Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanlığı’nın YouTube’un açılmasıyla ilgili Genel Kurul Kararı bugün Resmi Gazete’de yayınlandı.
YouTube’un 27 Mart 2014’te Türkiye İletişim Bakanlığı’nın kararı ile Türkiye’den erişime kapatılmıştı. 7 Nisan’daki bireysel başvurular sonucu AYM 29 Mayıs’ta “ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine” hükmetmiş ve site 3 Haziran’da erişime açılmıştı.
Kararda YouTube temsilcisi John Kent Walker ile Kerem Altıparmak, Yaman Akdeniz, Mustafa Sezgin Tanrıkulu, Metin Feyzioğlu, Erol Ergin, Mahmut Tanal ve Mesut Bedirhanoğlu’nun bireysel başvuru haklarını kullandığı belirtildi.
Mahkeme sürecinin özetlendiği ve başvuruların incelendiğinin belirtildiği kararda değerlendirme bölümü “Kabul Edilebilirlik” ve “Esas Yönünden” başlıkları altında açıklandı.
Bireysel başvuruların kabulü
Kabul edilebilirlik başlığında Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi’nin kesin nitelikli kararı ile Ankara İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına rağmen siteye erişimin açılmadığı belirtildi.
“Oysa hukuk devletinde yargı kararının uygulanması, yalnızca şeklen bir yerine getirmeyi değil, objektif koşullar altında, olabilecek en kısa süre içinde, tespit edilen hukuka aykırılığın giderilmesini gerektirir."
İfade özgürlüğünün demokratik toplumun temellerinden biri olduğunun belirtildiği kararda “Toplumsal çoğulculuğa ancak her türlü fikrin serbestçe ifade edilebildiği özgür tartışma ortamında ulaşılabilir. Bu bağlamda toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. Aynı şekilde birey özgün kişiliğini düşüncelerini serbestçe ifade edebildiği ve tartışabildiği bir ortamda gerçekleştirebilir” denildi.
Youtube’a erişim engellenmesinin kullanıcıların demokratik toplumun temellerinden olan ifade özgürlüğünü sınırlayıcı etkisi dikkate alındığında, bu tür sınırlamaların hukuka uygunluğunun en kısa sürede denetlenmesinin gerektiği belirtildi.
Hukuka aykırılığın tespiti halinde ise sınırlamanın hemen kaldırılmasının demokratik hukuk devleti ilkesinden kaynaklanan zorunluluk olduğu vurgulandı.
İfade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirme
Esas yönünden değerlendirmede ise başvurucuların iddialarının ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirildiği belirtildi ilgili Anayasa maddelerine yer verildi. Kararda ifade özgürlüğü ve internete dair şu ifadeler öne çıktı:
"İfade özgürlüğünün, toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında sıkça belirttiği gibi, sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü 'haber' ve 'düşüncelerin' değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir. İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın 'demokratik toplumdan' bahsedilemez. " İnternet, modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir değere sahip bulunmaktadır. Sosyal medya, medya içeriğini oluşturmak, yayınlamak ve yorumlamak şeklinde bireysel katılıma imkan veren şeffaf ve karşılıklı iletişim kurulan bir platform şeklindeki medya kanalıdır. "İnternetin sağladığı sosyal medya zemini kişilerin bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymaları için vazgeçilmez niteliktedir. Bu nedenle sadece düşünceyi açıklamanın değil, aynı zamanda bilginin elde edilmesi açısından günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerden biri haline gelen sosyal medya araçları konusunda yapılacak düzenleme ve uygulamalarda devletin ve idari makamların çok hassas davranmaları gerektiği açıktır." "YouTube'a erişimin tümüyle engellenmesine yönelik müdahalenin, yeterince açık ve belirgin bir kanuni dayanağa sahip olmadığı ve bu yönüyle başvurucular açısından öngörülebilir nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, siteden yararlanan tüm kullanıcıların ifade özgürlüğüne ağır müdahale niteliğinde olan söz konusu idari işlemin, başvurucuların Anayasa'nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüklerini ihlal ettiğine karar verilmesi gerekir." |
Bakanlığa karar örneği
Karara, üyeler Hicabi Dursun ile Celal Mümtaz Akıncı, başvurucuların idari yargı kanun yolunu tüketmeden Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğu gerekçesiyle karşı oy kullandı.
Başkanvekili Serruh Kaleli ile üye Engin Yıldırım ise "ifade özgürlüğünün ihlal edildiği" çoğunluk kararına "haberleşme özgürlüğünün de ihlal edildiği" düşüncesiyle farklı gerekçeyle katıldı.
Karar, karşı oylara karşı oy çokluğuyla alındı.
AYM hükmünde Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alman ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Başvuruculara bireysel başvuru harcı ve vekalet ücreti ödenmesini de karara bağladı.
AYM ayrıca ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmak üzere kararın birer örneğinin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na gönderilmesine de karar verdi. (BK)
* Kararın tamamına http://www.resmigazete.gov.tr/ adresinden erişebilirsiniz.