Anayasa Mahkemesi (AYM), son dönemde özellikle bölge illerinde valiliklerin art arda ilan ettiği 'eylem ve etkinlik yasak'larına karşı emsal niteliğinde bir karar verdi.
Batman Valiliğinin eylem yasağına rağmen yaptıkları basın açıklaması nedeniyle KESK yöneticilerine idari para cezası verilmesinin hak ihlali olduğuna hükmetti.
Batman Valiliği 7 Kasım 2018'de ‘şehirde bir süredir yoğunlaşan terör saldırılarını’ gerekçe göstererek şehirde 14 gün süreyle yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin mülki amirden izin alınması şartına bağladı.
Eğitim Sen Batman Şube Sekreteri Nureddin Şimşek, SES Batman Şube Eş Başkanı Deniz Topkan ile Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Tüzün karara uymayarak, KESK'in KHK'liler için başlattığı toplu faks çekme eylemine katıldı.
Ancak Şimşek, Topkan ve Tüzün'e Kabahatler Kanununun 32. maddesinde öngörülen emre aykırı davranışta bulundukları iddiasıyla ayrı ayrı 259 TL idari para cezası kesildi.
Cezaya karşı Şimşek, Topkan ve Tüzün'ün itirazları da Batman 2. Sulh Ceza Hakimliği reddedildi. Mahkeme, valiliğin milli güvenliğin sağlaması, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, genel asayişin korunması, şiddet olaylarının yaygınlaşmasının önlenmesi gibi nedenlerle etkinlikleri izne bağlanmasını ret gerekçesi olarak sundu.
Mahkeme etkinliklerin izne bağlanmasının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal etmediği sonucuna ulaştı.
Şimşek, Topkan ve Tüzün'ün bunun üzerine AYM’ye gitti. AYM, 11 Kasım 2022’de dosyayı inceledi.
AYM kararından Anayasa’nın çoğu durumda bir hak veya özgürlüğü yalnızca tanımakla yetinmeyerek onun kullanılmasını garanti altına almak için bazı yönlerini ayrıca vurguladığını veya bazı yönlerine belli bir önem atfederek koruma altına aldığını belirtti.
Ardından da Anayasa’nın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını içeren 34. maddesine vurgu yaptı. Maddede toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının izin alma şartına bağlanamayacağı güvencesinin Anayasa'da özel biçimde korunduğunu ifade etti.
“Hakkın izin almadan kullanılmasına yönelik pozitifleşmiş güvenceyi ihlal edecek nitelikte yapılan bir sınırlandırma, Anayasa'da ilgili temel hakkı düzenleyen maddedeki sınırlama sebeplerine dayansa bile kural olarak Anayasa'nın sözüne aykırı olacaktır” dedi. Ardından şöyle devam etti:
İzin değil bildirim şartı
Nitekim Anayasa Mahkemesi norm denetiminde, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılmasından önce bildirim verilmesi şartı getiren 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 10. maddesini Anayasa'ya uygun bulurken bildirim sisteminde, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılabilmesi için yetkili makama bildirimde bulunulmasının yeterli olduğu ve yetkili makamın onayının aranmadığı, bu nedenle bildirim sistemi öngören düzenlemenin Anayasa ile getirilen izne bağlanamama güvencesine aykırı olmadığı gerekçesine dayanmıştır.
“Anayasa Mahkemesi kararında; Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilenlere ek olarak Anayasa’nın 34. maddesinde hakkın izne bağlanamaması şeklindeki güvenceye aykırı sınırlamaların Anayasa’nın sözüne aykırı olacağını ifade etmiştir.”
AYM sonuç olarak somut olayda kamu makamının tüm eylem ve etkinlikleri mülki idari amirin iznine bağlaması, Anayasa'nın 34. maddesinin birinci fıkrasındaki ek güvenceye aykırı olduğu ve Anayasa maddesinin sözüyle çeliştiği kanaatine vardı.
Açıklanan gerekçelerle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Tazminat taleplerini reddeden AYM, ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın Batman 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilmesine hükmetti.
TIKLAYIN - "İzinsiz gösteri yapıyorsunuz, dağıtacağız' uyarısı kanuna aykırı"
(HA)