Tacizcilere karşı açılan dava düştü ama, o dört buçuk yıldır hala yargı önüne çıkarılmayı bekliyor, Cuma günü (21 Eylül) yargı önüne çıkacak.
Hakkındaki iddialara bakılırsa, 20 yıla kadar ceza alabilir. Bunlar bir diktatörlük rejiminde değil, Avrupa Birliği'ne katılmak için başvuran Türkiye'de oluyor.
132 kadın tecavüze uğradı
Asiye Zeybek Güzel bir gazeteci, Atılım gazetesi genel yayın yönetmeni. Güzel, "tecavüz"e uğradığını iddia eden yüzlerce mahkumdan biri. Sadece İstanbul'da, 1997 yazıyla 2000 Kasım'ı arasında "Hukuki destek" projesinden yardım alan 132 kadın gözaltında tecavüze uğradığını iddia ediyor.
Çoğu ülkenin Kürt azınlığından olan mağdurlar kendilerine tecavüz edenlerin polis olduğunu iddia ediyor. Jandarma, askerler ve gardiyanlar da suçlananlar arasında yer alıyor.
Geçen yıl 19 Aralık günü, 10 bin asker 20 cezaevine mahkumların şiddet içermeyen gösterilerini bastırmak üzere girdiklerinde 30 mahkum ve 2 asker öldüler. Pek çok mahkum anal yoldan copla tecavüze uğradıklarını iddia ettiler.
Geçici felç oldu
Zeybek'in de ayaklarından ve sırtından yaralandığını belirten raporlar var. Zeybek geçici bir felçle karşılaştı, sağlığı da hala tam olarak düzelmiş değil.
Zeybek'in İstanbul Emniyet Müdürlüğü, siyasi şubede, sorgudayken tecavüze uğradığına dair iddiaları Türk yetkililerce soruşturuldu. İstanbul'daki Psiko-sosyal travmatoloji Merkezi raporu da Zeybek'e yapılan saldırıyı doğruluyor.
Sekiz görevli, 1998 Kasım ayında yargı önüne çıkarılmakla birlikte dava geçen yıl düştü. Zeybek, yaşadıklarını kitaplaştırdı.
İşkence yapana hoşgörü
Bu olay tek olmaktan çok uzak. Resmi rakamlara göre, 1995 - 1999 arasında, işkence ve tecavüz iddialarıyla ilgili 577 görevliyle dava açıldı. Ancak sözkonusu şikayetler sonucu sadece 10 görevli mahkum oldu. Aynı dönemde, kötü muamele iddiasıyla yapılan 2851 iddiadan da sadece 84'ü mahkum oldu.
Uluslararası Af Ögütü'ne göre, "Türkiye'de işkence sanıklarıyla ilgili genel bir dokunulmazlık havası" var.
İnsan Hakları İzleme Komitesi (HRW) de, "jandarmanın Türk hapishanelerinde aşırı güç kullanımının uzun bir tarihi var" diyor. Çok seyrek rastlanan mahkumiyet hallerinde ise polis ya da gardiyanlar mümkün olan en hafif cezaya çarptırılıyor.
İşkence görenler yargılandı
Fakat, Zeybek gibi tecavüz kurbanlarında durum rakamların ortaya koyduğundan daha da kötü oluyor.
Geçen yıl Haziran ayında, gözaltındayken cinsel tacize uğradığını iddia eden bir grup kadın katıldıkları bir konferansta başlarından geçenleri anlattılar.
Konferans sona erdiğinde, bir kısmı tutuklandılar ve Türk Ceza Kanuna'na göre güvenlik kuvvetlerini tahkir ve tezyif etmekle suçlandılar.
Bu yıl Mart ayında, aralarında kadın bir avukat ve mağdurlardan birinin babasının bulunduğu 16 kişi yargı önüne çıkarıldılar.
1992 yılında tutuklanan, maruz kaldığı işkenceyi anlattığı için hakkında dava açılanlardan biri olan Nazli Top, "beni karakolda, arka odaya götürdüler" diye hatırlıyor:
"Beni dövmeye başladılar. El ve ayak parmaklarıma elektrik verdiler. Copla bana tecavüz ettiler."
Hortumla su sıkıldı
PKK üyesi olmaktan hapsedilen 19 yaşındaki bir Kürt kadını da sorguda nasıl işkence gördüğünü ve tecavüze uğradığını anlattı.
Fatma Deniz Polattas, 1999 Mart ayında İskenderun'da polis merkezinde dövüldüğünü, kollarından asıldığını, kendisine hortumla soğuk su sıkıldığını ve testere gibi dişli bir aletle anal yoldan tecavüze uğradığını anlatıyor.
Türkiye için test
Zeybek, yasadışı Marksist- Leninist Parti üyesi olma suçlamasıyla bu hafta yargı önüne çıktığında, İngiltere'nin de içlerinde bulunduğu pek çok ülkeden uluslararası gözlemciler de duruşmada hazır bulunacak.
İngiltere PEN, Uluslararası Yazarlar Örgütü, Zeybek olayını Türk hükümetinin insan haklarına yaklaşımı konusunda bir test olay olarak görüyor. Zeybek, kendisine tecavüz ettiği iddia edilenlerin beraatından 9 ay sonra ağır bir ceza alırsa, bu aynı zamanda Türkiye'nin kadınlara karşı ve polis karakollarıyla hapishanelerde süregiden zalimane erkek egemenliğine yaklaşımı konusunda da çok şey ifade edecektir.(NA)