Doğup, büyüdüğüm, düşmediğim sokağı olmayan Zeytinburnu'nu.
Ancak bugünlerde yürüyerek dolaşmamı imkansız hale getirmeye uğraşıyor belediye, sözüm ona güzelleştiriyorlar Zeytinburnu'nu.
Bunca mücadeleden sonra hala sakatlar düşünülmeden yapılmasını yolların, kaldırımların anlayamıyorum tabii.
Sinirleniyorum.
Belediye başkanından, mimarına kadar herkese.
Sakinleşmek için arabayla dolaşırken, daha da çok sinirleniyorum; her yer köstebek yuvası gibi olmuş. Arabayla dolaşmayı da imkansız hale getirmeyi başardılar güzelim Zeytinburnu'nda.
Yavaş yavaş giderken, (mecburen, trafik hep sıkışık çünkü) karşıdan gelen arabanın şoförü, "Çok güzelsiniz hanımefendi!" diye laf atınca güldüm.
Benzer duyguları yaşadığım başka bir olayı hatırladım. O zaman Pazartesi Dergisi'ne yazmıştım yaşadıklarımı. Kendimi tekrar etmek istemediğim için, o yazının bir bölümünü aldım buraya.
"Kırmızı ışıkta durdum. Yanımdaki arabanın şoförü bir şey söylüyor gibi geldi. Camı tamamen açıp dikkatli bir şekilde baktım, ne söylediğini anlamak için. "Çok güzelsin yavrum!" dedi. O güne kadar sadece sakattım, araba alınca birden kadın olmuştum. Güldüm, teşekkür ettim. Adam şaşırdı.
Yeşil yanınca gaza basıp gitti. Ben de gaza bastım. Heyecandan her yanım titriyordu. Otuz beş yaşımdaydım ve hayatımda ilk kez bir erkek bana laf atıyordu. Sonradan düşününce bunun aslında bir taciz olduğunu, başka bir kadının kızacağı bir şeyden hoşlandığımı fark ettim.
O gün pek çok erkek laf attı. Kırmızıda durduğumda, ya da trafik sıkışıp yavaşladığımda. Hepsi de hoşuma gitmişti, ama diğerlerine teşekkür etmedim.
Yıllardır sokakta yürürken sadece alay etmek amacıyla, "Bak topal geçiyor!", "Vah vah pek de güzelmiş!", "Topal topal iskeleden bok atar!" gibi laflar atmıştı bana erkekler. Oysa şimdi kadın olduğum için laf atıyorlardı.
Tacizden hoşlanıyor olmamı kimselere anlatamıyordum. Utanç verici bir şeydi ama hoşlanıyordum işte.
Geçenlerde bir arkadaşıma bunları itiraf ederken fark ettim, kendimi kötü hissettiğimde çıkıp Zeytinburnu sokaklarında arabayla dolaştığımı. Çünkü en çok burada laf atıyordu erkekler. Çünkü ben okula giderken o sokaklarda alay etmişlerdi benimle. O sokaklarda düşmüş, o sokaklarda ağlamış, o sokaklarda yaralanmıştım. Şimdi o sokaklardan geçerken kimse alay etmiyordu." (NG/NM)