Anayasa Mahkemesi (AYM), Kırıkkale F Tipi hapishanesinde vejetaryen hükümlünün protein ihtiyacının cezaevinde karşılanmaması ve vejetaryenliğinin tespiti için hastaneye sevkedilmesine dair başvurusunu değerlendirdi.
AYM, başvurucunun vejetaryenliğinin tespiti için Mahkeme kararı ile hastaneye sevk edilmesinin Anayasa'nın 17. maddesinde belirtilen kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkını ihlal edildiğine karar verdi. Başvurucuya 3 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Ayrıca AYM başvurunun Anayasa’nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. maddesi kapsamında ele alınamayacağını söyledi. Bu hükme AYM Başkanı, Başkanvekili ve altı üye karşı oy kullandı.
Cezaevinden ret
AYM kararına giden süreç Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki vejetaryen hükümlünün cezaevi yönetiminden protein ihtiyacının dış kantin aracılığıyla karşılanmasını istemesiyle başladı.
Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu talebi reddetti. Gerekçe olarak “kantinde yumurta satışı yapılmadığını, ayrıca et ve et ürünleri yemeyenler için kurum mutfağında ayrı yemek çıkarıldığından ve haftada 2 kez kahvaltıda yumurta verildiğini” gösterdi.
Kurul’un kararına yönelik hükümlünün itiraz talebini ise Kırıkkale İnfaz Hakimliği reddetti.
“Vejetaryenliğinin tespiti” için hastaneye sevk
Hükümlü, hakimliğin kararına da itiraz etti. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi bu itirazı kabul ederken,, hükümlünün hastaneye sevkedilmesini istedi.
Mahkeme, “tam teşekküllü bir devlet hastanesine sevk edilerek et ve türevlerini yiyip yiyemediği hususunda rapor aldırılarak et ve türevlerini yiyemediğinin raporla tespit edilmesi halinde hükümlünün protein ihtiyacının karşılanması amacıyla parasının hükümlü tarafından karşılanmak üzere iç ya da dış kantin aracılığıyla hükümlüye yumurta temin edilebileceğini” söyledi.
Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi hükümlünün et ve et ürünleri yemesinde tıbben sakınca olmadığı belirtti.
AYM, inancın kanıtlanmasını istedi
Vejetaryen hükümlü “protein ihtiyacının cezaevi koşullarda karşılanmamasının insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele yasağını, vejetaryen olup olmadığının tespiti için devlet hastanesine gönderilmesinin kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkı ile ayrımcılık yasağını ihlal ettiği” iddialarıyla AYM’ye başvurdu.
AYM, başvurucunun vejetaryen olup olmadığının tespiti için Mahkeme kararıyla hastaneye gönderilmesinin Anayasa’nın 24. Maddesinde güvenceye alınan din ve vicdan hürriyeti kapsamında olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini söyledi. İnceleme sonucu bu madde kapsamında değerlendiremeyeceğini belirtti:
“Başvurucunun vejetaryen olduğunu beyan ederek et ve türevlerini yememesinin, iç dünyasının bir dışa vurumu olarak kabul etmek mümkün ise de vejetaryenliğinin Anayasa’nın 24. maddesi kapsamında korunması gereken bir dinî veya din dışı inanç veya kanaate dayalı olup olmadığı başvurusundan anlaşılamamaktadır. Vejetaryenlik dinsel, ahlaki ve beslenmeye ilişkin nedenlere dayanan bir durum olabilir. Ancak vejetaryenliğin Anayasa’nın 24. maddesi kapsamında ileri sürülebilmesi ve korunabilmesi için en azından bir inancın motivesi veya etkisi ile yapılmasının ortaya konması gereklidir.
“Başvurucunun, cezaevi idaresine yaptığı başvuru ve daha sonrasında yargı mercilerinde dile getirdiği itirazlarında vejetaryenlik tercihinin neden kaynaklandığını ortaya koymaması nedeniyle herhangi bir dine veya din dışı bir inanca dayalı referans ortaya konmadan korunması talep edilen vejetaryenliğin Anayasa’nın 24. maddesi kapsamında ele alınabilmesi mümkün değildir.”
Karşı oy: Din ve vicdan hürriyetine müdahale
AYM Başkanı, Başkanvekili ve altı üye bu karara karşı oy kullandı. Karşı oy gerekçesinde “vejetaryenliğin en azından bir inancın motivasyonu veya etkisi ile yapılması inanç özgürlüğü kapsamında incelenebilmesi için gereklidir” denildi.
“Vejetaryenliğin yeterli düzeyde ikna ediciliğe, ciddiyete, tutarlılığa ve öneme sahip bir kanaatin dışa vurumu olarak kabul edilmesi gerekir. Bu niteliği gözetildiğinde vejetaryenliğin hangi inanca veya felsefi kökene dayandığının ortaya konulması zorunluluğundan da söz edilemez.
“Somut olayda başvurucunun, vejetaryen olup olmadığının tespiti için mahkeme kararıyla hastaneye gönderilmesi ve kendisine vejetaryen olmasına rağmen, protein içeren ek besin maddeleri verilmesinin reddedilmesi, Anayasa’nın 24. maddesinde korunan din ve vicdan hürriyetine yönelik bir müdahale niteliğindedir.”
Maddi ve manevi varlığını koruma hakkını ihlal
AYM, başvurunun Anayasa’nın 24. değil 17. maddesine göre değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi.
Kararında vejetaryenliğin bir yaşam tarzı olarak kişinin kendini tanımlamada ortaya koyduğu önem bir bütün olarak dikkate alındığında vejetaryenliğin kişinin manevi varlığı kapsamında olduğunu söyledi.
“Başvurucunun vejetaryen olmasına rağmen sağlık raporu almaya zorlanması ile manevi varlığının korunması arasında doğrudan bir bağ vardır. Bu sebeple başvurucunun maddi ve manevi varlığın korunması hakkına müdahale edildiğini kabul etmek gerekir.”
AYM, mahkemenin gerekçe olmaksızın başvurucunun vejetaryenliğinin tespiti için hastaneye sevkinin kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkını ihlal ettiğini belirtti. (BK)
* Karara buradan ulaşabilirsiniz.