Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) ve KONDA Araştırma'nın birlikte hazırladığı "Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler" başlıklı raporuna göre, katlımcıların yüzde 53'ü anayasanın ilk çözeceği konunun Kürt meselesi olduğunu düşünüyor. Yüzde 78'i herkesin uzlaştığı bir anayasa isterken, yüzde 49'u anayasa yapım sürecinin uygun şartlarda ilerlemediğini düşünüyor.
KONDA Araştırma'nın Eylül, 2012'de 29 ilde 2bin 699 kişiyle yüz yüze görüşerek yaptığı raporu TESEV'den Etyen Mahçupyan, Ferhat Kentel ve Özge Genç değerlendirdi.
Raporun sonuçları şöyle:
Anayasanın ilk çözeceği konu: Kürt meselesi ve ekonomi
* Genel olarak ülkenin birinci niteliğinin ne olması gerektiği sorulduğunda görüşülen kişilerin yüzde 40' "güçlü devlet", yüzde 39,7'si "istikrarlı ekonomi", yüzde 20,3'ü de "insancıl toplum" cevabı veriyor. Toplumun görece geri kalmış, mağdur kesimlerinde insancıl toplum talebi diğerlerine göre oldukça yüksek.
* İdeal bir anayasanın çözeceği düşünülen ilk iki sorun Kürt meselesi (yüzde 53,4) ve ekonomik durum olarak görülüyor (yüzde 40,7).
* Anayasanın temel ilkeleri arasında daha çok vurgulanması istenen konular olarak "haksızlığa karşı adalet" (yüzde 65,1) ve "Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi her tür farklılık arasında eşitlik" (yüzde 50,4) isteği öne çıkıyor.
Devlet özür dilesin
* Yüzde 68,9'u "kalkınma için doğadan hiçbir biçimde fedakârlık yapılamaz" düşüncesinde.
* "Farklı nedenlerle Dersim, 6-7 Eylül, Sivas Madımak, Uludere (Roboski) gibi olaylarda devletin gazabına uğramış kesimler için aşağıdaki hangi seçenekler doğrudur?" sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 13,5'i "özür dilesin", yüzde 10,2'si "tazminat ödesin" derken yüzde 45,2'si "ikisini de yapsın", yüzde 31,1'i de "ikisini de yapmasın" cevabı veriyor.
Anayasa süreci ilerlemiyor : Yüzde 49
* Yüzde 78,5'i "toplumun tüm kesimlerinin katıldığı ve uzlaştığı bir anayasanın kabul edilebilir bir anayasa olacağı" fikrinde.
* "Sürmekte olan anayasa hazırlık çalışmaları sizin istediğiniz şartlara uygun ilerliyor mu?" sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 49,9'u "hayır" cevabı verirken, yüzde 33,1'i "kısmen", yüzde 17'si ise "evet" cevabı veriyor.
* Yeni anayasanın yürürlüğe girmesi için hem meclis hem de referandum onayını gerekli görenler yüzde 74 oranında.
Yüzde 83: Atatürk milleyetçiliği olsun
* "Anayasa Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve evrensel ilkelerle uyum içinde olmalı ve bu konuda hiçbir istisna olmamalıdır" önermesine görüşülen kişilerin yüzde 74,9'u katılıyor.
* "Anayasa Atatürk ilke ve inkılapları ile Atatürk milliyetçiliğine yer vermelidir" önermesine ise görüşülen kişilerin yüzde 82,3'ü onay veriyor.
* Bunlara karşılık "Ankara başkent olmasa da olur" önermesine toplumun üçte ikisinden fazlası karşı çıkarken beşte biri onay veriyor.
10 kişiden biri: Laiklik çıkarılsın
* Toplumun yarısı laikliğin anayasada aynen kalması gerektiğini (yüzde 50,6), beşte ikisi ise kalması gerektiğini ancak "devletin tüm dinlere aynı mesafede olacağı şekilde yeniden tanımlanması" gerektiğini düşünüyor. Her on kişiden biri ise laikliğin anayasadan tamamen çıkartılması gerektiği görüşünde.
* Diyanet kurumunun anayasada yer alması gerektiğine inananların oranı yüzde 84,3, yer almaya devam ettiği takdirde tüm din ve mezheplere hizmet vermesi gerektiğine inananların oranı yüzde 84,1, anayasadan çıkarılır ise devletten ve hükümetten bağımsız olmakla birlikte kurum olarak var olmaya devam etmesi gerektiğine inananların oranı yüzde 78,1.
.* Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersleri hakkındaki sorulara cevap verenler arasında, kaldırılması gerektiğini düşünenler yüzde 3,6 oranında, zorunlu olsun diyenler yüzde 50,1 ve seçmeli olsun diyenler yüzde 46,3 oranında.
"Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersi mevcut haliyle devam edecekse içeriği ne olmalıdır" sorusuna toplumun dörtte üçü (yüzde 76,9) "Sünni Müslümanlık yanı sıra tüm din ve mezhepler öğretilsin", toplumun yüzde 23,1'i ise "yalnızca Sünni Müslümanlık öğretilsin" diyor.
Yüzde 27: Eğitim dili konuştuğu dil olabilir
* "Ülkenin resmî dili ne olmalıdır" sorusuna çok büyük bir kesim (yüzde 85) "yalnızca Türkçe olmalıdır" derken, yalnızca yüzde 15'lik bir kesim "Türkçenin yanı sıra bu topraklardaki bütün diller resmî dil olabilir" diyor.
