Az sayıda gazetecinin katıldığı basın toplantısına yazar Lütfü Kaleli, Anadolu'nun Sesi Radyosu Genel Yayın Yönetmeni Seyfullah Karakurt ve radyonun avukatı Cemal Yücel katıldı.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 3 Nisan 2002'de, Avukat Cemal Yücel'in, konuk Alevi yazar Lütfü Kaleli ile yaptığı söyleşi nedeniyle radyoya 180 gün yayın durdurma cezası vermişti.
Operasyon haberi de ceza nedeni
Radyonun "İstanbul genelinde" yayın yaptığını söyleyen yöneticisi Karakurt, RTÜK'ün daha önce de cezaevi operasyonlarıyla ilgili program nedeniyle, Adli Tıp raporlarına rağmen 90 gün yayın durdurma cezası verdiğini hatırlattı.
Karakurt şunları ifade etti :
* Anadolu'yu, onun türkülerini, kültürünü anlatıyoruz.
* RTÜK'ün yayın durdurma kararına çok şaşırdık. Başka kuruluşların argo, pornografik, ciddiyetsiz yayın yaptıklarına tanık oluyoruz. Biz öyle değiliz. Verdiğimiz programların her zaman sosyal yönü var.
Basın ilgisiz
* Basın açıklamasına farklı yayın kuruluşlarını da davet ettik ama, ne kadar ilgisiz olduklarını görüyorum. Sanki sorun sadece kendi sorunumuz.
* RTÜK Tasarısı zaten kabul edilecek.
* Açacağımız dava ile yürütmeyi durdurma kararı verileceğine kesinlikle inanıyorum.
"RTÜK kasıtlı yapıyor"
Radyoda hukuki konularda programlar yaptığını belirten avukat Cemal Yücel şunları açıkladı :
* Her Perşembe "Hukuka Bakış" programı yapıyorum. Alevi Bektaşi Derneği'nin kapatılmasının hukuki yönleriyle ilgili Lütfü Kaleli ile bir program yaptım. Amacımız Dernekler Kanunu'nu tartışmaya açmaktı.
* RTÜK kasıtlı yapıyor. Daha önce de "g" bendinden bir uyarı cezası almıştık, Lütfü Kaleli ile yapılan programa da aynı "g" bendin ihlali gerekçesiyle yayın durdurma cezası verdiler.
* İdari Mahkeme'nin yürütmeyi durdurma kararı vereceğinden ben o kadar emin değilim.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz
* Tüm bir program içerisinde küçük bir paragraf cımbızlanarak cezaya gerekçe olarak gösteriliyor. Bunda suç teşkil edecek bir şey yok.
* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihati bundan daha sert eleştirilerin bile yöneltilmesine olanak veriyor. Bu davayı burada olmazsa
AİHM'de kazanırız.
* Burada radyocu arkadaş yoksa bu ülke RTÜK'ü hakediyor demektir. Eğer özgür yayıncılığı savunuyorlarsa da sorumsuzluk yapıyorlar demektir.
RTÜK tasarısını kendi başkanı eleştiriyor
* RTÜK Tasarısı'nı kendi başkanı bile eleştiriyor. Tasarı tekelleşmenin önünü açan, medya patronlarına ihalelere girme hakkı veren ve bu yolla da devlet üzerinde baskı kurma tehlikesi yaratır. Yayın ilkeleri de yayıncılığı yok edecek.
* RTÜK üyeleri hukuktan ve özgürlükten habersiz şekilde uygulamalarını sürdürüyorlar.
Keşke Hülya Avşar'ı çağırsaydık
Bu ülkede solculuk gibi Aleviliğin de bir suçlama nedeni olduğunu açıklayan yazar Lütfü Kaleli basının ilgisizliği karşısında "Keşke Hülya Avşar'ı çağırsaydık" dedi.
Kaleli şunları ifade etti :
* 1994'te Hacı Bektaş Veli Ödülü'nü aldım.
* 25 kitap sahibi bir yazar olarak, toplumun mutlu yaşamasına dönük mesajlarımızı "bölücülük" gibi bize uymayan bir yakıştırma olarak değerlendirilmesini kınıyorum.
* Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın Aleviliğe ilişkin sarf ettiği sözler ve devletin Alevilere yaklaşımıyla ilgili görüşlerimi ifade ettim.
* Bizler, Aleviler olarak, bizimle ilgili ifadeler karşısında yayın organlarında kendimizi ifade etmekten başka bir şey yapmıyoruz,
* Aleviler Sivas'ta yakılmalarına rağmen yasadışı bir yola başvurdular mı? Tarihe de bakın!
* Kurumlarımızı kapatmakla da kalmadılar, Anadolu'nun Sesi radyosunu da kapatarak Alevi kültürünü yok etmeye çalışıyorlar.
* Bunu yapanlar kendilerini gözden geçirmelidirler.
* Horlanmamıza rağmen insancıl özümüzle kendimizi ifade ediyoruz.(BB)