*Fotoğraf: Diyarbakır İHD
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Diyarbakır Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi, hasta mahpuslar için Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Kurumlar adına ortak açıklamayı Diyarbakır Tabip Odası Üyesi Mustafa Yaşa okudu.
“Türkiye’de hapishanelerin insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı alanlar olduğunu” belirten Yaşa, “Hapishanelerinde sağlığa erişim hakkının engellenmesi, revire geç çıkarılma, hastane sevklerinin geç yapılması ya da yapılmaması, hapishanede çalışan sağlık personel sayılarının yetersiz olması sağlık problemi olan mahpusların durumunu kötüleştirebilmekte ve yaşam hakkı ihlali oluşturuyor” dedi.
"Kelepçeli muayene dayatılıyor"
Kelepçeli muayene dayatmalarına vurgu yapan Yaşa, şöyle devam etti: “Bu dayatma işkence yöntemi olarak mahpusların sağlık hizmetine erişimini kısıtlıyor. Kolluk güçlerinin baskısı, hastanelerde muhafazalı muayene odalarının olmaması sağlığa erişimi engelliyor.
“Türkiye hapishanelerinde sağlığa erişim hakkının engellenmesi ile sağlık problemi olan mahpusların durumunu kötüleştirebilmekte ve yaşam hakkı ihlaline yol açıyor.
“Türkiye gündemini uzun zamandır meşgul eden ve bir türlü çözülemeyen hasta mahpusların sağlık hakkına erişim hakkının kullandırılmaması ile tahliye edilmemesi sorunu, hapishanelerde son dönemlerde yaşanan can kayıpları ile kendini daha görünür kıldı.
"42 hasta mahpus yaşamını yitirdi"
“2022 yılı içerisinde, aralarında hasta mahpusların bulunduğu 42 kişi hapishanelerde yaşamını yitirmiş, bir hasta mahpus tahliye edilmesinden kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
Hasta mahpusların sayısını hatırlatan Yaşa, İHD verilerine atıf yaptı ve hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere toplam 1517 hasta mahpus bulunduğunu söyledi.
"ATK raporları bilimsellikten uzak"
“Hapishanede yaşamını tek başına idame ettiremeyecek derecede ağır hasta olan mahpuslar hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan taraflı ve bilimsel gerçeklikten uzak raporlar nedeniyle hasta mahpusların hapishanede geçirdikleri süreler uzamakta ve hastalıkları ilerliyor.
"En çarpıcı örnek Mehmet Emin Özkan"
"Hasta mahpusların yaşamış oldukları temel insan hakkı ihlallerinin hangi boyutta olduğunun en çarpıcı örneklerinden birinin Mehmet Emin Özkan olduğunu belirtmek isteriz.
"25 yılı aşkın bir süredir hapishanede tutulan Özkan, kalp, böbrek, bağırsak hastalıkları, hipertansiyon, toksik guatr, kemik erimesi, aşırı kilo kaybı, işitme kaybı, görme bozukluğu, hafıza kaybı gibi birçok kronik rahatsızlıkları olan, hapishanede tutulduğu süre zarfında birçok defa kalp krizi geçiren ağır hasta bir mahpustur.
"Kendisinin hapishanede yaşamını tek başına idame edemeyeceği yönünde birden fazla sağlık kurulu raporu bulunmasına rağmen Adli Tıp Kurumu tarafından dosya üzerinden yapılan incelemelerle hakkında tanzim edilen olumsuz raporlar nedeniyle hapishanede tutulmaya devam ediliyor."
Yaşa, son olarak hasta mahpsular için bir an önce atılması gereken adımları sıraladı:
- Mahpusların sağlık hakkına erişim hakkının tam ve eksiksiz uygulanabilmesi için hapishanelerdeki kronik hale gelen sorunlar giderilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.
- Halen hapishanelerde tutulan “ölümcül risk altında” veya “sürekli rahatsızlığı ve hastalığı” bulunan ağır hasta mahpuslar, tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhâl salıverilmelidir.
- Adli Tıp Kurumu sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır.
- Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında Cumhuriyet Savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.
- Hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi önündeki “toplum güvenliği bakımından tehlike” kriteri kanundan çıkarılmalıdır.
- Cumhurbaşkanının sağlık sebebi ile mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, Adli Tıp Kurumu tek belirleyici olmaktan çıkarılmalı, Cumhurbaşkanı ağır hasta mahpuslar ile ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalıdır.
(RT)