Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’ın görev süresinin 20 Nisan’da dolacak olması nedeniyle bugün yüksek mahkeme üyeleri yeni başkanını seçti.
AYM’nin yeni başkanı, “iktidar kanadı” içinde yer aldığı ifade edilen ve genellikle iktidarın istediği yönde kararlara imza atan Başkanvekili Kadir Özkaya oldu.
Genel Kurul’un 15 üyesinden dokuzunun oyunu alan Özkaya, 18 Aralık 2014'te Danıştay Genel Kurulunca gösterilen üç aday arasından Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan tarafından AYM üyeliğine seçildi. 22 Aralık 2014 tarihinde göreve başladı.
Özkaya, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nda 12 Nisan 2020 tarihinde yapılan toplantıda Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine seçildi. 5 Mart’ta yapılan seçimde ise tüm üyelerin oyunu alarak ikinci kez AYM Başkanvekili oldu.
CAN ATALAY İÇİN İKİNCİ KEZ İHLAL KARARI
AYM üyeleri oybirliğiyle ‘kararı uygulayın’ dedi
Özkaya, Gezi Parkı Davası tutuklusu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın bireysel başvurusunda 'hak ihlali' yönünde oy kullanan dokuz üye arasında yer aldı.
Halkların Demokratik Partisinin (HDP) Hazine yardımı hesabına “geçici tedbir bloke konulması” kararının altında ise imzası bulunan Özkaya, birçok önemli davada da “hak ihlali” olmadığı yönünde oy kullandı.
Özkaya, Cumhuriyet Davası’nda “ifade ve basın özgürlüğünün” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının”, “ihlal” edilmediğini belirten dokuz üye arasında yer aldı.
Gezi Parkı Davası’ndan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Osman Kavala’nın “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının” ihlal edildiğine ilişkin yaptığı bireysel başvuruda da “hak ihlali” olmadığı yönünde oy kullandı.
Özkaya’nın “hak ihlali” olmadığı yönünde kullandığı önemli davalardan bir diğeri de 2016 yılındaki sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan çatışmalar nedeniyle “Barış Bildirisi” yayınlayan Barış Akademisyenleri Davası.
Özkaya, “hak ihlali” olmadığını belirtti ve gerekçede “Barış Akademisyenleri”nin başvurusunda “Bildiri metninde yer alan sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesinin ve gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının belirlenerek cezalandırılmalarının istenilmesi gibi ifadelerin, ifade özgürlüğü kapsamında kalmadığının söylenmesi elbette ki mümkün değildir” dedi.
Özkaya, “Türk Medeni Kanunu’nun 187. Maddesinin Birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu” ve iptaline ilişkin yapılan başvuruda da Muammer Topal, Yıldız Seferinoğlu, Selahaddin Menteş, İrfan Fidan ve Muhterem İnce ile birlikte karşı oy kullandı.
Özkaya, kamuoyunun “sansür yasası" olarak adlandırdığı “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”unun iptali istemiyle açılan davada ret oyu üyeler arasında yer aldı.
2024'te AYM Başkanı ve iki üyenin görev süresi doluyor: İçtihatlarda dönüşler yaşanabilir
(RT)