Haberin İngilizcesi için tıklayın
Demans tanısı konulan eski milletvekili Aysel Tuğluk’un Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) hazırladığı ikinci rapora ilişkin açıklama yaptı.
Dün akşam basına yansıyan ve raporda ATK, Tuğluk’un “cezai ehliyetinin tam olduğunu” ifade etmiş ancak Tuğluk’un cezaevinde kalıp/kalamayacağına ilişkin görüş belirtmemişti.
Avukatlardan yapılan açıklamada ise basına yansıyan ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen adli tıp raporunun, Tuğluk’un yaşamış olduğu sağlık sorunları nedeniyle savunma yapıp yapamayacağının tespiti amaçlı istenen rapor olduğu belirtildi.
Avukatlar, "ATK'nin Aysel Tuğluk'un sağlık durumu ile ilgili yapmış olduğu tespit ve değerlendirmelerden rahatlıkla anlaşılmaktadır ki sayın Tuğluk'un bu haliyle savunma yapması mümkün değildir. Ancak bu tespitlere rağmen ATK bu hususta görüş belirtmekten özelikle kaçınmış ve sadece cezai sorumluluk boyutu ile değerlendirme yapmakla yetinmiştir" dedi.
TIKLAYIN-ATK'dan Aysel Tuğluk'a "cezai ehliyet" raporu
Tuğluk’un avukatlarından yapılan açıklama şöyle:
"Seka Devlet Hastanesinin ilk teşhisi ve akabinde Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulu’nun kapsamlı raporuna göre Sayın Tuğluk’un hastalığının kronik ilerleyici seyirli ve cezaevinde tek başına hayatını sürdürmesini engeller nitelikte olmasından dolayı cezasının infazının ertelenmesi gerektiği belirtilmişti.
"Ancak konuyla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun tam tersi yönünde vermiş olduğu rapor sebebiyle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yapmış olduğumuz taleplerimiz reddedilmiş, müvekkilin cezaevi koşullarında tedavisi olanaklı olmadığı bilindiği halde tahliye edilmemiştir.
"Konuyla ilgili olarak almış olduğumuz bağımsız uzman mütalaası doğrultusunda Savcılık aracılığıyla Adli Tıp Üst Kurulu’na yapmış olduğumuz itirazlarımız bugüne kadar yanıtlanmamış olup, olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediğinden öncelikli olarak bu sürecin tüketilmemiş olduğunu belirtmek isteriz.
TIKLAYIN-Aysel Tuğluk önümüzdeki hafta ATK'ye sevk ediliyor
Mahkeme hastaneden rapor istemişti
"Birincisi, Sayın Tuğluk, milletvekili iken yapmış olduğu basın açıklamaları ve anayasal siyasi faaliyetleri sebebiyle hükümlü olduğu dosya dışında (söz konusu cezayla ilgili ayrıca AYM’de bireysel başvurusu devam etmektedir), kamuoyunda '6-8 Ekim Kobane' dosyası olarak bilinen ve HDP’li siyasetçilerin yargılandığı Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyasında tutuklu bulunmaktadır ve sağlık sebepleriyle bugüne kadar mahkemede beyanda bulunamamasından dolayı, Mahkeme, tam teşekküllü bir hastaneye sevkinin sağlanarak bu durumun netleşmesi yönünde ara karar almıştır.
"ATK 4. İhtisas Kurulu da Mahkemeden, Sayın Tuğluk’un ATK Gözlem İhtisas Kurulu’nda kalması yönünde talepte bulunmuş ve Mahkemenin bu konuda ara karar tesis etmesi üzerine de 1-4 Şubat 2022 tarihleri arasında ATK Gözlem İhtisas Kurulu’nda tutulmuş, akabinde de 5 yılı aşkın süredir tutulduğu Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevine geri götürülmüştür.
TIKLAYIN-Gergerlioğlu: ATK'nin raporu tıbbi beyanlar içermiyor
"Konu dışı tespitler yapıyor"
"Dolayısıyla dün itibariyle Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen Adli Tıp Raporu, Sayın Tuğluk’un yaşamış olduğu sağlık sorunlarından kaynaklı savunma yapıp yapamayacağının tespiti amaçlı istenen bir rapordur.
"Ancak ATK kendisinden talep edilen hususta bir değerlendirme yapmamış ve sayın Tuğluk’a atfedilen fiillerin meydana geldiği döneme ilişkin herhangi bir tıbbi veri olmadan “cezai sorumluluğunun tam olduğuna” dair rapor düzenlenmiştir.
"Ceza sorumluluğun olup olmadığına dair rapor atfedilen filler zamanında kişinin sağlık durumunun ne olduğunu açıklayan bir durum olup, beş yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Tuğluk’un, olaylar esnasındaki sağlık ve bilişsel durumunun ne olduğu hususu, konumuz dışıdır.
