Haberin İngilizcesi için tıklayın
Batmanlı, "orak hücreli anemi" hastası Abdulbari Koç, hastalığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu belirlenen hava kirliliğine çözüm bulunması için yerel yöneticilerle 15 yıldır süren mücadelesini yargıya taşıdı.
Abdülbari Koç, temiz hava hakkı için Batman'daki yerel idarecilere 15 yıl boyunca dilekçelerle başvursa da sorununa çözüm bulamadığı gibi birkaç yıl önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne yazdığı dilekçeden dolayı, polis tarafından evi basılmış, "Türkiye Devleti'ni aşağılamak"tan sorguya çekilmiş.
Nedeni, dilekçesinde, "Her ay ATM'lerden takır takır maaşınızı alıyorsunuz ama havayı temizlemiyorsunuz" demiş olmasıydı. Sonunda soruşturma düşse de Abdülbari Koç'un sorunu olduğu yerde durmaya devam etmiş.
Türkiye kentlerinin kirlilik haritası/abccevre.com/
Yeni Adana Gazetesinin haberine göre, kirlilik sorununu yerel yönetimlerle çözemeyen Koç, TEMA Vakfıyla iletişime geçmiş, Vakfın desteğiyle tanıştığı Güleryüz & Partners Avukatlık Bürosundan Avukat Tarık Güleryüz, Dr. Avukat Zahide Altunbaş Sancak ve Avukat İ. Selin Nacar Öztürk, Koç'un davasını pro bono -ücret talep etmeden- üstlenmişler. Bir yıla yakın süre boyunca konuya çalışıp Batman Valiliği ve Belediye Başkanlığı'na 1 TL 'lik tazminat davası açılmasını sağlamışlar.
Kampanya
Abdülbari Koç'un davasını desteklemek üzere dijital kampanya kanalı change.org'da bir kampanya sürüyor.
ABDÜLBARİ KOÇ KAZANSIN, DÜNYA TEMİZ BİR NEFES ALSIN!"
sloganıyla sürdürülen kampanya, haber yayına hazırlandığı sırada 589 kişi tarafından imzalanmıştı. 1,000 imza hedefine ulaşılabildiğinde Koç'un girişimi "öne çıkarılan kampanyalar" arasına girebilecek. Kampanya sayfasına temizhavabenimhakkim.com bağlantısından ulaşılabiliyor.
Kampanyanın gidişi de bağlantıdan izlenebiliyor.
Kirliliğin kaynağı BOTAŞ ve TÜPRAŞ yaşam alanlarının içinde
Batman'daki hava kirliliği
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın resmî açıklamalarında Batman'daki hava kirliliğinin temel nedenleri olarak; enerji ve petrol endüstrisi tesislerinin (TÜPRAŞ-BOTAŞ gibi) şehir içinde kalması, anız yangınları ve vatandaşa dağıtılan düşük kaliteli kömür kullanımı olduğu belirtiliyor. Gebze Teknik Üniversitesi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Doç. Dr. Hakkı Baltacı tarafından Batman'ın hava kalitesiyle ilgili hazırlanan bilimsel görüş raporunda ise, Batman'ın 2006 ile 2020 yılları arası için yapılan analiz sonuçları inceleniyor ve yılın yarısında kirletici PM10 değerlerinin eşik değerini aştığı ve kış aylarında ise kükürtdioksit değerlerinin de çok fazla olduğu ifade ediliyor. Kısacası Batmanlılar aslında uzun yıllardır bu kirli havayı soluyor ve petrol ve kömür kokusundan camlarını bile açamıyor. Tüm bu raporlar ve veriler gösteriyor ki, Batman'daki insan sağlığını bu ölçüde tehlikeye atan hava kirliliği, insan eliyle yapılıyor ve aslında tamamı önlenebilir ve öngörülebilir nedenlerden kaynaklanıyor. Ancak otoriteler bu konuda hiçbir denetimde bulunmadığı gibi gerekli önlemleri de almıyor. |
Avukat Güleryüz, bilirkişi raporlarının, kentteki kirliliğin başlıca nedenlerinin BOTAŞ ve TÜPRAŞ gibi sanayi tesisleri olduğunu ortaya koyduğunu açıklıyor ve yerel yönetimleri havayı temiz tutma sorumluluklarının gereğini yerine getirmemekle suçluyor.
"Bu havayı temizlemek yerel yönetimlerin sorumluluğunda. Onlar da mevcut koşullar sürdükçe havanın temizlenemeyeceğini açıkça kabul ediyorlar. Batman'daki hava kalitesi ölçümlerine bakılırsa, müvekkilimin yılda 155 gün evinden çıkmaması gerekiyor. Zaten hastalığının ve sık sık çok ağrılı krizler geçirmesinin en büyük nedeni de bu kirlilik."
Güleryüz, dünyada emsal davalar açıldığını ve birinden beklenen sonucun alınabildiğine dikkat çekiyor: "İngiltere'de 9 yaşında astım hastası bir kız çocuğunun ölümü sonrası ailesi Londra Belediyesi'ni mahkemeye verdi. Bu dava, hayatını kaybeden birinin ardından açıldı.
"Bizim müvekkilimiz 44 yaşında ve henüz hayatta. Bu yönden de bir ilk. Fransa'da benzer davalar var. Ancak bu örneklerde mahkeme ülkedeki hava kirliliğini ve idarenin bundan sorumlu olduğunu kabul etse de hastalıkla hava kirliliği arasında bağlantı bulunamadığına karar verdi.
"Bu nedenle davanın olumlu sonuçlanması halinde verilecek karar, iklim mücadelesi açısından, dünya çapında çok önemli bir emsal teşkil edecek." (AEK)