Meslektaşlarını haber ve yazılarla hedef göstermiş olan bazı gazeteci ve yazarların pişmanlıklarını dile getirdikleri olayın anılmasının üzerinden daha bir hafta geçmeden bu kez bir başka "Andıç" ortaya çıkarıldı.
Basın örgütleri tepkili: "Andıç'ların zararı demokrasiye"
"Çok sakıncalı ve sakat bir anlayış", "son derece ilginç ve demokrasimiz adına da o ölçüde üzüntü verici", "Demokratik gelişme açısından çok büyük sakıncaları var", "Burada gayrı meşru bir iş yapılmış".
Bu eleştiriler, Genelkurmay Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü'nce hazırlanıp Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Salih Zeki Çolak'ın onayıyla Genel Kurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'a gönderilen, "Akredite Basın ve Yayın Organları Yeniden Değerlendirmesi" konulu üç sayfalık andıçla ilgili bianet'e yapılan değerlendirmeler...
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) Çağdaş Gazeteciler Derneği'ne (ÇGD), Türkiye Gazeteciler Sendikası'ndan (TGS) Basın Konseyi'ne basın meslek örgütleri, Genelkurmay bünyesinde hazırlandığı iddia edilen belgeye tepki gösterirken bunun "demokrasiye verdiği zararı" vurguladılar.
"Doğruysa, ciddi bir demokrasi ve düşünce özgürlüğü sorunu"
Genelkurmay belgelerinde gazetesi için akreditasyon uygulamasının sürmesini istediği ve "askeri müdahalelerle ilgili eleştirilerde bulunduğu" belirtilen gazeteci-yazar Oral Çalışlar de, bianet'e, "Eğer bu yazılanlar doğru ise, ciddi bir demokrasi ve düşünce özgürlüğü sorunuyla yüz yüzeyiz demektir..." dedi.
Daha önce verilen akreditasyonu "haber verilmeden" 26 Eylül 2006 tarihinde kesilen ancak hakkında "TSK karşıtı tutum benimsemesine karşın, nesnel ve bilimsel bir yayın politikası benimsemesi nedeniyle akreditasyonu sürsün" değerlendirmesi yapılan "Jane's Defence Weekly" dergisi Türkiye muhabiri Lale Sarıibrahimoğlu da, "Eleştiriler yazdım diye fişlenmek kabul edilemez. Başbakanlık ve ilgili kuruluşlar harekete geçip soruşturma açmak zorunda. Bu ciddi bir iş, kimse hafife alamaz" diyerek uygulamaya tepki gösterdi.
Genelkurmay Başkanlığı, bünyesinde basın yayın organları hakkında değerlendirme raporu hazırlandığı şeklinde medya çıkan haberler üzerine konuyla ilgili adli soruşturma başlatıldığını açıkladı.
TGC: Düşünce ve ifade özgürlüğü önünde yeni bir engel
TGC, haberlerin ardından, bugün bir basın açıklaması yaptı ve şunları dedi:
"Son derece ilginç ve demokrasimiz adına da o ölçüde üzüntü vericidir. Düşünce ve ifade özgürlüğü önüne konulan yeni bir engeldir.
"Yıllardır ülkede demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile yerleşmesi için çaba harcayan kuruluşlar arasında yer alan gazetecilere karşı iktidar ve devlet katında takınılan bu tür tavırları anlayabilmek
mümkün değildir.
"Kimi gazete ve gazetecilere uygulanan haber kaynağına ulaşma yolundaki engellemeler halkın bilgilenme hakkı demek olan basın özgürlüğünü hedef almaktadır.
"Umalım ki Genelkurmay'dan sızan bu haber değerlendirme raporu uygulamaya
konulmasın.TGC olarak sık sık yinelediğimiz gibi bir habere ulaşmada gazetecilere çıkarılan güçlüklere, akreditasyon gibi engellemelere hangi kurumdan, hangi makamdan gelirse gelsin karşıyız."
ÇGD: Uygulama TSK ve Genelkurmayı yıpratır
ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay da uygulamayı, "çok sakıncalı ve sakat bir anlayış" olarak değerlendirdi.
"Askerin siyasete olan müdahalesine ve askeri harekatlara karşı" olan ve olmayan şeklinde gazetecileri kategorize etmesinin çağdışı olduğunu açıklayan Abakay, "Genelkurmay dahil her kurumun olumlu ve olumsuz çalışmaları vardır. Olumlular övülür olumsuzlar eleştirilir. Gazetecileri askeri müdahalelere yandaş olmasının istenmesi asla kabul edilemez".
"Demokrasiyi kurumsallaştırmaya çalışılan, AB standartlarını ülkede yaşama geçirmeye çalışılan bir süreçte böyle kara listeleri hazırlaması Genelkurmayı da Türk Silahlı Kuvvetleri'ni da yıpratır".
