Ankara JİTEM davası olarak adlandırılan, 19 kişinin 1990’lı yıllarda zorla kaybedilmesi veya keyfi infaz edilmesine ilişkin 19 kişinin yargılandığı davanın görülmesine, yarın Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilecek.
Öldürülen 19 kişinin ismi şöyle: Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Hacı Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Salih Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Faik Candan, Abdulmecit Baskın, Tarık Ümit.
Davanın sanıkları da şunlar: Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman.
TIKLAYIN - “Bu Davanın Bir Numaralı Sanığı Devlet”
Dava öncesinde, Hafıza Merkezi daha önce cezasızlıkla bitirilen benzer davaları hatırlattı ve sordu: “Madem JİTEM var ama ağır insan hakları ihlallerinde rolü yok, öyleyse ağır insan hakları ihlallerini kim işledi?”
#PekiFailiKim? diyerek bir sosyal medya kampanyası da başlayan Hafıza Merkezi’nin derlediği davanın geçmişine dair bilgiler özetle şöyle:
Soruşturma 2011’de başladı
1993-96 yılları arasında Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu zorla kaybedilen veya yasadışı keyfi infaz edilen 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2011 yılında başlatıldı.
20 Eylül 2013 tarihinde zamanaşımı riskinden dolayı Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame düzenlenirken, 19 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen yeni iddianameyle diğer cinayetler de yargılamaya dahil edildi.
Eymür “infaz listesini” mahkemeye sundu
Tümü tutuksuz olan sanıklar “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.
İlk duruşması 16 Mayıs 2014’te görülen davanın 10 Nisan 2015 tarihli duruşmasında eski MİT Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür kendisine verilen 29 kişilik infaz listesini mahkemeye sundu.
Bugüne dek dava kapsamında Susurluk Raporunu hazırlayan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, eski Emniyet Müdürleri Kemal Yazıcıoğlu ve Hanefi Avcı, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Çiçek, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, gazeteci Uğur Dündar, eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, Başbakan Tansu Çiller’in danışmanı Mümtazer Türköne, emekli Tuğgeneral Veli Küçük tanık olarak ifade verdi.
Çiller: Tanıklığım abesle iştigal
5 Mayıs 2017 tarihli duruşmada dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller Uçuran avukatları aracılığıyla kendilerine dair tanıklık talebinin “abesle iştigal” olduğunu, katılan avukatlarının yazılı sorularına yazılı olarak yanıt verebileceklerini belirten bir dilekçeyi mahkemeye sundu.
Ancak savcı huzurda dinlenmeleri yönünde görüş bildirdi, mahkeme heyeti de SEGBİS aracılığıyla dinlenmeleri için İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılması yönünde karar verdi.
Bu ara kararlara rağmen 15 Eylül 2017 tarihli duruşmaya mazeret bildirerek katılmayan Tansu Çiller ve eşinin şu aşamada dinlenmesine gerek olmadığına karar verildi.
Susurluk Raporu’na “devlet sırrı” engeli
2 Şubat 2018 tarihli duruşmada Susurluk Kazası’ndan hemen sonra kurulan Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi Fikri Sağlar tanık olarak verdiği ifadede dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ın talimatıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu Başbakanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporu’nun bir bölümünün dönemin koalisyon hükümeti liderlerinin kararıyla “devlet sırrı” ilan edilerek çıkartıldığını; özellikle bütün ekleriyle birlikte edinilmesi halinde Raporda davaya ilişkin aydınlatıcı bilgilere ulaşılabileceğini söyledi.
TIKLAYIN - Sağlar: Susurluk Raporunun “Devlet Sırrı” Bölümünde İnfazlar Anlatılıyordu
4 Mayıs 2018 tarihli duruşmada mahkemenin defalarca “ekleriyle birlikte” istediği Başbakanlık Teftiş Kurulu Susurluk Raporu’nun ön yazısında belirtildiği üzere “‘devlet sırrı’ niteliğindeki bilgiler çıkarılmış” yani “eksiz” fotokopisi gönderildi.
Gizli tanık “kayboldu”
31 Ocak 2019 tarihli duruşmada Ayışığı isimli gizli tanığın bulunamadığı belirtildi. Katılan avukatları bu duruma “sanıklar aleyhine beyanda bulunacağı için bulunamıyor” diyerek tepki gösterdi.
20 Eylül 2019 günü görülen son duruşmada katılan avukatları kovuşturmanın genişletilerek, Tansu Çiller, Özer Uçuran Çiller ve Mesut Yılmaz’ın dinlenilmesine; Kutlu Savaş’ın hazırladığı Teftiş Kurulu Raporu’nun ve eklerin getirilmesi talebinde bulundu.
“Cinayetleri aynı failler aynı silahlarla işledi”
Avukat Ruşen Ali Nergiz sanıkların cezalandırılmasına yetecek kadar dosyada delil bulunduğuna; cinayetlerin aynı faillerce ve aynı silahlarla işlendiğine dair somut delilerin olduğuna dikkat çekti. Ayhan Çarkın’ın Yusuf Ekinci cinayetine ilişkin çok açık beyanları olduğunu ekledi.
Avukatlar Bülent Koca ve Tevfik Karahan da ceza yargılamasının amacının hakikati ortaya çıkarmak olduğunu, suçun sübuta erdiğini, cezasızlığın bir ödül olacağını hatırlatarak sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ettiler.
Mahkeme heyeti, kovuşturmanın genişletilmesi talebinin reddine ve Cumhuriyet Savcısı’na mütalaasını sunmak için ek süre verilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma yarın (13 Aralık), saat 09:30’da görülecek. (AS)