"Mahkemenin ara kararında istenen ve ATK’nın değerlendirme konusu yapması gereken husus, sayın Aysel Tuğluk’un mevcut sağlık durumu itibari ile savunma yapıp yapamayacağı hususudur. Nitekim ATK raporunun 21. Sayfasında 'savunma yapıp yapamayacağı hususlarının tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verildiği' şeklinde belirleme bulunmaktadır.
TIKLAYIN-Alaattin Tuğluk: "Bir hukuk varsa onu arıyoruz, kimseye yalvarmıyoruz"
"Tek yanlı hazırlanmış bir rapor"
"İkincisi, rapor, salt iddianamede yer alan ifadeler ve suçlamalara odaklı olup, fiillerin gerçekleştirdikleri farklı tarihlerdeki sağlık durumlarına dair tek bir tıbbi belge, kişinin olaylarla ilgili savunması ve değerlendirmelerini içermediği gibi mevcut tıbbi durumuyla ilgili de cezaevindeki sağlık kayıtlarını, cezaevinde bakım veren tıbbi ve idari görevlilerin, birlikte kaldığı tutukluların tanıklıklarını içermediğinden tek yanlı hazırlanmış, bilimsellikten ve objektiflikten uzak bir rapordur.
"Adli psikiyatride ceza sorumluluğu değerlendirmeleri kişinin olay sırasındaki ruhsal durumu, olaylarla ilgili savunması da dahil olmak üzere tüm tıbbi kanıtları değerlendirip tıbbi değerlendirme ve kanıta dayalı bilimsel tartışma yapmak yerine raporda olayları adeta iddianın tarafı gibi aktardığında bilimselliğini ve objektifliğini yitirmiş olur. Rapor, olaylarla ilgili bir kanı oluşturduğundan yazım dili ve tıp etiği bakımından da sorunludur.
TIKLAYIN-ATK, Aysel Tuğluk'a "cezaevinde kalabilir" dedi
Sağlık durumuyla ilgili tespit yapmıyor
"Yine belirtmek isteriz ki, muayene bulguları ve gözlem süreci oldukça muğlak durumdadır ve bir önceki ATK 3. İhtisas Kurulu’nun değerlendirmelerinden ciddi farklılıklar içermektedir. ATK 3. İhtisas Kurulu’nun raporundan sonra götürüldüğü sağlık kuruluşlarında müvekkilin sağlık durumundaki olumsuzluğun giderek artmış olduğu tespit edilmişken, bu raporların yanı sıra daha önce Kocaeli Tıp Fakültesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından verilen raporlarda işaret edilen tıbbi tabloya ait kanıtlar, bulgular, bu raporlar arasındaki farklılıklar, çelişkiler değerlendirilerek diğer tıbbi değerlendirmelerin neden geçersiz olduğuna dair kanıta dayalı hiçbir görüş belirtilmeksizin müvekkilin yalnızca fiillerin işlendiği tarihlerde ceza sorumluluğunun tam olduğundan bahsetmektedir.
"Oysa ki bir bireyin cezasının infazı için de sağlığının tam yerinde olması gerekmektedir. Raporun buna dair bir değerlendirme yapmadığını vurgulamak isteriz.
"Ayrıca altını çizerek belirtmek isteriz ki ATK tarafından hazırlanan 04.02.2022 tarihli raporda sayın Aysel Tuğluk’un sağlık durumu ile ilgili yapmış olduğu tespit ve değerlendirmelerden rahatlıkla anlaşılmaktadır ki sayın Tuğluk’un bu haliyle savunma yapması mümkün değildir. Ancak bu tespitlere rağmen ATK bu hususta görüş belirtmekten özelikle kaçınmış ve sadece cezai sorumluluk boyutu ile değerlendirme yapmakla yetinmiştir.
İstanbul Üniversitesinden görüş istendi
"Üçüncüsü, Sayın Tuğluk’un 1-4 Şubat 2022 arasında ATK Gözlem İhtisas Kurulu’nda bulunduğu esnada İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığına tarafımızca başvurulmuş ve Nöroloji Anabilim Dalı Başkanlığından müvekkilimizin durumuyla ilgili bilimsel mütalaa talep edilmiştir.
"Söz konusu Bilim Dalı Başkanlığı, hazırlamış olduğu 4 Şubat 2022 tarihli bilimsel mütalaasında özetle acil bazı tetkikler ve laboratuvar incelemesi yapılması gerektiğini belirtmiş ve konuyla ilgili detaylı bir değerlendirme yaparak söz konusu merkezde Sayın Tuğluk’un tedavi ve muayenelerin yapılabileceğini belirtmiştir.
