Tiyatro sanatçısı Ayten Gökçer, Türkiye'nin erkekler ülkesi olduğunu, Meclis'in de erkeksi özellikler taşıdığını savundu. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Milletvekili Nimet Çubukçu, gelişmişlikte tek kriterin kadın parlamenterlerin azlığının olmadığını ileri sürdü. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Gülsün Bilgehan, İnönü'nün kız torunu olarak Meclis'te olmaktan mutluluk duyduğunu açıkladı.
"Ana unsur eğitim"
Avrupa Birliği (AB) İçin Türkiye Kadın İnisiyatifi Başkanı Arzuhan Yalçındağ da, Avrupa kamuoyunun bir bölümünün tarihsel önyargıları nedeniyle Türkiye'nin Avrupalı olduğuna inanmadığını belirterek, "Görev bizim. Onları buna inandırmamız gerek" dedi. Kadınların sosyal ve ekonomik yaşamda söz sahibi olmalarını sağlayacak ana unsurun eğitim olduğunu vurgulayan Yalçındağ, şunları söyledi:
"Sorunların çözümünde başlangıç noktası kadının siyasete katılımı olmalı. Her şeyden önce partiler kadın haklarına inanmalı.
Kadın haklarının geliştirilmesi ve sivil toplum, Türkiye'nin AB'ye girişinin anahtarlarıdır. Kamuoylarının direnişini kıracak bu iki gücü geliştirmek çok önemli. Mücadele sürecek. Bu konuda hacca giden karınca gibi düşünüyorum. Karıncanın, 'Yol uzun, sen bu hızla varamazsın' diye alay edenlere verdiği cevap şu: 'Gidemesem de, o yolda ölürüm'. Son noktada önemli olan tabii ki tam üyelik.
Ama o yolda kazanacağımız deneyimle insanı insan yapan değerleri benimseyip, uygulamanın bize kazandıracakları en az tam üyelik kadar önemli." (BB)