Sanki beni de eskisinden daha çok seviyordu. Durup dururken sarılıp Öpüyordu. Uzun zamandır hiç tartışmıyorduk.
İlle de aşk filmi izliyor
Bir sorun vardı yalnız, anlattıklarımı eskisi gibi dikkatle dinlemiyordu. Bazı şeyleri iki üç kere anlatmak zorunda kalıyordum.
Evde olduğu zamanlar neşeyle sağa sola telefon ediyor, bazen benim duymamam için alçak sesle konuşuyordu. Sık sık volkmenimi alıyor, odasında müzik dinliyor, evde olduğu geceler ille de aşk filmi izliyordu.
Dışarı çıkarken problem yaratıyordu. Şu etekle bu kazak iyi gitmiş mi, pantolonu yakışmış mı, rujunun rengi abartılı mıymış?
Bazen üzerindekileri iki üç kere değiştirdiği oluyordu.
Erkeksiz yaşamanın nimetleri
Önceleri hiç anlayamadım. Daha doğrusu anlamam için çok ipucu vardı ama, annemin aşık olacağını hiç düşünmedim.
Babamdan ayrıldığından beri, yaklaşık altı yıldır bütün zamanını benimle, işiyle, çok sayıdaki kadın arkadaşlarıyla ve anneannemle geçiriyordu.
Erkeksiz yaşamanın nimetlerinden söz ediyor, "çok gençsin," diyenlere, "ben o defteri kapattım," diye cevap veriyordu.
O benim annemdi!
Zaten o benim annemdi, belki bir gün evlenebilirdi ama, aşık olması filan hiç aklıma gelmiyordu. Aşk, benim, yaşıtlarımın işiydi.
Bu nedenle de küçük küçük değişiklikleri önceleri anlayamadım, sonra hepsini bir arada düşündüğümde, kendi kendime "Annem tıpkı benim gibi, arkadaşlarım gibi," dedim.
Biz aşık olduğumuzda nasıl davranıyorsak, o da Öyle davranıyordu. Kendini ele vermişti.
İlk keşfettiğimde bu durum pek hoşuma gitmedi, en azından pek sevinmedim. Hatta eve gelmediği geceler, "Senin de arkadaşlarının problemleri bitmiyor," diye sitem etmeye başladım.
Annemin seviştiğini düşünemiyorum
Arkadaşları (tıpkı benimkiler gibi) hiç açık vermediler.
Annemi, sevgilisi olacak o adamla el ele film seyrederken gözümün Önüne getiriyorum ve bu durum çok tuhafıma gidiyor.
Bizim eve getirmediğine göre onun evinde buluşuyor olmalılar. Ya onun evi uygun değilse, annem de bizim gibi tenhalarda öpüşüyor olmasın?
Seviştiklerini düşünmeye tahammül edemiyorum.
Son iki aydır kendi kendimle mücadele ediyorum.
Bir gün alışacağım
Aşkın yaşının olmadığını, kadınların her istediklerini özgürce yaşamalarını söyleyen kadın dergileri okuyan ben, annem söz konusu olduğunda farklı düşündüğümü biliyorum.
Yirmi yaşında koskoca bir kızı olan, kırkını aşmış bir kadına genç kız gibi davranmayı yakıştırmadığımın da farkındayım. Onu iğnelemeye çalışıyorum, arada bir, bir söz ettiğimde de çok pişman oluyorum.
Artık bir ajan olmaktan da vazgeçtim. Hatta bir gün onunla bu durumu konuşmak, onu yüreklendirmek bile istiyorum.
Tamam, bir gün alışacağım. Ama itiraf ediyorum, annem âşık ve ben hâlâ buna alışamadım.(H/AD)