"Uzun yıllardır ATK’nın hasta mahpuslar ile ilgili olarak verdiği raporlar siciline bakıldığında ve cezaevlerinde insanların yaşamlarını yitirmelerinin neredeyse günlük bir ihlal olarak yaşandığı dikkate alındığında, müvekkilimizin sağlık durumunun geldiği aşama, insan onuruna uygun koşullarda tedavisinin yapılabilmesinden oldukça uzak bir durumdadır.
"Bilimsel objektiflikten uzak"
"Gerek yukarıda belirttiğimiz ATK Üst Kurul nezdindeki sürecin bilinçli şekilde sürüncemede bırakılması ve gerekse de Ankara 22. ACM’ne gönderilen son raporun, Mahkemenin ve müdafilerin taleplerinin uzağında değerlendirmeler içermesinden dolayı bundan sonraki süreci şöyle özetlemek mümkündür;
"Öncelikli olarak Sayın Tuğluk’un sağlığının geldiği aşamanın kritik olmasından dolayı, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD Başkanlığına sevkinin sağlanarak tedavisinin ve bilimsel raporun hazırlanması için girişim başlattığımızı belirtiriz.
"Bununla birlikte tıp etik kurallarına aykırı ve bilimsel objektiflikten uzak ve mahkemenin ara kararlarına aykırı hazırlanmış raporlarda imzası ve sorumluluğu bulunan hekimlerle ilgili cezai ve idari soruşturma yapılması için gerekli hukuki süreci başlattığımızı duyururuz."
Ne olmuştu?Aysel Tuğluk, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı görevinde bulunduğu dönemde, 29 Aralık 2016'da tutuklanmıştı. Tuğluk, hakkında hazırlanan iddianamede, DTK Eş Başkanlığı döneminde yaptığı açıklamalar ve faaliyetleri nedeniyle suçlanmıştı. 16 Mart 2018'de kararını açıklayan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Aysel Tuğluk'a "örgüt yöneticisi olmak" iddiasıyla 10 yıl hapis cezası vermişti. Yapılan itirazların ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Tuğluk hakkında verilen hapis cezasını onamıştı. Son olarak ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6-8 Ekim Kobani eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Tuğluk için tutuklama kararı verilmişti. Annesinin cenazesine saldırıBeş yılı aşkın süredir Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan Tuğluk, 13 Eylül 2017'de annesi Hatun Tuğluk'u kaybetti. Hatun Tuğluk için Ankara'da yapılan cenaze törenine "Buraya Ermeni gömdürtmeyiz" diyerek ırkçı saldırı düzenlendi. Cenaze törenine yapılan saldırı ve süren tehditler nedeniyle Hatun Tuğluk'un bedeni gömüldüğü yerden çıkartıldı ve memleketi Dersim'de toprağa verildi. Annesinin kaybından kısa bir süre sonra Aysel Tuğluk sağlık sorunları yaşamaya başladı. Her fırsatta ailesine ve avukatlarına telkinde bulunan ve sağlık sorunlarıyla gündeme gelmek istemediğini söyleyen Tuğluk'un hastalığı gün geçtikçe ilerledi. Demans tanısı konulduHafıza kaybı yaşayan Tuğluk, günlük işlerini tek başına yapamaz hale geldi. Sevk edildiği Kocaeli Üniversitesi Hastanesi 15 Mart 2021'de Tuğluk'a demans tanısı koydu. KOÜ Adli Tıp Anabilim Dalı 12 Temmuz'da açıkladığı kesin raporunda ise; "Demansın ilerleyebileceğini, cezaevi koşullarında tıbbi destek ve bakımın yeterliliğinde sorun yaşanabileceğini, Tuğluk'un yaşamını bir başkasının yardımı olmaksızın sürdürmesinin mümkün olmadığını, zorunlu ihtiyaçları karşılayamayacağını, infazının ertelenmesi gerektiğini, infaz kurumunda hayatını yalnız idame ettiremeyeceğini" belirtti. KOÜ 'cezavinde kalamaz', ATK 'kalır' dediTuğluk, daha sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. ATK, iki saatlik incelemenin ardından "hayatını yalnız başına idame ettirebilir, tedavisi ve düzenli kontrolleri sağlanarak, cezaevinde infazına devam edilebilir" yönünde rapor verdi. ATK raporu nedeniyle Savcılık, infaz ertelenmesi talebini de reddetti. Üçüncü bir sağlık raporu için 21 Aralık 2021'de yeniden hastaneye sevk edildi. Aysel Tuğluk hakkındaDemokratik Toplum Partisi'nde (DTP) Eş Başkanlık yaptı. 2007-2009 yılları arasında Diyarbakır milletvekili, 2011-2015 yıllarında HDP Van milletvekili oldu. Ayrıca HDP Hukuk ve İnsan Haklarından sorumlu eski Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdürdü. Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, İnsan Hakları Derneği Üyesi ve Yurtsever Kadınlar Derneği kurucusu oldu. | |
(RT)