10 Ekim Ankara Katliamı’ndan ağır yaralı kurtulan ve 20 ay sonra yaşamını yitiren Mustafa Budak, son yolculuğuna uğurlandı.
10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaralanan ve 20 ay boyunca yaşam mücadelesi veren Mustafa Budak, katliamda hayatını kaybeden 102’nci kişi oldu.
dihaber'in haberine göre Budak, Konak'a bağlı Limontepe Mahallesi'nde bulunan Eyüp El Ensar Camisi'nden Buca Kaynaklar mezarlığına konvoy eşliğinde getirildi. Cenazeye çok sayıda yurttaşın yanı sıra Budak ile beraber 10 Ekim'de yaralanan Mehmet Akça, Mustafa Çeker ve Mustafa Özdoğan, Piro Yıldırım ile yaşamını yitiren İsmail Kızılçay'ın yakınları katıldı.
Defin işlemlerinin ardından 10 Ekim Derneği adına konuşan Mustafa Özdoğan, Budak'ın barış için yaşamını yitirdiğini söyledi. Özdoğan, "Ankara Katliamı davasında bundan sonra 102 canımızın hesabını soracağız" diye belirtti. Ardından Budak'ın eşi ve 10 Ekim yaralıları mezarına karanfiller bırakırken, cenazeye katılanlar, Esendere Şehitler Mahallesi'nde kurulan taziye geçti.
“Barış demekten vazgeçmedi”
Budak'ın yaşamı ve mücadelesine ilişkin konuşan kardeşi Ahmet Budak, "Nerede bir eylem nerede bir mücadele sesi varsa oraya koşardı" dedi. Ağabeyinin hem çalışıp hem de barış mücadelesi yürüttüğünü anlatan kardeş Budak, "Mücadeleci biriydi. Herkesin mücadele etmesini isterdi. En fazla da kendisi mücadele etmek için uğraşırdı. Elinden geldiği kadar da bunu yaptı. En son işte en çok istediği büyük bir umutla gittiği Ankara'daki barış mitinginde yaraladılar. Ama yine de barış demekten vazgeçmedi. Etrafında çok sevilen bir insandı" diye konuştu.
“Mücadeleden keyif alıyordu”
"Herkese nasip olmayacak bir babaydı" diye babasını anlatan Murat Budak da, şunları dile getirdi:
"Babam bizleri halkına ve mücadelesine bağlı birer çocuk gibi yetiştirmeye çalıştı. Ve öyle de yaptı. Çalışıp didinip bizi yetiştirdi. Bir yurtsever gibi yetişmemizde bugün kendi halkımızı bilmemizde onun mücadelesi ile oldu. Metropollerde olmamız onun için bir şey değiştirmedi ve hep mücadele etti. Nerede bir eylem etkinlik varsa oradaydı. O da annemiz de. Mücadele etmekten keyif alıyordu."
“Heyecanla barış getirmek istedi”
Babasının Kobanê eylemleri sınırında günlerce nöbet tuttuğunu vurgulayan Murat Budak, şunları söyledi:
"Barışın bir gün gelmesini bekliyordu. Umudu hep barıştı. En son Ankara'ya giderken de evin içinde duramıyordu. Çok heyecanlıydı. 'Barışı bu defa getireceğiz' diye söyleniyordu. Ablam Neslihan patlamadan hemen önce kendisi ile konuşmuştu. Ablama 'Burası o kadar renkli o kadar güzel ki, bu defa çok farklı. Her milletten her kesimden insanlar var. İyi ki buradayım' demişti. Sonra bir ses gelmiş ve bu olay yaşanmıştı. Babamın tek istediği barıştı. Yaşamını yitirmeden önce konuşamıyordu. Ama yine istediğinin barış olduğu gözlerinden belli oluyordu. Son ana kadar da direndi." (EA)