Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) eski genel başkanı Ufuk Uras, Tarih Vakfı Kurucularından Orhan Silier, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Filiz Koçalı, arkadaşı Halide Özerdem ve Sevim Belli, İşmen'i anlatıyor.
Türkiye'nin ilk kadın ziraat mühendislerinden, sosyalist, çevreci, iyi bir kayakçı olması ilk ağızda söylenenler. Ve Adalet Partili (AP) milletvekillerinin cinsiyetçi bakışlarına, küfürlerine başını dik tutarak karşı koymuş bir kadın.
Türkiye'nin ilk ve tek Sosyalist Kadın Senatörü İşmen'i geride bıraktığı iyi anılarla saygıyla uğurluyoruz.
Sevim Belli: Saygım ve sevgim var
Türkiye İşçi partisi (TİP) kurulduğunda, ilk mücadele yıllarında Cezayir'deydim. Hiç direkt anım yok. Parlamenter mücadeleye angaje olup olmama meselesinde ayrı düştük.
Behice hanımla, kadın senatör olarak duyduk destekledik ama, özellikle de uzak duruyorduk. Onların legalitesine zarar veririz diye çekiniyorlardı.
ÖDP eski Genel Başkanı Ufuk Uras: AP'lilerin sahte telefon çağrıları
Kendisi uzun dönem ÖDP parti meclisi üyeliği yaptı. Ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) deneyimlerini genç kuşaklarla paylaştı. Onun sosyalizme olan inancı ve geleceğe olan umudu bizim için çok önemliydi.
80 yaşlarında iken gitar kursu almaya başladığını söylemişti. Şimdi bugünden baktığımda Süleyman Demirellerin sol için umut olarak görünmeye başlandığı bir ortamda, Fatma Hikmet İşmen'in Denizler'in (Gezmiş) idamı oylanırken; adalet partililerin sahte telefon çağrılarıyla onu nasıl oylama dışı bıraktıklarını anlatması ve hiddetlenmesi aklıma geliyor.
İşmen'in parlamento çalışmalarını içeren kitabına baktığımızda, Sosyalizmin, onun gibi sade insanların işi olduğunu bize bir kere daha gösteriyor. Sevgili İşmen en son Bağdat Caddesi'nde geçirdiği trafik kazasında etkin mücadeleden yıllarda kopmuş olsa da, son anına kadar partili mücadeleye her zaman önem verdi. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Tarih Vakfı'ndan Orhan Silier: İlk çevrecilerimizdendir
Size Fatma Hikmet İşmen hanımla ilgili üç şey söyleyebilirim. Bir tanesi Fatma Hikmet İşmen, benim bilebildiğim ilk çevre kuruluşlarından birini 1950'de, İstanbul Boğazı'yla ilgili çevre kuruluşlarından birini kurmuştur. Size şu anda adını söyleyemiyorum. Ziraat mühendisi olarak, çevre koruma ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) başkanlığını yapmış bir kişidir.
İkincisi, yalnız yaşayan bir profesyonel gibi kültür yaşamını çok uzun yıllar, çok aktif bir biçimde izleyen; filmlere, konserlere ,tiyatrolara büyük bir ciddiyetle gitmeyi, onları tartışmayı becerebilen çağdaş, gelişkin kadın tipinin, akılda kalan nadir örneklerinden biriydi.
Üçüncüsü de, bağlılık anlamında. Tarih Vakfı'nın kurucu üyelerinden biridir. Bir oturduğu , bir de yazlık dairesi vardı. Mirasçılarına vermek yerine kurucusu olduğu vakfa bağışlamayı seçecek kadar bir katılımcı, paylaşımcı, STK'lerin güçlendirilmesi sorumluluğuna sahip bir kişiydi.
SDP Genel Başkanı Filiz Koçali: Paylaşımcı bir kadındı
ÖDP aynı parti meclisinde görev yaptım. En büyük ve aynı zamanda en disiplinli üyesiydi. Başından sonuna kadar tüm toplantıları izler ve dinlerdi. Kendi deneyimlerini bizlerle paylaşırdı. Hoş ve sevecen bir kadındı. Benim tanıklığım daha çok politik ilişki biçiminde değil, arkadaş ve dost ilişkisi kurudur.
Bildiğim kadarıyla ilginç bir hayat hikayesi var. Çok hazır olmadan senatör olmuş ama hakkıyla yerine getirmiş bir isimdi. Sosyalizme bağlıydı.
Bir 'vosvosu' vardı. O zamanki genel başkan Ufuk Uras'ın arabası olmadığını öğrenince, kendisine hediye etmeyi düşünmüştü. Bunu ne kadar paylaşımcı olduğunu göstermek için söylüyorum.
Halide Özerdem (arkadaşı): Çok iyi bir kayakçıydı
TİP'ten senatör olduğunu herkes bilir. Parlamentodaki tek kadın senatör olduğu da. Kendisinin yazdığı 'Parlamento da 10 Yılım' anı kitabında zaten bir çok şey anlatılır. 'AP'li milletvekilleriyle epeyce boğuşmuştur. Çok zorlu koşullarda mücadele etmiş bir kadındı.
Politik mücadelesiyle ilgili genellikle konuşmazdı. TİP'le ilgili hiçbir şey anlatmazdı. Ben özellikle Behice Boran'la ilgili anılarını öğrenmek isterdim ama lafı değiştirir ve dağda kayak yapmayı anlatırdı. Çok iyi bir kayakçıydı.
Hiç evlenmedi. Parlamentodaki mücadelesini tabii senatörlerle dayanışma içinde götürdü. Yerine otururken ona küfür edenlerin olduğunu anlatırdı. (AD)