Mahkemeden kaynak baskısı
İsim belirtmeden kendilerine gönderilen bir belgeyi haber yaparak İnterbrew şirketine ait hisse değerlerinde düşüşe yol açtıkları gerekçesiyle yargılanan gazete ve ajans temsilcilerinden mahkeme, 2001'de, belgenin kendisine teslim edilmesini istemişti.
İnterbrew vazgeçti, medya vazgeçmiyor
İnterbrew Şirketi, en son 26 Temmuz 2002'de, ülkenin bu en büyük dört gazetesi ve bir ajansına konu olan ve varlığı şirket yetkililerince inkar edilen belgeleri gazete yetkililerinden istemekten vazgeçtiğini açıkladı. Şirket, davayı İngiltere Pazar Otoritesi'ne (FSA) havale ettiğini açıkladı. FSA'nın beş yayın kuruluşu ve şirket nezdinde uzlaşma başlattığı bildiriliyor.
Haber kaynağının gizliliğine ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu değerlendiren gazeteciler, karara karşılık AİHM'e başvurdular. Gazeteciler son çare olarak Lord Yasaları (Lordlar Kamarası bünyesindeki hukuki yapı) uyarınca kararın iptal edilmesini istediler. Temmuz 2002'de, bu makam yapılan itirazı reddetti. Bunun üzerine, medya yetkilileri AİHM'e başvurma kararı aldılar.
RSF: "Destekleyeceğiz"
15 Temmuz'da AİHM Başkanı Luzius Wildhaber'e mektup gönderen RSF Genel Sekreteri Robert Ménard, gazetecilerin yakında yapacakları başvuruyu destekleyeceklerini açıkladı.
"Avrupa Birliği ülkelerini uyarın"
Mektubunda Ménard, şu tespit ve isteklerde bulundu:
* Gazetecilerin haber kaynağını hedef alan Avrupa ülkelerini ciddi şekilde uyarmanızı istiyoruz.
* Fransa, Luxemburg, Belçika, İtalya, İngiltere ve Kuzey İrlanda gibi Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler haber kaynağının gizliliği ilkesine aykırı davranıyor.
* Bu gelişmelerden üzüntü duyuyoruz.
* Adı geçen ülkeler basın özgürlüğünün en temel haklarından kaynağın gizliliği ilkesi dikkate alındığından düzenli olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni hiçe sayıyor.
"Kaynağın gizliliğini" hiçe sayan ülkelere örnek
Kuzey İrlanda'da, "Channel 4" televizyonu muhabirleri Lena Ferguson ve Alex Thomson, 3 Mayıs 2002'de, haber kaynaklarını açıklamaya zorlandılar. Mahkeme gazetecilere, 1997'de yayımladıkları röportajlara konu olan İngiliz askerlerinin isimlerini açıklamaları için baskı yaptı. 30 Ocak 1972'de meydana gelen Kanlı Pazar olayları konusunda "Channel 4" televizyonunda yayımlanmak üzere bir belgesel hazırlayan gazetecilere, bilgileri mahkemeye vermemeleri durumunda Belfast Yüksek Mahkemesi'nde yargılanacaklarını açıkladı.
Belçika'da, "De Morgen" gazetesi muhabirleri Douglas De Coninck ve Marc Vandermeir, Belçika Demir Yolları Şirketi'ni(SNCB) eleştiren bir haber nedeniyle yargılandılar. 29 Mayıs 2002'de Brüksel Mahkemesi gazetecilere, haber kaynaklarını açıklamadıkları her saat için 25 Euros para cezası ödemeye mahkum edildiklerini açıkladı. Mahkeme cezasına, ancak ulusal ve uluslar arası baskılar sonucu son verilebildi.
İtalya'da, günlük "La Stampa" gazetesi köşe yazarı Guido Ruotolo'nun evi ve bürosu 3 Mayıs 2002'de, polisçe arandı. Gazeteci, terör örgütlerine yönelik başlatılan bir soruşturmayla ilgili gazetesi için haber yazmıştı.
Luxemburg'da polis, gazeteci Jean Nicolas'ın evini 1 Mart 2002'de aradı. Gazetecinin bilgisayarına ise el kondu. Bağımsız gazetecilik yapan Jean Nicolas'a yönelik Belçika adaleti, "soruşturma dosyasını aşırmak" iddiasıyla tutuklama kararı çıkarttı. Kara para aklama dosyası ile ilgili bir haberi yayımlamak üzereydi ki, gazetecinin bilgisayarına el kondu.
Fransa'daki gazeteciler ise, haber kaynaklarını açıklamaları için düzenli olarak baskı görüyor. "Gama" Ajansı foto muhabiri Jean-Pierre Rey, Eylül 2001'de dört gün süreyle Paris'te gözaltında tutuldu. Gazeteci, gözaltında tutulduğu Ulusal Terörle Mücadele Birimi'nde haber kaynağını açıklaması için baskı gördüğünü açıkladı. 2000 ve 2001 yıllarında, başkaca dört gazeteci, benzer baskılarla karşı karşıya kaldı.
Fransa'da "Telekulak" uygulamaları da gazetecilerin haber kaynaklarını hedef alan çok ciddi diğer bir saldırıdır.
RSF: "Yasa yetersiz"
Eylül 2001'den bu yana girişimlerde bulunan RSF, gazetecilerin haber kaynaklarını yetersiz şekilde koruyan Fransa Ceza Yasası'nın 109-2 maddesinde değişikliğe gidilmesini istiyor. (BB/NK)