Diyarbakır Barosu'ndan Tahir Elçi, İHD'den Selahattin Demirtaş ve MAZLUMDER'den Nesip Yıldırım, ortak açıklamalarında, "iddiaların ciddiyetle araştırılmasını, sorumlularının yargı önüne çıkarılmasını" istedi; savcılığa suç duyurusunda bulanacaklarını, konuyu TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu'na taşıyacaklarını duyurdu.
Açıklamada, "iddiaların üzerinden bir hafta geçmiş olmasına karşın, kamuoyunun sessizliğini korumasının yanı sıra, resmi çevrelerden de konuya ilişkin bir açıklama yapılmadığına" dikkat çekildi.
"Başka ülkede olsaydı yer yerinden oynardı"
Hak örgütlerinin temsilcileri, iddianın "sağ yakalandıktan sonra hakim karşısına çıkarılması gereken bir örgüt üyesinin güvenlik güçleri tarafından kafasına kurşun sıkılması suretiyle öldürüldüğü, yani kişilerin yasal haklarını ve güvenliklerini korumakla sorumlu olan kolluk güçlerinin, devletin verdiği silahla cinayet işlediği iddiası" olduğunu vurgulayarak, "Böylesi bir iddia başka bir demokratik ülkede ortaya atılmış olsaydı yer yerinden oynayabilirdi" dediler.
"Başka bir ülkede yaşansaydı bunlar, toplumu da, savcıları da, hükümeti de şoke edebilirdi. Ancak olayın geçtiği yer Beşiri, olayın mağduru da bir PKK üyesi olunca sanki rutin bir gelişmeyle karşılaşılmış gibi bir durum yaratılmıştır.
"Etnik kimliği, düşüncesi, inancı, dili, dini ne olursa olsun herkesin yaşam hakkı başta olmak üzere insan hak ve özgürlüklerinin sağlanması ve güvence altına alınması sorumluluğunun devlette olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz."
Ülkede Özgür Gündem gazetesi, 28 Haziran'daki sayısında, 25 Ağustos 2005 tarihinde yapılan operasyonlarda Abas Emani isimli PKK militanının sağ olarak yakalandığına, sorgulandığına ve daha sonra öldürülerek infaz edildiğine dair haber ve fotoğrafları birinci sayfasından yayınlamıştı.
İnsan Hakları Derneği de, askeri makamlardan, İçişleri Bakanlığı'ndan ve cumhuriyet savcılarından, Batman'da sağ yakalanan PKK militanının sonradan öldürüldüğüne ve cesedinin yakıldığına dair iddiaları etkili bir biçimde soruşturmasını istemişti. (TK/EÖ)