Basın Konseyi: Akreditasyon doğru, uygulaması yanlış
NTV'de Oğuz Haksever'in sunduğu "Yakın Plan" programına telefonla katılan Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Genelkurmay'ın "agreman" ile "akreditasyon"u karıştırdığını, uygulamada yanlış olanın içerik değerlendirmesi olduğunu savundu:
"A gazetesini, B medyayı, C gazetesi hoşuma gidiyor, akreditasyon verilebilir şeklindeki bir bakış açısı baştan sona yanlış. Genelkurmayın akreditasyonu kendisince iptal etmesi de doğru değil".
TGS: Demokratik gelişme açısından çok büyük sakıncaları var
Uygulamayı bianet'e "Gerçekten şok edici bir çalışma" sözleriyle değerlendiren TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi de, "Zaten bu akreditasyon müessessisi başında beri tehlikeli bir uygulama" dedi.
Birtakım kurumlara girmek için "mesleki kıdem, mesleki yeterliliğin" dikkate alınabileceğini söyleyen İpekçi, bunun medya kuruluşlarının kendi içinde dikkate alabileceğini bir unsur olduğunu vurguladı.
İpekçi, "Burada gazeteciler görüşlerine göre sınıflandırılmış. Demokratik gelişme açısından çok büyük sakıncaları var" diye konuştu.
"Siyasi iktidarın tutumundan, Başbakanlık ve başka kuruluşların basına yasak koymasından şikayet ederdik. Askeri kurumların da aynı tavrı rahatsızlığımızı daha da artırıyor.
"Eğer bir demokrasi mücadelesi veriliyorsa, burada akreditasyonun, sansürün ve oto-sansürün yeri yoktur. Siyasi iktidarların ve devletin ilgili kurumlarının basının özgürce çalışmasını sağlayacak önlemleri almaya özen göstermesi gerekir."
Çalışlar: Yetkiyi aşan ve hukuka aykırı uygulama
Andıçta adı "yasaklı gazeteciler" listesinde yer alan gazeteci Oral Çalışlar, "Bu ayrımcı uygulamayı kamu kuruluşunun yapmış olması, gazetecilerle ilgili kendi yetkilerini aşan değerlendirmede bulunmuş olması hukuka aykırı olarak görüyorum" dedi.
"Eğer bu yazılanlar doğru ise, ciddi bir demokrasi düşünce özgürlüğü sorunuyla yüz yüzeyiz demektir. Bir kamu kuruluşunun gazeteciler arasında düşünceleri nedeniyle ayrım yapma hakkı ve yetkisi yoktur."
Sarıibrahimoğlu: Çağdışı zihniyetin sonucu olarak görüyorum
Akreditasyonunun devam etmesi ancak TSK faaliyetlerine davet edilmemesi tavsiye edilen "Bugün" gazetesi eski yazarı ve "Jane's Defense Weekly" dergisi Türkiye temsilcisi Lale Sarıibrahimoğlu da, Çalışlar gibi uygulamanın vahim olduğunu ve hafife alınmaması gerektiğini ifade etti:
"Böyle bir liste olduğunu gazeteciler tahmin ediyor. Bu çocuk oyuncağı değil, çok ciddi bir olay. Kimin itibarlı olup olmadığına mahkeme karar verir. Kişisel bir mesele olarak almıyorum; çağdışı bir zihniyetin sonucu olarak görüyorum. Başbakanlık ve diğer kuruluşlarda geçmişte eleştirdiğimiz yan TSK'de kurumsallaşmış maalesef .
Yakın Plan programında "Andıç" eleştirildi
NTV'deki "Yakın Plan" programına katılan "Milliyet" gazetesi başyazarı Güneri Civaoğlu, akreditasyon uygulamasının sadece asker tarafından değil, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlık, spor kulüpleri ve diğer kuruluşlarca da yapıldığını belirterek sadece andıçtaki "ayrımcı yanı" eleştirdi.
"Sabah" gazetesi Yayın yönetmeni Fatih Altaylı da, akreditasyonun güç odakları nezdindeki yaygınlığına işaret ettikten sonra, andıçta yer alan medyaya ilişkin değerlendirmelerdeki "sığlığı" eleştirdi. Altaylı, "Ordunun yanlış uygulamalarını görüyorsak, ordu aleyhtarı olduğumuz anlamına gelmez" dedi.
"Referans" gazetesi yazarı Cengiz Çandar ise, 10 yıl önce kendisinin ve Mehmet Ali Birand'ın adının geçtiği Andıç'ı hatırlatarak, "Genelkurmay anlaşılan kötü alışkanlığını sürdürüyor. Demokraside yol alan bir ülkede bu uygulama haber alma hakkını engelliyor" diye konuştu. (EÖ)