Anayasa Mahkemesi (AYM), erişime engelleme ve içeriklerin yayından çıkartılmasına ilişkin yeni bir pilot karar aldı.
CHP’nin 2020’de, Tavşanlı Sulh Ceza Hâkimliğinin ise 2022'de yaptığı iptal başvurusunu birleştirerek görüşen AYM, 5651 sayılı kanunun bazı maddelerini iptal etti.
Kanunun "kişilik hakları ihlali" gerekçesiyle erişim engeli ile içeriğin çıkarılması kararı verilmesine olanak sağlayan 9. maddesini Anayasa’ya aykırı buldu.
Söz konusu maddenin kapsam ve sınırlarının belli olmadığını belirterek kişilik hakları gerekçesiyle sansürün ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü sınırladığını kaydetti:
Dava konusu kurallar, internet ortamında yapılan yayınların içeriğinin yayından çıkarılabilmesine ve/veya bu yayınlara erişimin engellenmesine imkân tanımak suretiyle ifade özgürlüğünü ve bu yayının internet haberciliği kapsamındaki bir yayın da olabileceği gözetildiğinde basın özgürlüğünü sınırlamaktadır. Anayasa’nın 13. maddesi gereğince böyle bir sınırlamanın kanunla yapılması, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebeplerine, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir.
Dava konusu kuralların kişilik haklarına yapılan saldırılara karşı internet içeriğinin sınırlanmasına yönelik kademeli bir müdahale yöntemi sunmadığı görülmüştür. Kurallar kapsamında yapılan sınırlamanın internet ortamında yer alan belirli bir içeriğe erişimi engellemek suretiyle o içeriğin belirli bir ülke sınırları içinden ulaşılmasına, kararın verildiği tarihten itibaren süresiz olarak engel olduğu anlaşılmıştır.
Bu yönüyle kurallar ifade ve basın özgürlüklerine ağır bir müdahale teşkil etmektedir. Kurallar ile düzenlenen usul, internet ortamında bulunan zararlı içeriklerle diğer başka usullerle mücadele edilebildiği sürece başvurulmaması gereken bir yöntemdir. Bu çerçevede kuralların kamusal makamların takdir yetkisini daraltarak keyfî davranışların önüne geçebilmek için usule ilişkin güvenceleri sunmadığı değerlendirilmiştir. Ayrıca kuralların demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve orantılı karar verilmesini sağlayacak güvenceleri de barındırmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Yüksek Mahkeme 2021’de de, sulh ceza hakimlikleri tarafından bu maddeyle internet sitelerindeki haberlere verilen erişimin engellenmesi kararlarının “ifade ve basın özgürlüğünün ihlali” olduğuna ve değiştirilmesi gerektiğine hükmetmişti.
AYM'DEN ERİŞİM ENGELİ İÇİN PİLOT KARAR
AYM, TBMM'ye yapısal sorunları gidermesi için 1 yıl verdi
BTK Başkanın yetkisi iptal
Anayasa Mahkemesi ayrıca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanının erişime engelleme ile içeriğin çıkarılması kararı verme yetkisini elinden aldı.
BTK Başkanının yapacağı tespitle erişim engeli ile içeriğin çıkarılması kararı vermesinin masumiyet karinesini ihlal ettiğine hükmetti. Kararda şöyle dedi:
Anayasa’nın 38. maddesi suç şüphesi altında bulunan kişiyle ilgili olarak çeşitli tedbirler alınmasını mutlak olarak yasaklamamaktadır. Suç şüphesi altında bulunan kişiye ilişkin olarak çeşitli adli ve idari tedbirlerin alınmasının önünde anayasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak öngörülen tedbirin ceza yargılaması süreciyle bağlantılı olarak yürütülen geçici bir tedbir niteliğinde olması gerekir. Ceza yargılaması sürecinden tamamen kopuk olarak uygulanan ve nihai nitelik taşıyan tedbirler, kişinin ceza mahkemesi kararından önce suçlu muamelesi görmesi sonucunu doğurduğundan masumiyet karinesini zedeler.
Dava konusu kurallarda öngörülen tedbirin ceza yargılaması sürecinden kopuk ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı tarafından yapılacak bir suç tespitine bağlı olarak uygulanan nihai bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Başkan tarafından uygulanan idari tedbirin gerekçesini oluşturan suçla ilgili olarak başlatılan ceza soruşturması sürecinde tedbir kararının gözden geçirilemediği, yargılama mahkûmiyet dışında bir hükümle neticelense bile tedbir kararının ayakta kalmaya devam ettiği görülmüştür. Bu durumda, bir kimsenin suçlu olduğu kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilene kadar ona suçlu gibi muamele edilemeyeceğine ilişkin güvencenin anlamsız hâle geldiği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak ceza kanunlarında suç olarak düzenlenen eylemlerin işlendiğinin henüz kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilmeden, idari bir makamın yapacağı suç tespitine bağlı olarak nihai bir tedbir mahiyetinde olan içeriğin çıkarılması kararı verilmesinin ve bu kararın icra edilmemesi durumunda idari para cezası uygulanmasının masumiyet karinesini ihlal ettiği değerlendirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
AYM, kararın Resmî Gazete’de yayımlandıktan dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine hükmetti. Yasa hükmünün iptali ancak 10 Ekim 2024'te gerçekleşecek.
İfade Özgürlüğü Derneği'nin EngelliWeb 2022 raporuna göre, 5651 sayılı kanunun 9. maddesi kapsamında 2014-2022 döneminde 543 farklı sulh ceza hakimliği tarafından verilen 6 bin 509 farklı kararla erişime engellenmiş 35 bin 023 haber ve kaldırılan, çıkarılan veya silinen 29 bin 253 haber tespit edildi.
(HA)