Tarsus'a bağlı Kurbanlı köyü mevkisinde sanayi atıklarının giderimi için "Doğu Akdeniz Endüstriyel Atık Entegre Bertaraf Tesisi" kurulmasıyla ilgili çalışmalar bulunduğunu belirten Demir bu amaçla İstanbul'da faaliyet gösteren özel bir şirket tarafından hazırlanan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun gerçeği yansıtmadığını söyledi.
"Bu tür tesislerin yapılacağı bölge zeminlerinin geçirimsiz tabakaya sahip olması gerekir. Hazırlanan ÇED raporunda bölgenin zemininin geçirimsiz olduğu belirtiliyor. Ancak bu bölgede yaptığımız araştırmada tam tersine bölgenin zemin itibariyle geçirimli bir tabakaya sahip olduğunu belirledik" dedi.
Yeşilot Kaplan: Bölge sanayi atık ve nükleer çöplüğüne dönüşebilir
Hazırlanan raporun bu haliyle atık tesisi yapımına olanak sağladığını hatırlatan Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Bilimsel Teknolojiler Komisyonu üyesi Meryem Yeşilot Kaplan'sa "Kurulması planlanan tesiste gıdadan tekstile, kağıt ürünlerinden tıp ürünlerine ve Türkiye'de şu anda oluşmayan nükleer atıkların entegre edileceği anlaşılıyor. Bu da aklımıza yurtdışından da ülkemize atık getirilebileceği şüphesini ortaya çıkarıyor. Yani bölge sanayi atık çöplüğüne dönüşebilir. Oda olarak projenin bu haliyle uygulanmasının geri dönüşü mümkün olmayan birçok probleme neden olacağını düşünmekteyiz" dedi.
"Sağlığımız tehlikeye girer"
Demir, "Tesisin yapılması planlanan bölge Berdan Barajı'na 3,6 kilometre uzaklıkta. Barajın beslendiği havzayaysa 200 metre uzaklıkta. Zemin geçirimli bir tabakaya sahip olduğu için bu atıklar yeraltı sularıyla birleşerek Berdan Barajı'na karışacaktır. Bu da ekolojik dengeyi bozacaktır" dedi.
Mersin ve çevresinin zemin olarak pek sağlam olmadığını hatırlatan Demir, Ecemiş Fayı'nı da içine alan "Orta Anadolu Fay Zonu"nun sismik olarak etkin olduğunu ve 5-6 büyüklüklerinde depremlerin oluşabileceğini söyledi.
ÇED raporu hazırlanırken deprem riskinin yeterince göz önünde bulundurulmadığını vurgulayan Demir, söz konusu raporun deprem riskinin de dikkate alınarak tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Demir: Tarım yoluyla ülke zehirlenebilir
Endüstriyel atıkların sadece yeraltına sızma yoluyla değil aynı zamanda buharlaşma yoluyla havaya da karışabileceğini vurgulayan Demir, "Buharlaşan zehirler yağmur olarak tekrar yeryüzüne ulaşacaktır. Bölge tarım arazilerinin yoğunluğu nedeniyle de çok ciddi risk altındadır" dedi ve açıkladı:
"Çünkü sulayacağımız sebzeler zehirle beslenecek; dolaylı olarak bizler de zehirlenme riski taşıyacağız. 1,5 milyonluk bir kent için ciddi tehlikeler yaratabilecek bu tesis aynı zamanda Türkiye'nin büyük bölümüne bu bölgeden sevk edilen sebze ve meyveler de dikkate alındığında tehlikenin büyüklüğünü anlayacağız."
"Atık tesisi bölge halkına iş değil, hastalık getirecek"
Çevre sorununun ülkemizde ve bölgemizde yeterince önemsenmediğinden yakınan Demir, yurttaşların bu konuda daha duyarlı davranması gerektiğini vurguladı. Yapılmak istenen tesis konusunda kamuoyunun yeterince bilgiye sahip olmadığını belirten Demir, "Kamuoyu oluşturmak için çalışacağız. Tesiste istihdam sağlanacağı yönünde söylentiler var, ancak tesis bölge halkına iş değil, hastalık getirecek. Tesisin yapımını engellemek için dava açma girişiminde de bulunacağız. Yapılabilecek tesisten herkes sorumlu" dedi. (AK/TK)