Çifte vatandaşlığı bulunan Arar, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) maruz kaldığı kötü muamelenin ve Suriye'de gördüğü işkencenin sorumlularının cezalandırılmasını istiyor.
Kanada Kamu Güvenlik Bakanı Anne McLellan'ın iddialarıyla ilgili bir açık soruşturma başlattığı Arar, Kanada'yı Müslüman Arapların maruz kaldığı psikolojik ve fiziksel ayrımcılığa sessiz kalmakla suçluyor.
Tunus'ta tatil, cezaevinde sona erdi
33 yaşındaki Maher Arar, Suriye doğumlu bir Kanadalı. 17 yaşında, ailesiyle birlikte Kanada'ya göçtükten sonra ülkenin en iyi üniversitelerinden McGill'de Telekomünikasyon Mühendisliği eğitimi aldı. Kendisi gibi Suriyeli bir matematik doktoruyla, Monia Mazigh ile evlendi. Ottawa'da mühendislik yapan iki çocuk babası Arar, 2002'nin Eylül'ünde Kanada pasaportu ile ailesiyle Tunus'a tatile gitti.
Tatil sona ererken, Arar da New York üzerinden Kanada'ya dönmeye çalışırken, Amerika Göçmenlik Servisi'nce tutuklandı. Arar, El Kaide üyesi olduğu zannıyla, doğum yeri Suriye'ye gönderilmek üzere sınır dışı edildi.
Bir yıl boyunca Suriye cezaevlerinde tutulan Arar aleyhinde, El Kaide'ye destek verdiği sanılan bir başka Suriye asıllı Kanadalının ev kiralarken kendisine aracılık etmesinden başka hiçbir kanıtlanmış belge bulunamadı.
Arar, Kanada'daki eşi ve Kanadalı insan hakları kuruluşlarının yoğun çabasıyla, geçtiğimiz Kasım ayında Ottawa'ya iade edildi.
ABD'li ve Kanadalı yetkililere karşı
Amerikan Gizli Servisi'nin kendisini hiçbir gerekçe göstermeden tutukladığını savunan Arar, uğradığı haksızlığa karşı hukuk mücadelesi başlattı.
Arar, ayrıca, aralarında ABD Adalet Bakanı, Güvenlik Sekreteri ve FBI yöneticilerinin de bulunduğu 10'un üzerinde devlet görevlisine karşı tazminat davası açtı.
Amerikan Gizli Servisi'nin kendisini hiçbir gerekçe göstermeksizin tutukladığını, günlerce avukatsız, uykusuz ve aç sorgulandığını anlatan Arar, New York'ta tutulduğu on gün boyunca, kendisine, hakkı olduğu halde ABD'li olmadığı gerekçesiyle avukat verilmediğini ve Kanadalı yetkililerle temasa geçmesinin engellendiğini söyledi.
Arar, Suriye'de devlet destekli işkenceye maruz kaldığını; hücrede tutulduğunu, her gün düzenli olarak işkence gördüğünü, El Kaide üyesi olduğuna ve Afganistan'da kamplarda yaşadığına dair dokümanları imzalaması için dövüldüğünü, aşağılandığını ve ölümle tehdit edildiğini öne sürdü.
"Neden Kanada'ya değil de, Suriye'ye?"
Arar şimdi Kanada'da; ABD'den, hayatının neredeyse yarısını geçirdiği, sicil temiz bir vatandaşı olduğu Kanada yerine neden, 16 yıldır hiç gitmediği, askerlik yapmadığı ve geçmişte bazı aile bireyleri hüküm giydiği için doğrudan suçlu olarak damgalanacağı, pasaportunu bile taşımadığı Suriye'ye gönderildiğini soruyor.
Bu soruyu da yine kendisi yanıtlıyor: "Çünkü Kanada'da değil ama Suriye'de işkence göreceğimi biliyorlardı."
Açık soruşturma
Maher Arar'ın, medyanın ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle sürdürdüğü hukuk mücadelesi, geçtiğimiz hafta Kanada Kamu Güvenlik Bakanı Anne McLellan'ın başlattığı açık soruşturma ile yeni bir boyut kazandı.
Soruşturma sonucunda, New York JFK Havaalanı'nda alıkonulup sorgulanması sırasında Arar'a karşı kullanılan çok özel bilgilerin FBI yetkililerinin eline nasıl geçtiği sorusuna da yanıt bulunması bekleniyor. (BB)