan edilen olağanüstü hal sayılmıyor.
"Berlin'deki Uygulamalı Türkiye Çalışmaları Merkezi'nden Sinem Adar, 'Deprem - ekonomik krize benzer şekilde - tek başına Erdoğan rejiminin sonunu getirmeyecek' diyor: 'Fakat mevcut iktidar ittifakının meşruiyetini kesinlikle zayıflatacaktır'." (SD)