Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla Ankara 1 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM)yeniden yargılanmış, DGM'lerin kaldırılmasıyla birlikte Yargıtay 9. Dairesi tarafından DGM'nin verdiği 15'er yıl hapis cezası bozulmuştu.
Yargıtay kararından sonra Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün (Cuma) görülmeye başlanan davada Mahkeme Heyeti Başkanı, Yargıtay kararına uyulmaması yönünde oy kullandı. Ancak 2'ye karşı 1 oyla Yargıtay'ın kararına uyulmasına ve yeniden yargılamanın başlamasına karar verildi.
Alataş: Değişen bir şey yok
Duruşmaya Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak ile avukatları Yusuf Alataş ve Nuri Özmen katıldı.
Avukatlar, sanıklar ve Cumhuriyet savcısı Dilaver Kahveci, Yargıtay 9. Dairesi'nin bozma kararına uyulmasını talep ederken, Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, Yargıtay kararına uymaya muhalefet etti; ancak heyet oy çokluğu ile uyulmasına karar verdi.
Duruşmaya ilişkin bianet'e bilgi veren Av. Yusuf Alataş, "Yargıtay'ın bozma kararıyla yargılama sıfırdan başlıyor. Ancak bugün başlayan dava ile birlikte şu kanıya vardım: Güya DGM'ler kaldırıldı; güya Yargıtay önemli bir bozma kararı verdi; güya yeniden yargılama başladı. Ama baktım hiç birşey değişmemiş; yargıçların bakış açısı da değişmemiş" diyor.
Av. Alataş, bugünkü izlenimlerini "2003'te AİHM'nin zorlamasıyla yeniden yargılama yapıldı. Şimdi de Yargıtay'ın bozma kararı nedeniyle yapılıyor. Ancak çok da isteyerek yapılmıyor" diye ifade ediyor.
"Mahkeme Başkanı Yargıtay'ın kararına uyulmaması yönünde oy kullandı; 2'ye karşı 1 oyla karar çıktı. Yargıtay kararına uyulmasaydı dava Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu'na gidecekti" diye duruşmayı özetleyen Av. Alataş, "bugün yaşanan hükümlü - sanık tartışması da yeniden yargılamanın pek isteyerek yapılmadığını gösteriyor" diyor.
Hükümlü - sanık tartışması
Av. Alataş, bu sabahki duruşmada müvekkillerinin yeniden yargılanma boyunca "sanık" yerine "hükümlü" diye nitelendirilmesine karşı çıktı.
Ancak Savcı, Zana, Dicle, Doğan ve Sadak'ın Yargıtay'ın bozma kararında da "hükümlü" olarak nitelendiğini belirterek, hukuki statülerinin "sanık" olarak belirlenmesi talebinin reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya verdiği kısa aranın ardından, avukat Alataş'ın müvekkillerinin hukuki durumuyla ilgili talebini oybirliğiyle reddetti.
Av. Yusuf Alataş, müvekkillerine peşinen "hükümlü" denmesine ve bunun sürdürülmesine karşı çıkarak "suçluluğu kanıtlanana kadar herkes masumdur ilkesine aykırı davranılmış oluyor" diyor ve ekliyor:
"Bu yargılamanın özü bu. Hükümlü diye bakıyorsan neden yargılanıyorlar? Hükümlüyse 1994'deki iddianame neden yeniden okunuyor? İddianamenin okunmasıyla yargıya yeniden başlandığını gösteriyorsunuz. Ancak 'hükümlü' diyerek yargılamanın zoraki ve usulen yapıldığını ortaya çıkarmış, göstermiş oluyorsunuz."
"Onun için ben gerek bu dava özelinde, gerekse genel anlamda, DGM'lerin kalkmadığını düşünüyorum.. Sadece tabela kaldırılmış; bir de mahkeme binasına girerken eskisi gibi insanlara fazla zorluk çıkarılmıyor, şayet olumlu bir şeyden söz edeceksek.."
Yeni duruşma 17 Aralık'ta
"Mahkeme aynı, savcı aynı.." diyen Av. Yusuf Alataş, "buna rağmen reddi hakim talebinde bulunmadık, çünkü daha davanın ilk gününde ön yargılı olmak istemiyoruz" diyor.
Bugünkü duruşmada mahkeme heyeti, ikinci duruşma tarihi olarak, Avrupa Birliği (AB) Zirvesi'nin yapılacağı ve Türkiye'nin müzakere tarihi beklediği 17 Aralık tarihini verdi. (YS/BB)