"Halkın siyasal tercihleri yönetimde etkili olmalı"
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Narin, "Türkiye Geleceğini İstiyor" adlı seferberlik kampanyası dahilinde yaptığı basın açıklamasında, ülkenin sorunlarına yönelik çözümleri demokrasi içinde bulmayı sağlayacak olan hedefe ulaşılması için siyasi partilerin uyması gereken prensip ve esasları sıralardı, tüm siyasi partileri bu esaslar çerçevesinde buluşmaya ve seçimlerden sonra bunları uygulamaya koymaya davet etti. Narin, uyulması gereken prensip ve esasları şöyle sıraladı:
"SİYASET:
Siyasi Partiler Kanunu, parti içi demokrasiyi kurumsallaştıracak ve partilerin finansmanını şeffaf ve denetlenebilir hale getirecek bir biçimde değiştirilmelidir.
Partilere üyelik sistemi, sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Halkın siyasal tercihlerinin, yönetime etkili bir şekilde yansımasını temin edecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
HUKUK:
Hukuk, hak ve özgürlüklerin güvencesi olmalıdır.
Yargının tam bağımsız ve tarafsız olması sağlanarak, hukukun üstünlüğü tesis edilmelidir.
Yargı sürecinin hızlandırılması için, sistem gerekli imkan ve şartlara kavuşturulmalı, ihtisaslaşma dahil kurumsal düzenlemeler yapılmalı, mevzuat sadeleştirilmeli ve güncelleştirilmelidir.
KAMU YÖNETİMİ:
Kamu yönetiminde, yönetilenlerin hak sahibi, katılımcı ve paydaş olduğu bir yönetim biçimine geçilmelidir.
Sivil toplum örgütlerinin kamu kurumlarının karar ve uygulamalarına katılmasına fırsat verilmeli, bilgiye ulaşmanın önündeki yasal ve idari engeller kaldırılmalıdır.
Kamu hizmetleri, etkinliği arttırmak, hesap verilebilirliği sağlamak ve demokratik katılımı teşvik etmek için desantralize edilmelidir. Merkezde toplanan yetkiler ve kamu hizmetleri, etkinlik, kalite ve ucuzluk kriterlerine göre özel sektöre, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek örgütlerine devredilmelidir.
Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde "Performans Yönetimi"ne geçilmelidir.
Personel alımı, atama ve yükselmeleri objektif kriterlere dayanmalı, liyakat ve ehliyet esas alınmalıdır.
Kamunun ekonomi içindeki ağırlığı azaltılıp, özel sektöre dayalı bir büyüme stratejisdi izlenmelidir. Özelleştirme, kararlı bir şekilde hızla tamamlanmalıdır. Kamu yönetimi, esas itibariyle düzenleyici ve denetleyici olmakla sınırlı kalmalıdır.
Vergi, ticaret, sosyal güvenlik gibi mevzuat değişikliklerinde, özel sektöre dayalı yeni büyüme stratejisi esasları temel alınmalıdır.
Kamu harcamaları ile ilgili bütün süreçler şeffaf hale getirilmeli ve bu prensip idarenin işlemelerinin tamamlayıcı unsuru olarak benimsenmelidir.
E-Devlet uygulaması, şeffaflığı sağlamak, vatandaşa daha yakın, ucuz ve hızlı bir yönetim yapısını gerçekleştirmek üzere yaygınlaştırılmalıdır.
Bilgi çağının gereklerinden uzak olan eğitim sistemimiz, her seviyede gözden geçirilerek, yeniden düzenlenmelidir.
İdari usul ve esaslar, vatandaşa güven temeline oturtulmalıdır.
EKONOMİ:
İktisat politikalarının tasarımında açıklık esas olmalıdır.
Siyasi irade tarafından belirlenmiş iktisat politikalarının günlük uygulamalarına, kuralsız müdahalelerde bulunulmamalıdır.
Reel sektörün, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat gibi, ekonomik büyümeyi sağlayan faaliyetlerinin önünde engel teşkil eden her türlü uygulama kaldırılmalıdır.
İstihdam ve gelir dağılımında büyük bir önemi olan tarım ve hayvancılık sektörü, verimlilik esas alınarak, reforma tabi tutulmalı, milli bir tarım ve hayvancılık politikası oluşturulmalıdır.
Taşınmaz hale gelen sosyal güvenlik sistemi, baştan aşağı yeniden düzenlenmeli, dağınık ve kontrol dışı yapı, ortadan kaldırılmalıdır.
Enflasyon, gelir dağılımını bozmakla ve yatırım kararlarını engellemektedir. Tasarlanan iktisat politikalarının temelini, büyüme ve enflasyon ile mücadele oluşturmalıdır.
Enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmak ve ekonomik istikrarı temin etmek için, kamuda mali disiplin sağlanmalıdır.
Mali disiplin tesisinde kamu gelirlerini sürekli arttırmaya çalışmak yerine, kamu harcamalarının azaltılması esas alınmalıdır.
Kamu borç stoku, zaman içinde, piyasa kurallarına uygun olarak, Avrupa Birliği normlarına indirilmelidir.
Vergi mevzuatımız reel kazançların vergilendirilmesi esasına dayalı; eşitlik, adalet ve ödenebilirlik ilkelerini gözeten, sade ve anlaşılır şekilde yeniden düzenlenmelidir. Uygulamada etkinlik sağlanarak, vergi bir haksız rekabet unsuru olmaktan çıkarılmalıdır.
Bu prensip ve esasların sivil toplumla birlikte takipçisi ve denetleyicisi olacaklarını söyleyen ATSO Başkanı Mehmet Narin, "Yapısal değişim ve dönüşümü sağlayacak bütün politikaların hayata geçirilmesi için katılımcılık, şeffaflık, verimlilik ve hesap verilebilirlik ilkeleri etkin biçimde uygulanmalıdır. Şimdiye kadar sadece yüzeysel önlemlerle günü kurtarmaya düşündüğümüz için, hayatımızı gelecekten borç alarak sürdürdük. Bu anlayışı tersine çevirip, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sağlamak elimizdedir. Ama bu kolay değildir. Her sorunun bir kolaycı sözde çözümü, bir yapısal gerçek çözümü vardır. Bugüne kadar hep kolay yolu seçtik. Artık zor olanı başarmaya mecburuz"