*Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 20-23 Mayıs'ta "Salgın Sonrası Dönemde İnsan Hakları Gündemi" sempozyumu düzenledi.
Sempozyumun "Cezaevlerinde Sağlıklı Gıdaya Erişim" başlığının konuşmacısı diyetisyen Dicle Dilan Salman'dı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'nda da yüksek lisansa devam eden Salman, konuşmasında Şakran Kapalı Cezaevi, Buca Kırıklar Cezaevi, Şakrat T Tipi Cezaevi ve Ödemiş T Tipi cezaevlerinde yaptıkları araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Salman, araştırma için görüştükleri, cezaevlerinde tutulan 12 kişinin "Burada ölmemek için besleniyoruz, yeterli ve dengeli beslenemiyoruz" dediğini söyledi.
Salman, bir mahkumun kendilerine "Görüşmeci iki örnek olarak şunu diyor, aç kalmaktan daha önemli önceliklerimiz var. Korkunç bir tecrit var, çıplak arama var, müthiş bir baskı var, ayakta sayım dayatması var. Bütün bunlarla mücadele ederken yemek düşünemiyoruz" dediğini aktardı.
Hijyenden yoksun, niteliksiz ve lezzetsiz
Salman, mahkumların sağlıklı gıdaya erişim haklarına ilişkin de "Gıdaların hijyenik olmaması ile yemeklerin niteliğinin ve lezzetlerinin kötü olması çok tekrarlanan şeyler arasındaydı. Yine yemeklerde kullanılan yağın çok kötü olması üzerinde duruldu. Bir de kahvaltıda verilen paketli gıdalar ve piknik kahvaltılar sorunu var. Bu piknik kahvaltıları devlet kendi parasıyla almıyor hibe yöntemiyle şirketler gönderiyor. Ancak bunlar markası bilinmeyen, hiç duyulmamış markalar ve genellikle tarihi geçmiş oluyor" dedi.
"Yemekten parmak pansumanı çıktı"
Salman, mahkumların yemeklerle ilgili aktardıklarını şöyle anlattı:
"Görüşmeci 2, 'Çöp dökülür mesela çoğu da yemektir' dedi. Görüşmeci 6, 'Biz parmak pansumanı bile bulduk dönerin içinde, siz düşünün' dedi. Görüşmeci 10 ise 'Bizim kaç defa böcekleri peçetelerle birlikte müdürün masasına koyduğumuz oldu, ancak hiçbir şey değişmedi' dedi.
"Yine meyve sebze, et ve ekmek yetersizliğinden bahsedildi. '24 saat için bir ekmek veriliyor ancak şap atıldığı düşüncesiyle bu ekmeğin içini yiyemiyor insanlar. O yüzden de ekmek hiç yetmiyor' deniliyor."
Salman, 28 yıllık bir mahkumun yağlı tohumları hiç tüketemediğini söyledi. Hiçbir cezaevine bu tür gıdaların ulaşamadığını belirten Salman, "Çocuklar için uygun ve sağlıklı beslenme sağlanamıyor ve aynı zamanda kantinden ek besin bulma zorlukları var."
"Kantin ve Dış Etkiler" başlığında ise "Hem hastalıklara dair erişimlerinin sıkıntısı var hem haftada bir kere kantine ulaşımları var hem de çocuklara ek besin bulmakta çok zorluk çekiyorlar. Sadece parası olanın kantine erişim imkanı var" ifadelerini kullanan Salman, şöyle devam etti:
"Görüşülen mahpusların hiçbiri gıda hakkına sahip olduğunu düşünmüyor. Sağlıklı gıdaya eriştiklerini düşünmüyor. Kantin fiyatlarının uygun olduğunu düşünmüyor. Yeterli ve dengeli beslendiğini düşünmüyor. Şikayetlerine çözüm bulabildiklerini düşünmüyor."
(CA/DŞ)