En son gazeteci İpek Çalışlar'ın Latife Hanım kitabıyla gündeme gelen 5816 Sayılı Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlara İlişkin Kanun, 55 yaşında yani cumhuriyetten 28 yaş küçük, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüyle arasında ise 13 yıl var.
Demokrat Parti'nin 1950'de seçimleri kazanmasıyla hükümeti kuran Adnan Menderes fazla gecikmeden 25 Temmuz 1951'de bugün kısaca Atatürk'ü Koruma Kanunu dediğimiz 5816 Sayılı Kanunu çıkardı.
O günlere baktığımızda, düzenleme o sıralarda Atatürk büst ve heykellerine yapılan saldırıların önlenmesine yönelik görünüyor.
Şu ana kadar, bu yasaya muhalefetten yargılananlar arasında yayıncılar Ragıp Zarakolu ve Fatih Taş, Özgür-Der Çocuk Kulübü yöneticilerinden Zehra Çomaklı Türkmen, gazeteciler Mehmet Terzi ve Oral Çalışlar yer alıyor. Ertuğrul Kürkçü için de açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Peri Yayınları sahibi Ahmet Önal hapse mahkum oldu. Yazar Mustafa İslamoğlu ve gazeteci Hakan Albayrak ise bu yasa nedeniyle hapis yattılar.
İpek Çalışlar'a açılan davayla ilgili haber ve yazılarda, istisnalar bir yana, bu yasanın kendisinin konu edilmediği, ifade özgürlüğü tartışması yapılmadığı, daha çok "çarşaf" meselesiyle uğraşıldığı görülüyor.
Biz de, bugün bu konuda İnternet'te yaptığımız aramada bize takılanları özetleyerek bu tartışmayı açmak istiyoruz.
Kongar: "Gardırop Atatürkçülüğü" dönemi
Cumhuriyet gazetesi yazarı Emre Kongar, kendi sitesinde yer verdiği "Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü kim yozlaştırdı" başlıklı bir yazısında, tarihte Atatürk'e saygı uyandırmak için girişilen yanlış politikalara işaret ederken DP döneminin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın önerisi üzerine çıkarılan yasayla, Atatürk'ün heykellerine saldırmanın ve manevi kişiliğine hakaret etmenin suç sayıldığını, bunun da Atatürk Devrimleri'nden geri dönüş sürecinde yapıldığını ifade ediyor.
Emre Kongar, "Gardırop Atatürkçülüğü' dönemi başlamıştı" sözleriyle bu politikalarla yanlış bir sürece girildiğini vurguluyor.
Mustafa Akyol: Tabu olarak koruma yöntem seçildi
Radikal gazetesine "Tabularla Nereye Kadar?" başlıklı bir yazı yazan Mustafa Akyol da, güncel bir çok sorunun tartışılmasında Atatürk'ün kamuoyunun önüne bir engel olarak sunulduğunu belirtiyor.
Akyol, Atatürk'ü tartışılmaz bir tabu olarak korumanın, yarar mı zarar mı getireceği düşünülmeden yöntem olarak seçildiğini savunuyor.
"Dini azınlıkların ve dini çoğunluğun özgürlüklerinin genişletilmesi, Kürt kimliğinin özgürce ifade edilebilmesi, Kıbrıs'ta çözümün hedeflenmesi ya da Avrupa Birliği'ne girmek için 'ulusal egemenlikten ödün' verilmesi... Tüm bunlara 'Atatürk devrinde böyle değildi' diye itiraz ediliyor. Eğer tarihsel Atatürk'ü keşfedebilirsek, diyebileceğiz ki, 'Atatürk devrinde öyleymiş gerçekten, ama devir değişti...'"
Yazar Akyol, "Ona olan saygı ve sevgimizi sürdürecek, ama onun hiç bilmediği yeni bir dünya artık kendi ayaklarımız üzerinde durup düşünebilmeyi öğreneceğiz. Buna 'olgunlaşmak' deniyor... Ve hiç kimse korkmasın, Türkiye aslında her geçen gün biraz daha olgunlaşıyor..." sözleriyle önerisini getiriyor.
Atilla İlhan: Mustafa Kemal'i kanunla korumaya gerek yok
Geçen yıl hayatını kaybeden şair-yazar Atilla İlhan da, kendisiyle yapılan bir söyleşide, Atatürk'ü Koruma Kanunu ile ilgili, "demokraside böyle bir şey olmaz. Mustafa Kemal'i kanunla korumaya gerek yok. bu nasıl bir mantık anlamıyorum. bırakın insanlar konuşsun, yazsın, çizsin. herkes sevmek zorunda değil" demişti.
Şair İlhan, röportajda, yasa ile ilgili Prof. Dr. Toktamış Ateş'in de, "Bana bıraksalar hemen kaldırırım" dediğini ifade ediyor.
Yasa ile aydınlar yargılandı, hapse atıldı
Bağcılar Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, "Radikal" 2 gazetesinin 6 Kasım 2005 tarihli sayısında yayımlanan "Mustafa Kemal: İmge ve Gerçek " başlıklı yazı nedeniyle gazeteci Ertuğrul Kürkçü hakkında soruşturma açtı. İfade veren gazeteci Kürkçü hakkında dava açılmasına gerek görülmedi.
Belge Yayınları'nın sahibi, gazeteci Ragıp Zarakolu, George Jerjian'ın "Gerçek Bizi Özgür Kılacak" kitabını Türkçe'ye kazandırdığı için yargılanıyor. Yayıncı hakkında "Devleti ve Cumhuriyeti tahkir ve tezyif" ve "Atatürk'ün anısına hakaret" iddiasıyla 7,5 yıl hapis isteniyor. Yargılamaya 5 Ekim'de devam edilecek.
John Tirman'ın "Savaş Ganimetleri: Amerikan Silah Ticaretinin İnsani Bedeli" adlı kitabını yayımladığı için Aram Yayınları sorumlu Fatih Taş'ın, 301. madde ve 5816 Sayılı Kanun uyarınca dava açıldı. Kitapta Atatürk ulusçuluğu "faşizmin bir versiyonu" olarak tanımlandığı gerekçesiyle Taş'ın toplamda 6,5 yıl hapsi isteniyor.
31 Mayıs'ta Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Peri Yayınları'nın sahibi Ahmet Önal'ı, yazar Evin Çiçek'in kaleme aldığı "Tutkular ve Tutsaklar" başlıklı kitabında "Atatürk'e hakaret" edildiği gerekçesiyle bir yıl altı ay hapse mahkum etti. Ceza ertelenmedi.
Ayrıca, "Emperyalist ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin Atatürk döneminde başladığını" iddia ettiği için bu yasadan yargılanan Özgür-Der Çocuk Kulübü yöneticilerinden Zehra Çomaklı Türkmen, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonunda aklandı.
"Atatürk'e hakaret ettiği" iddiasıyla 15 ay hapse mahkum olan "Milli Gazete" eski yazarı Hakan Albayrak, girdiği Ankara Kalecik Cezaevi'nden 13 Kasım 2004'te tahliye oldu. Gazetenin yazı işleri müdürü Mehmet Terzi'nin 15 aylık hapis cezası paraya çevrilmişti. Şair-yazar Mustafa İslamoğlu da, bu yasaya muhalefet ettiği gerekçesiyle cezaevine gönderilmişti.
Cemalettin Kaplan ile röportaj yaptığı için "Cumhuriyet" gazetesi yazarı Oral Çalışlar da, geçmişte Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) yargılanmıştı. (EÖ)