12 Haziran 2007'de yayımlanan yazı nedeniyle Talu'nun, Askeri Ceza Kanunu'nun (ACK) 95/4 maddesi uyarınca altı aydan üç yıla kadar hapsi istendi. Madde, fiilin basın yoluyla işlenmesine ceza artırımı da öngörüyor.
Gazeteci Talu basın savcısına ifade verdi
"Astlık- üstlük münasebetlerini zedelediği, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir veya tezyif edici fiil ve harekette bulunduğu" iddiasıyla suçlanan Talu, 7 Ağustos'ta Basın Savcısı İsmail Onaran'a ifade vermek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu'na gitti.
Gazeteci yazısında yer verdiği "Cenazelerine üst rütbelilerin de gittiği astsubayların, özellikle de tamamen dışlanan uzman çavuşların, sağ iken de üst rütbeliler tarafından insan yerine konması ve aileleriyle en iyi koşullarda(ki) orduevlerine kabulü..." sözlerinden sorumlu tutulduğunu açıkladı.
"Soruşturmaya değil, medyanın tavrına üzülüyorum"
Dava açılması halinde bundan gocunmayacağını ve yazdıklarını bu kez hakim karşısında yineleyeceğini belirten Talu, açılan soruşturmaya değil ama medyanın tutumuna şaşırdığını ve üzüldüğünü söyledi.
Susturulmakla tehdit edilen bir meslektaşlarıyla değil dayanışmak, meseleyi gündeme getirmemeleri, haber değeri bile görmemelerini eleştiren Talu, "Yalnız bırakılmak düşüncelerimi ifadeye engel değil, ama böyle durumlarda insan hiç değilse, meslek örgütlerinin; yazar, çizer ve habercilerin bir ses, bir soluk vermesini, tepki göstermesini diliyor. Benim için değilse bile, mesleğin onuru için" dedi.
Girişim: Yasalar böyleyse yargılayan önemli değil
Dava açılacak olursa gazeteci, 29 Haziran 2006'da yapılan değişikliğe göre, "askerî mahkemelerin yargı yetkisine tâbi olmayan sivil kişilerce barış zamanında işlendiği" için, adlî yargı mahkemesinde ve ACK hükümlerine göre yargılanacak.
Talu hakkındaki soruşturmaya tepki gösteren Düşünce Suçuna Karşı Girişim, Türkiye hukuk sisteminde temel kuralın 'yasaya bağlılık' olduğunu,yargıcın takdir hakkının ikinci planda olduğunu, yasalar gerektiği gibi değişmediği sürece yargılamanın kimin tarafından yapıldığının sonucu fazla etkilemediğini savundu.
Girişim, "Yargılama makamı değişse ve 'görev' askeri mahkemeden genel mahkemelere kaydırılmış olsa da, sivil kişiler Uyum Yasaları uyarınca AB'ye söz verilmesine karşın hala ACK hükümlerine göre yargılanıyor" dedi. (EÖ/NZ)