* "Temel eğitimde eğitim dili ne olmalıdır?" sorusuna yüzde 73'lük kesim "Yalnızca Türkçe olmalıdır", yüzde 27'lik kesim de "Türkçenin yanı sıra herkes ana babasından öğrendiği ve konuştuğu dilde eğitim alabilir" cevabını veriyor.
* "Seçilmiş yerel yönetimler anadilde veya yerelde insanların konuştuğu dilde eğitim ve kamu hizmetlerinde kullanılmasına ilişkin yetki sahibi olabilmelidir" fikrinde halkın kararsız veya ikiye ayrılmış olduğu görülüyor: Yüzde 40'lık kesim bu ifadeye katılıyor, yüzde 45'lik kesim ise katılmıyor.
Yüzde 35: Etnik kimliklere yer verilmeli
* Yüzde 56'sı anayasada halen olduğu şekilde sadece Türk kimliğinin yer alması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 35'i ise "Türk, Kürt, Çerkes, Ermeni, Rum, Gürcü gibi tüm etnik kimliklere yer verilmeli" diyor. Yüzde 9 ise hiçbir kimliğe yer verilmemesi taraftarı.
* Yüzde 70'i, devletin başörtüsü, cinsel yönelim gibi her türlü kişisel tercih konusunda, bu tercihler ne olursa olsun tarafsız kalması gerektiği hakkında hemfikir.
Devlet ayrımcılıkta yükümlü: yüzde 92
* Toplumun tüm kesimlerinin, devletin vatandaşlarını ayrımcılığa karşı korumakla yükümlü olduğu konusunda hemfikir olduğu söylenebilir. Görüşülen kişilerin yüzde 92'si şu ifade için "doğru" veya "kesinlikle doğru" diyor: "Devlet vatandaşlarını, onların tercihlerinden ötürü maruz kalabilecekleri ayrımcılığa ve saldırılara karşı korumakla yükümlüdür."
* Yüzde 72'si vatandaşların ait oldukları grup, kültürel kimlik ya da cemaatleri yaşatma özgürlüklerinin tanınmasını istiyor.
* Yüzde 85'i, ait olunan kültürel grup içinde baskıya maruz kalan vatandaşların hakları için devletin müdahale etmesi gerektiğine inanıyor.
* Dört kişiden üçü (yüzde 76) öğretmen, hâkim gibi kamu çalışanları da dahil olmak üzere örtünmek isteyen herkesin örtünebilmesi gerektiğini düşünüyor.
* "Kamu hizmetleri mümkün olduğunca halkın seçtiği yerel kurumlarca yürütülmelidir" fikri dörtte üç oranında destek görüyor.
* "Seçilmiş yerel yönetimler yalnızca kendi bölgelerinde geçerli olmak üzere merkezî sisteme ek olarak vergi düzenlemeleri yapabilmelidir" fikri yüzde 33 oranında onay görüyor, yüzde 48,5'lik kesim ise bu fikre karşı çıkıyor.
Yargı bireyi korumalı: yüzde 77
* Yüzde 84'ü "Cumhurbaşkanı, Hükümet, Ordu dahil hiçbir kurum yargı denetimi dışında bırakılmamalıdır" ifadesine katılıyor.
* "Askerî Mahkemeler kaldırılmalıdır" ifadesi görüşülen kişilerin yüzde 38'inden onay görürken, daha yüksek oranda (yüzde 46) bir kesim tarafından onaylanmıyor.
"Devletin itibarı ve çıkarı söz konusu olduğunda yargı bireye karşı devletin tarafını tutabilmelidir" ifadesi karşısında toplum ikiye ayrılmış görünüyor. Yüzde 45'i bu durumu doğru bulurken, 38'i karşı çıkıyor.
* Yüzde 77'si "Yargı devleti değil bireyi korumakla yükümlüdür ve bu anayasada yer almalıdır" şeklindeki ifadeye katılıyor, yüzde 11 ise katılmıyor.
En büyük yetki mecliste: Yüzde 56
* "Size göre ülke yönetiminde en büyük yetki ve güç kimde olmalı?" sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 56'sı meclis, yüzde 23'ü devlet başkanı veya cumhurbaşkanı ve yüzde 20'si başbakan veya hükümet cevaplarını veriyor.
*"Devlet organları arasında bir mutabakat bulunmadığı durumlarda son karar kime ait olmalıdır?" sorusuna yüzde 44 oranında "anayasa mahkemesi", yüzde 39 oranında "meclis" ve yüzde 17 oranında "hükümet" cevabı veriliyor.
Seçim barajı düşsün: Yüzde 37
* "Seçim barajının yüzde 4 oranına düşürülmesi" önerisi yüzde 37 oranında destek bulurken, yüzde 42'lik kesim bu öneriyi desteklemiyor.
* "Milletvekili, belediye başkanı gibi siyasi görevlere seçilenler, seçimi beklemeden bölgelerindeki seçmenlerin belirli bir sayısının imzası ile görevlerinden alınabilmelidir" ifadesi üçte iki oranında destek buluyor.
* Görüşülen kişilerin yüzde 61'i "siyasi partiler herhangi bir şiddet eylemiyle açıkça ilişkisi bulunması dışında hiçbir sebeple kapatılmamalıdır" ifadesini onaylıyor.
Yüzde 30: zorunlu askerlik kalksın
Halihazırda Türkiye'de tüm erkekler için geçerli olan askerlik zorunluğunun yeni anayasada aynen devam etmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 70. Ancak her on kişiden üçü profesyonel orduya geçilmesi veya yeni anayasada vicdani red hakkı ya da zorunlu askerlik yerine sosyal hizmet seçeneğine yer verilmesini tercih ediyor. (NV)
Raporun tamamı için tıklayınız.