Eğitim Sen müfredatın bir çok olumsuz sonucu olduğuna dikkat çekiyor ve Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) taleplerini göz ardı etmemesi uyarısında bulunuyor:
"Programının uygulanmasında piyanın istekleri değil, toplumun gereksinimleri dikkate alınmalı"
"Program Avrupa'dan kopya"
"Eski müfredatın ezbere dayalı, düşünmeyen, sorgulamayan, tartışmayan bireyler yetiştirmeyi ilke edindiği inkar edilemez. Ama bu tespit, yeni getirilen müfredat programının 'kusursuz' ya da 'mükemmel' olduğu anlamına da gelmiyor" diyen Eğitim Sen, MEB'in 2005-2006 eğitim döneminin birinci yarı yılında tüm okullarda uyguladığı yeni müfredatı değerlendirdi.
Eğitim Sen "Müfredat; Avrupa Birliği'ne (AB) uyum çerçevesinde, Avrupa ve ABD'de okutulan ders konularından neredeyse bire bir kopya edilmiş, Türkiye'nin özgün koşullarına göre hazırlanmamış" diyor.
"Bireycilik ön planda"
"Programda sosyal ve psikolojik beceri alanlarında eksiklik var" diyen Eğitim Sen rekabet ortamının öğrencileri kolektif davranmaktan uzaklaştırdığını ve 'bireyciliği' ön plana çıkararak öğrenciler arasında düşmanca duyguların gelişmesine neden olduğunu ifade ediyor.
Eğitim Sen'in bir diğer eleştirisi, yeni programın ülkenin sosyo-ekonomik gerçekleriyle örtüşmemesi, her yerde aynı koşulların geçerli olduğu varsayımına dayanması sebebiyle. eğitimdeki eşitsizliğin giderilmek yerine daha da derinleştirilmesi.
Eğitim Sen'in diğer eleştirileriyse şu şekilde:
* Ders kitabı, çalışma kitabı, defter, sözlük ve yazım kılavuzunun her gün çocuk tarafından taşınmasının yarattığı sağlık problemleri,
* Gerekli araçların çoğunlukla velilerden istenmesi,
* Programın yaşama geçirilmesinde kullanılması gereken araç gereç (laboratuar, CD, VCD, film, bilgisayar vb.) alt yapının yetersizliği ve bu yetersizliğin karşılanmasının okula ve velilere havale edilmesi.
Eğitim Sen yeni ilköğretim müfredat programının uygulanmasına ve derslere yönelik olarak, müfettişler, öğretmenler, veliler ve öğrencilerden gelen görüş, öneri ve eleştiriler değerlendirmiş. Rapor, 45 ilden gelen raporlar birleştirilerek yapılmış.
Eğitim Sen'in Önerileri
"Programının uygulanmasında piyasasının istekleri değil, toplumun gereksinimleri dikkate alınmalıdır" diyen Eğitim Sen, bireysel ve toplumsal değerlere de önem verilmesi görüşünde.
Eğitim Sen'in diğer önerileriniyse şu şekilde sıralıyor:
* Programın çocuğun doğasına uygun olarak uygulanması önemli. Örneğin öğretimde esas ve ağırlık, oyun, oyuncak gibi çocukluğun doğal dilini ifade eden öğeler üzerine kurulmalı.
* Müfredatta bilgi ve değerler somut ve gerçekçi olmalıdır. Örneğin trafik konusu işlenirken, trafik kazalarının arasında yer alan bazı nedenlerin, demiryolu politikasının tercih edilmemesi, şoförlerin alkollü araba kullanması gibi gerekçelerle çocukların anlayacağı bir dille anlatılmalı.
* Program kesinlikle sınav ve not sistemi üzerine kurulmamalı. Çünkü sınav ve not sistemi, geliştiren değil, eleyen ve seçen bir sistemin ürünü.
* Eğitim programının hedefi, "mutlu birey" değil, "gerçekçi ve çok yönlü insan" yetiştirmek olmalı. Çocuklar, istedikleri her alanda bilgilenme, beceri geliştirme ve değer kazanma hakkına sahip olmalı.
* Yeni programın başarıya ulaşması için mutlaka öğretmen niteliği yükseltilmeli, bunun için öncelikle eğitim fakültelerinin sorunları için çözümler üretilmeli.
Eğitim Sen, "Dünyanın en mükemmel programını hazırlasanız da insan faktörünü göz ardı ederseniz başarılı olma olasılığınız yoktur" diyor.(EZÖ/EÖ)