İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun, 2024'te geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ilk toplantısını yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın ev sahipliğinde toplanan komisyonda, işçi heyetine TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, işveren heyetine ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol başkanlık etti.
Bu yılki görüşmelerde önceki yıllardan farklı olarak, 5 kişilik TÜRK-İŞ heyetinde ilk kez 4 işçi birden yer aldı. Kasiyer, sağlık çalışanı, enerji işçisi ve Karayolları'nda çalışan bir taşeron işçi toplantıya katıldı.
Adana'da hastanede işçi olarak çalışan iki çocuk annesi Hatice Akgedik, Ankara'da kasiyerlik yapan Meliha Nur Şıkbudak, Çorum'da yaşayan üç çocuk babası enerji işçisi Saffet Canbaz ve Bolu'da yaşayan üç çocuk babası Karayolları işçisi Durmuş Öztürk’e komisyon görüşlerini sordu. Bunun üzerine işçiler, asgari ücretle çalıştıklarını ve geçinemediklerini, geçinebilecek bir ücret talep ettiklerini dile getirdi.
Toplantıda herhangi bir ücret konusu görüşülmezken ikinci toplantının tarihi olarak 18 Aralık Pazartesi saat 13.30 belirlendi.
Taraflardan açıklamalar
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da, toplantının açılışındaki konuşmasında, asgari ücretin çalışma hayatında çalışanlara yönelik ücret politikalarının en alt sınırını tespit eden en önemli sosyal politika aracı olduğunu belirtti.
Asgari ücretin belirlenmesinin, çalışma barışının yanı sıra işsizlik ve kayıt dışı istihdam gibi iş gücü piyasası dinamikleri açısından da ayrı öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Ağar: İşçinin milli gelirden aldığı pay giderek düşüyor
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ağar, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Akkol ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan komisyonunun ilk toplantısında açıklamalar yaptı.
Ağar, komisyonunun tespit edeceği yeni asgari ücretin işçilerin ve toplumun beklentilerine uygun olmasını beklediklerini dile getirdi.
Asgari ücretin tespitinde öncelikle çalışanların geçim şartlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini bildiren Ağar, bunun anayasal bir hüküm olduğuna dikkati çekti.
Sosyal devlet anlayışında iktisaden zayıf kesimlerin korunmasının amaçlandığını ifade eden Ağar, asgari ücretin yeniden tespitinin milyonlarca ücretli çalışan ve ailesi tarafından umutla takip edildiğini söyledi.
Asgari ücretin vergi dışı bırakılması uygulamasının geçen yıl hayata geçirildiğini anımsatan Ağar, bunun ardından vergide adaleti sağlamaya yönelik adımların devam etmediğini belirtti.
Fiyat artışlarının, başta gıda ve kira olmak üzere her alanda devam ettiğine dikkati çeken Ağar, şunları söyledi:
"Alınan tedbirler henüz işçinin mutfağına, geçim şartlarına olumlu olarak yansımadı. İşçinin, memurun, emeklinin yaşadığı enflasyon ile açıklanan resmi enflasyon rakamları arasında büyük uyumsuzluk var. Asgari ücret, aylardır açlık sınırının altında. Halen günlük net asgari ücret 380 lira. Bu ücretle işçi ve ailesi hangi zorunlu ihtiyacını karşılayabilecek?"
Ağar, ekonomide yaşanan olumsuzlukların nedeninin işçiler olmadığını belirterek, "Kaldı ki, toplam satış hasılatı içinde iş gücü maliyeti de son yıllarda giderek geriliyor. Toplam nüfus içinde ücretli çalışanların sayısı yükselmesine rağmen milli gelirden aldıkları pay giderek düşüyor" diye konuştu.
Gelirler politikasının uygulanması gerektiğini belirten Ağar, “Tespit edilecek asgari ücretin, işçilerin ve toplumun beklentilerine uygun olmasını bekliyoruz. Ülkenin üreterek kalkınması her şeyin üzerindedir. İşçiler olarak biz bunun gereğini her fırsatta yerine getiriyoruz. Beklentimiz, işçiye karşı yükümlülüklerin yerine getirilmesi. Refahı adil paylaşmanın gereği yapılmalı” ifadelerini kullandı.
Akkol: İstihdamın devamlılığı öncelik
TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol da 2024'te geçerli olacak asgari ücreti belirleme sürecini, en hızlı biçimde ve tüm tarafların beklentilerini karşılayacak şekilde dengeli bir rakam ve mutabakatla tamamlamak arzusunda olduklarını kaydetti.
Asgari ücrete yıl içerisinde yapılan ara zamda devlet, işçi kesimi ve işverenler olarak mutabakat sağladıklarını anımsatan Akkol, o dönem bütün imkanları zorlayarak hem çalışma arkadaşlarını hem işletmeleri gözeten bir rakamla masada olduklarını dile getirdi.
Akkol, TİSK olarak ülkenin sürdürülebilir refahı, işçilerin enflasyon karşısında korunması, işletmeleri ve üreticileri ayakta tutarak üretimin ve istihdamın devamlılığının sağlanması konularına öncelik verdiklerini anlattı.
Bu dönemde de ekonomide devam eden iyileşme sürecinin korunmasını, büyümenin sürdürülebilirliği için üretim ve istihdamı destekleyici bir dengenin tesis edilmesini son derece önemsediklerini ifade etti.
Artan yaşam maliyetlerine karşı tüm çalışanların gelirlerinin korunmasının önemine değinen Akkol "Bunun için atılabilecek en önemli adımlardan birinin de vergi dilimlerindeki güncelleme olduğunun da farkındayız. Hem çalışanlar hem işverenler hem de tabii ki ülkemiz için olumlu, bol istişareli, kutuplaşmalardan uzak, birlik, beraberlik içerisinde bir süreç olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
(HA)