İlk bölüm, daha çok Kıbrıs sorununun bundan sonraki seyri ve AB'nin yıl sonunda Türkiye'ye tarih verip vermeyeceği başlıkları üzerinde yoğunlaşmıştı.
Bugünkü ikinci bölümde, Blair'in Irak'ın geleceği, Kürtler ve Türkmenlerin statüleri ve Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi içindeki olası rolüne ilişkin görüşleri yer alıyor.
Reform tecrübesi var
İçinde bulunduğumuz 10 yıl içinde Türkiye'nin bölgedeki rolünü nasıl görüyorsunuz? Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesi'nde rol oynayabilir mi? Bu rolü nasıl tanımlarsınız?
Ortadoğu bölgesi, yüksek oranda işsizlik, yetersiz ekonomik büyüme, artan genç nüfusun beklentilerinin karşılanması gibi mücadele gerektiren bir dizi sorunla karşı karşıya. Bu faktörler istikrarsızlık, aşırıcılık ve terörizmle iç içe geçiyor. Ortadoğu bölgesinin değişim ve modernleşme süreçlerine yardımcı olmak uluslararası camia için bir öncelik olmalıdır.
Türkiye, Avrupa'nın Ortadoğu'yu en iyi anlayan parçasıdır. Türkiye'nin ulusal yasalarını uluslararası uygulamalara uyarlama ya da hoşgörünün geliştirilmesi gibi alanlarda reformun üstesinden gelebilme tecrübesi var. Türkiye, bu tecrübesini başkalarıyla paylaşabilir. Türkiye'nin rolü, uluslararası camianın diğer herhangi bir üyesinin rolüyle aynıdır. Bu rol, daha güvenli ve daha adil bir dünyaya katkıda bulunmak için paylaşmak ve birbirimizden bir şeyler öğrenmektir.
Türkmenlerin temsilinde bir eksiklik var
Türk karar vericiler, Irak'taki Türkmenlerin ülkedeki geçiş dönemi yönetim organlarında adil bir şekilde temsil edilmediğini düşünüyorlar. Bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz? Türkmenler, Irak'ın geleceğinde ne gibi bir rol oynayabilirler?
Irak Yönetim Konseyi'nde bir Türkmen temsilci görev yapıyor ve ayrıca bir de Türkmen bakan var. Bununla beraber, Irak'taki geçici yönetim kurumlarının Irak'ta yaşayan farklı grupların tümüne yeterli temsil hakkı vermediği konusunda sizinle mutabıkım. Ancak bu kurumlar geçici; bu durumu fark ediyorlar ve daha kapsayıcı olmaları ihtiyacını teslim ediyorlar. Gerçek temsil hakkının kazanılmasının tek yolu demokratik seçimden geçer. Irak'ta daha temsili bir geçiş dönemi ulusal meclisinin oluşturulmasına ilişkin seçim mümkün olan en erken tarihte yapılacak. BM, bu seçimin 2005 Ocak ayı sonuna kadar yapılması önerisinde bulundu.
Federal model tartışmasını teşvik
Irak'ın geleceğinde Kürtlere sağlanacak özerkliğin ve federe Kürt haklarının sınırları ne olmalıdır?
Bu, 2005 Ocak ayı sonunda seçilecek ve Irak'ın kalıcı anayasasını kaleme alacak olan Irak geçiş dönemi ulusal meclisinin ele alacağı bir meseledir. Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklemeye, Irak için olası federal modeller konusunda açık bir tartışmayı teşvik etmeye devam edeceğiz. Bunu, yeni Irak'ta tüm Iraklılara bir pay verilmesi yolunda çok önemli bir adım olarak görüyorum.
Ne anlama geliyor?
Blair'in yanıtları şöyle yorumlanabilir:
Dolaylı bir ifadeyle bile olsa, Blair'in Irak'taki Türkmenlerin geçici yönetim organlarında yeterince temsil edilmediğini teslim etmiş olması önemli bir husustur. Böylelikle, Irak'taki geçici yönetim organlarının seçiminde adil davranılmadığı ilk kez Irak'a müdahil olan bir Batı ülkesinin lideri tarafından teslim edilmiş oluyor . İngiltere'nin de belli bir rolü olmakla birlikte, buradaki saptamanın işaret ettiği sorumluluğun ana adresi kuşkusuz Bush yönetimi.
Blair, Kürtlerin Irak'ta kurulacak federasyonda elde edecekleri statünün sınırları konusunda bugünden kendisini bağlayan bir tavır almıyor, bu sorunun yanıtını zamana bırakıyor. Blair'in federasyon modelinin tasarımı konusunda açık bir tartışmayı teşvik etmesi, uluslararası koalisyonun Irak'ta girilen çıkmaz karşısında pek çok seçeneği tartışmaya açık bir çizgide durduğuna işaret ediyor.
Ve nihayet Blair, Ortadoğu'nun değişimi ve modernleşmesi hedefinde Türkiye'nin de önemli bir rol oynayacağı görüşünü taşıyor. Bu noktada, Türkiye için "rol modeli" gibi bir önermede bulunmaması dikkat çekiyor. Blair, bunun yerine Türkiye'nin değişim ve modernleşme alanındaki tecrübesini "paylaşması" gereğinden söz ediyor. (BB)