Antidemokratik Seçim Sistemi Ortaya Çıktı

Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışına ilişkin basın açıklamasında, Yargıtay’ın Demokratik Halk Partisi (DEHAP) konusundaki kararının, siyasi sistemin ve seçim mevzuatının antidemokratik özelliğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.

“Anlaşılıyor ki, bundan böyle DEHAP’ın aldığı iki milyon oyun nereye konulacağı, Meclisin kendisini feshedip etmeyeceği meşgul edecek” diyen Tüzel, Meclis’in yeni yasama döneminde Irak’a asker gönderme konusunda karar vereceğini hatırlattı; milletvekillerinden uluslar arası bir suça iştirak etmemelerini istedi.

Tüzel, “Asker gönderme kararı milli çıkarlar, güvenlik, Kürt devletini önlemek vb. gerekçelerle açıklanamaz” dedi; böyle bir girişimin Kürt sorununda çözümsüzlük, şiddetin kışkırtılması ve iç barışın bozulması anlamına geleceğini belirtti.

AKP hükümetinin sekiz aylık yasama döneminde çalışan kesimin değil iş çevrelerinin yanında yer aldığını söyleyen Tüzel, hükümeti, Türkiye’yi Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) teslim etmekle suçladı.

Meclis yeniden işbaşında

“Yasaklar, baskılar üzerine kurulu bir seçim sonrası oluşmuş TBMM yeniden çalışmaya başlıyor. Artık Meclisin önünde iki yol var” diyen Tüzel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

* Meclis, yeni dönemde de ABD, Uluslar arası Para Fonu (IMF), yabancı sermaye güçleri ve rant çevrelerinin iştahla beklediği yasal düzenlemeler için kolları sıvayacak.

* Irak'a asker gönderme kararı, kamu reformu, orman talanı,sosyal güvenliğin tasfiyesi, özelleştirme uygulamaları, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve eğitimin özelleştirilmesi, sermaye için muafiyetler emekçi için külfetler içeren vergi düzenlemeleri, kamu yönetimi yasa taslağı ve diğerleri, sırasını bekliyor.

“Uyum paketlerinden boş laf çıktı”

* Avrupa Birliği’ne (AB) uyum dayatmalarıyla çıkartılan paketlerden demokrasi yerine uygulamada yer bulmayan bolca laf çıktı.

* MGK'nın varlığı değil yapısı konuşuldu ve sekreterinin sivilleşmesi tartışıldı. MGK, millet iradesinin üstünde bir kurum olarak, "psikolojik harekatlı, toplumsal aydınlatmalı" bir gizli yönetmelikle siyasi otoritenin en tepesinde yerini almaya devam etti.

* Darbe Anayasası, yasakçı bir siyasi anlayışın bütün kurumları ve işleyişi varlığını korudu.

* Sansür kurulunu kaldırmak yerine bu kuruldaki MGK temsilcisini çıkartmak tercih edildi. Öte yandan RTÜK, Kürtçe yayınların denetleyicisi ve izin kurumu olarak gösterildi. Tutarsızlık hükümet ve meclis çoğunluğunun ana karakteri oldu.

“Meclis’in önünde iki yol var”

* Böyle bir yakın geçmişi olan Meclis, tarihi bir dönemde tarihi görevlerle karşı karşıya.

* Kimi çıkar çevrelerine bakarsanız, bu fırsatı kaçırmamak için Irak'ın yeniden yapılanmasında yer almak ve asker göndermekte tereddüt etmemek gerekir. Ülkenin çoğunluğuna ve bize göre; 1 Mart'tan sonra daha ciddileşmiş ve bir işgale dönüşmüş bu suça ortaklık anlamına gelecek ABD'nin planlarına Meclis alet olmamalıdır.

* Meclisin önünde iki yol vardır. Birincisi; halkın gözünde güven ve meşruiyetini yitirmiş bir Meclis olarak, başta Irak'a asker gönderme kararı alarak 65 milyonun çıkarlarına aykırı, yoksulluğu derinleştirecek,demokratikleşmeyi sindiremeyen, yolsuzluk ve yağma politikalarına göz yuman bir yasama icraatı izlemek.

* İkincisi ise halkı dinlemek, sermaye saldırganlığını dizginlemek, ABD'nin dümen suyunda olmayacağını ve halklarla kardeşliğini ilan etmek, özelleştirmeleri durdurup, sosyal güvenliği daha genişletmek, bağımsızlık ve demokratikleşme yolunda cesur adımlar atmak. (BB)