İkinci olsa da Sosyalist Partisi ile Yeşiller Partisi Ulusal Konsey'de temsil güçlerini artırdılar. Kaybedenler ise, iki merkez sağ partisi Hıristyan Demokrat Partisi (PDC) ile Demokratik Radikal Partisi (PRD) oldu.
Aşırı sağ İsviçre'de birinci parti
Resmi olarak kesinleştirilmese de, İsviçre Haber Ajansı (ATS) UDC'nin İsviçre Ulusal Konseyi'ndeki 200 sandalyeden 55'ine sahip olacağını bildirdi. Avrupa Birliği ve yabancı karşıtı bir politika izleyen bu partiyi, 53 sandalye elde ederek geçen seçimlere göre meclise 2 milletvekili daha kazandıran Sosyalist Partisi (PS) oldu. PS oyların yüzde 23.3'ünü aldı.
Le Monde gazetesinde yer verilen habere göre, UDC'nin seçim zaferi 7'şer sandalye yitiren diğer iki sağ parti olan Hıristyan Demokrat Partisi (PDC) ile Demokratik Radikal Partisini (PRD) olumsuz etkiledi. Bu partilerden PDC, meclisteki 28 sandalyeye; PRD ise 36 sandalyeye sahip oldu. TSR Televizyonuna göre, Yeşiller Partisi ise bir ilerleme kaydederek 1999 seçimlerinde yüzde 5 olan oylarını yüzde 7.7'ye çıkardı. Yeşiller Partisi sandalye sayısı ise 9'dan 13'e çıkardı.
Aşırı sağ solu geçti
1999da yapılan bir önceki milletvekili seçimlerinde, Zürihli milyarder Christophe Blocher'in başında bulunduğu UDC, yüzde 22.5 ile Sosyalist Parti ile eşit miktarda oy almıştı. UDC'nin buna karşılık Ulusal Konsey'de Sosyalist Parti'ye göre 7 koltuk daha az temsil ediliyordu.
Dün yapılan seçimler, İsviçre'de sosyal hayatın sol ile sağ arasında ancak merkez partilerin aleyhinde şekillenerek kutuplaştığını gösterdi. UDC kaydettiği bu ilerleme kamuoyu araştırma şirketlerinin de öngöremedikleri bir oranda gelişti. Bu şirketler, UDC için yüzde 25 oy ile mecliste 7 sandalye kazanacağını duyuruyorlardı. Geçen seçimlerde daha ziyade İsviçre'nin Almanca konuşan bölgelerinde kendisini gösteren UDC, bu kez Fransızca konuşan bölgelerinde de etkili oldu.
"UDC artık ulusal bir parti oldu"
Sonuçlar duyurulur duyurulmaz, partinin Zürih'teki merkezinde yaklaşık 200 kişi, sevinç yaşadı.
Son seçimler, İsviçre'de hükümeti oluşturan unsurların yeniden şekillenmesine yol açtı. 1959'dan bu yana İsviçre'de dört siyasi parti hükümeti anlaşarak oluşturuyorlardı. UDC şu an zaten Savunma Bakanlığı koltuğunu elinde tutuyor, aldığı oyu da dikkate alarak bir koltuk daha talep ediyor. İsviçre Parlamentosu, 10 Aralık'ta hükümeti olan Federal Konseyi'nin dağılımını oluşturacak.
Kazandığı oylarda Fransız kantonlarının etkisini öne çıkaran UDC Başkanı Blocher, "UDC yalnızca İsviçre'nin Almanca konuşan bölümünün partisi değil, o artık ulusal bir parti oldu" dedi.
"Irkçı bir İsviçre mi?"
Blocher, "Diğer bölgeler gibi, İsviçre'nin Fransız bölgesi de fazla vergi ödemek istemiyor, iltica hakkının kötüye kullanılmasını tesvip etmiyor ve de Avrupa Birliği'ne üyelik perspektifini onaylamıyor" diye ekledi.
UDC, seçim kampanyasını milliyetçi ve popülist bir söyleme bağladı. "Avrupa'ya hayır" diyen parti, vergilerin azaltılmasını, göçmen politikalarıyla yabancılarla suç arasında ilişki kurularak önlem alınmasını benimsiyor.
İçine kapanan ve ırkçı bir İsviçre arzu edip etmediğini soran TSR televizyonuna Başkan Blocher, "Bizim bura ile bir iş ilişkisi geliştirmiş yanbancılarla bir alıp veremediğimiz yok. Biz burada kaçak yaşayan kişileri ve suçları istemiyoruz" şeklinde yanıtladı. (EÖ/BB)