Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Emine Ayna, Kandil ve Mahmur mülteci kampından gelen barış grubunun Diyarbakır'daki karşılama buluşmasında "Buraya Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözülmesini, hükümetin öngörüleri ve atmak istediği adımları varsa, bunu sağlamak ve bu adımların kolaylaştırıcısı olmak için buradalar" dedi.
Ayna'nın konuşmasından bazı bölümler şöyle.
"Barışa hazırız, yaz siz": Bugün Cizre'de çok anlamlı bir pankart açılmıştı. Diyordu ki, "Biz barışa hazırız ya siz?" İşte bu barış grupları da şunu söylüyor: Biz barışa, çözüme katkı sunmaya geldik, ya siz, diyorlar.
Geliş koşulları: Hangi koşullarda geldiler çok iyi bakmak lazım. TBMM'den askeri operasyon kararının çıktığı bir zamandır. Böyle bir zamanda bir yandan hükümetin demokratik açılım, Kürt açılımı dediği, ama diğer yandan bir türlü çözüm tartışmalarını, hükümet açısından nelerin yapılabileceğini söyleyemediği, diğer taraftan ırkçı kesimlerin de kışkırttığı bir dönem. İçinden çıkılamaz bir duruma doğru gidildiği bir dönemde, herkesin "Eyvah operasyonlar oluyor, DTP'nin bile demokratik siyaset yapmasına izin verilmiyor, yöneticileri tutuklanıyor, acaba savaş devam mı edecek" dediği bir dönemde Öcalan yine tıkanıklığı aşmak için bir öneri geliştirdi. "Barış grupları gelebilir" diye. İşte böyle bir zamanda geldi barış grupları.
Umudumuz arttı: Peki ne oldu? Umutlarımızı oldukça arttıran bir gelişme oldu. Barış grupları sınırdan geçti ve serbest bırakıldı. Bu durumun yaşanmasını sağlayan, bu konuda çaba harcayan herkese teşekkür ediyoruz. Çok önemliydi: Kritik bir eşikti, çünkü bu barış gruplarına yaklaşım, hem devletin Kürt sorununa yaklaşımı belirleyici olacaktı, hem de önümüzdeki dönemde nasıl gelişmeler yaşanacağının göstergesi olacaktı. Bu nedenle çok önemliydi. Umudumuz arttı. Bugün Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözüm yollarının Türkiye'de Kürtlerle Türklerle birlikte çözüleceğine dair umudumuz her zamankinden daha çok arttı.
Eşikler çok: Barışın geleceğine dair umudumuz arttı. Bu kritik eşiği aştık. Kürt sorunu birçok eşiği olan bir labirent gibidir. Daha çok eşik aşmamız gerekiyor. Ama artık o eşikleri aşabileceğimize dair inancımız ve irademiz olduğu da ortaya çıktı. Bundan sonrası için, muhtemel ne gelişmeler yaşanabilir? Bir, böylesi büyük bir adımdan sonra operasyonlar durur, savaş biter, ölümler durur, bundan sonra ne bir Türk genci ne de Bir Kürt genci ölür.
Anayasa değişikliği: Diğer eşiklere sıra gelir. Türkiye'yi demokratikleştirmenin yolu, önce hukuk adına hukuksuzluğun dayatıldığı ve askeri dönem anayasası olan 82 anayasasının değişmesi olur. Hakların ihlaline, tekçi zihniyete yaslanan bu anayasanın değişikliği ikinci en önemli eşik olacaktır.
Barışın olduğu yerde nefret olmaz: Kritik eşikler aşıldıkça Türkiye demokratikleşecek, Türkiye'deki halklar daha eşit ve özgür koşullarda yaşayacaklar. Barışın olduğu yerde kin, öfke, nefret olmaz. Farklılıklar birbirini severek ve farklılıklarını kabul ederek yaşarlar. Barışın anlamı budur. Bugün işte bu barışa dair, gerçek barışa dair umutlarımız kat be kat artmış durumdadır.
Barış Grubu'nun çalışmasının önünü açalım: Eğer bugün barış grupları aramızdalarsa, o zaman onların barış için yapacakları çalışmanın da önünü hep birlikte açalım. Onların yapacağı çalışmalar için hepimiz el birliğiyle çaba göstereceğiz. (TK)