Hürriyet gazetesinden Faruk Bildirici'nin "Velev ki Habur'da yanlış yaptık" başlıklı haberine göre, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Habur'dan gelişler ve demokratik açılım konularındaki değerlendirmeleri şöyle:
"Açılım konusunda görevlendirilmem Başbakanımızın bir kararıdır. Vallahi dışarıya bunu hissettirdik mi, hissettiremedik mi bilmiyorum. İçişleri Bakanlığı, insan hakları bakanlığı gibi algılansın istedim."
"Demokratik açılım yürüyor. Belki algılatma olarak bizim de hatalarımız olabilir. Ama çabuk zamanda çok beklenti bu işlerde yanıltıcı. Bunlar zaman alıcı ve sabırla iğneyle kuyu kazarcasına uğraşmayı gerektiren işlerdir."
"Habur bir yol kazasıdır. Ama onun olmaması için 2 gün önceden Ahmet Türk ile görüştük. Tarım Bakanımız Mehdi Eker Bey'in, Orman Çiftliği Genel Müdürlüğü'ndeki makam odasında görüştük. Gizli bir görüşme değildi. 'Ne olur bu süreci tahrip ettirmeyin. Bu insanları öyle karşılatırsanız yansımaları yanlış olur, bunu yaptırmayın' dedim. 'Sizi üzecek bir şey olmayacak rahat edin' dedi. Oradan tekrar telefonla konuştuk. Sonuna kadar çaba gösterildi, ama önlenemedi."
"Sayın Baykal, siyasi hayatındaki en büyük hatayı bu konuda yaptı. Habur olayını en ajite ederek takdim eden Baykal olmuştur. Velev ki biz yanlış yaptık, bunu ajite ettirici şekilde takdim ettin de ne oldu? Bu süreç belki daha fazla yara aldı. Terör işin en acı boyutu; ama şimdi iyi bir yerdeyiz. Şu manada: Halk şu anda teröre bir anlam veremiyor. Soruyorsunuz, bu terör niye tekrar şu anda? Bilmiyor cevabını. Ha diyor o zaman uluslararası bir etki var mutlaka!"
"Gelişlerin zararı oldu"
"Gelişleri biz durdurduk. Oradan veya Avrupa'dan gelişi durdurduk. Böyle gelişi biz yürütemeyiz. Ben de yürütmek istemem bu gelişi. Bu gelişin özü şudur: İnsanlar gelsin, örgütten ayrıldığını ifade etsin, normal hayatını yaşasın. Nitekim o gelişlerin sürece katkısı olmadı, sürece zararı oldu."
Çok adım atıldı. Yerleşim merkezlerinin isimleri değişiyor. Bu illa Türkçeden, Kürtçeye değil, Türkçeden Türkçeye de insanlar şehirlerinin ismini değiştirmek istiyor. Bize yazıyor ben de onaylıyorum."
"Bu süreç başladıktan sonra Türkiye'de bu konuların ne kadar rahat konuşulduğunu, tartışıldığını görüyorsunuz. Herkes daha gerçekçi şekilde konuya bakabiliyor. Bırakın dil kursunu, RTÜK daha geçenlerde 14 radyoya, televizyona izin verdi. Bunun içinde Türkçesi, Zazacası, Arapçası var, artık bunlar mesele olmaktan çıktı. Yani Türkiye'de çok büyük rahatlama var."
PKK'de sıkışmışlık var
"Büyük bir sıkışmışlık söz konusu onlar için. Biz demokratik ve insani çözümü hep öne alıyoruz. Terörle güvenlik birimlerimiz gerektiği gibi mücadele ediyor edecek. Onlara da her türlü desteği veriyoruz vereceğiz. Bırakan İrlanda, İspanya örneklerini incelemeyi onları rapor haline getirilmesini sağladım."