Yayıncılar, Düşünceye Özgürlük-2000 adlı kitabta yer alan, biri Özgürlük ve Dayanışma Partisi(ÖDP) İkinci Başkanı Saruhan Oluç 'un, diğeri "Vicdani Red"ci Osman Murat Ülke 'nin iki yazısı nedeniyle, Tük Ceza Yasası'nın 155. maddesinden (halkı askerlikten soğutmaya teşebbüs'ten) yargılanıyor.
Sanatçı, yazar ve aydınlar duruşmaya yedi avukatla girdiler. Sanıklar, duruşmada, askeri mahkemenin sivilleri yargılayamayacağını belirterek, kimlik bilgileri dışında hiçbir ifade vermeyeceklerini ve savunma yapmayacaklarını belirttiler.
Duruşmanın ardından Düşünceye Özgürlük-2000 yayıncıları, Yazarlar Birliği'nde basına açıklama yaptılar.
"Yargılama adil ve bağımsız değil"
Düşünceye Özgürlük-2000 adlı kitabın yayıncılarından Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) eski genel başkanı Siyami Erdem , BİA'ya yaptığı açıklamada, askeri mahkemenin sivilleri yargılamasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
Erdem, "Bu mahkemenin askeri yargıçlardan oluşması nedeniyle adil ve bağımsız yargılama yapamayacağını duruşmada avukatlarımız aracılığıyla söyledik. Halkı askerlikten soğutmak iddiasıyla, askerler tarafından yargılanıyoruz.Böyle bir yargılama adil ve bağımsız olabilir mi?" diye konuştu.
Davanın sanıklarından Şanar Yurdatapan , BİA'ya, sanatçıların ve basının duruşmaya ilgisini yetersiz bulduğunu belirtti:
"Biz askeri mahkemelerin sivilleri yargılayamayacağını söylediğimizde, mahkeme heyeti yine bildiğini okudu. 'Bize yargılama yetkisi kanunla verildi' dediler."
Yurdatapan sözlerini şöyle sürdürdü:
" Abdullah Öcalan'ın yargılandığı mahkemede, kararın uluslarası düzeyde geçerli olabilmesi için, askeri üyeyi apar topar mahkeme heyetinden çıkardılar. Çünkü, askeri yargıçlarla yapılan yargılamanın uluslararası alanda geçerliliği olamaz."
Mahkeme heyeti, davayı 29 Haziran'a erteledi. Bugünkü duruşmaya katılmayan diğer sanıklar, 1 Haziran'da İstanbul Selimiye Askeri Mahkemesi'nde ifade verebilecek.
(YV/NA)